Yumurta ve ötesi: Pisuvardan Brillo kutusuna

Yumurta ve ötesi: Pisuvardan Brillo kutusuna

En son çağdaş sanat fuarı Contemporary Istanbul’da gördük ki, günümüz sanatı artık sosyal medya çağının sanatı. Fuarda sergilenen Emre Yusufi’nin “Özçekim Yapan Herkülü” günümüz insanına çok güzel ayna tutuyordu: Çekiyorum, paylaşıyorum, öyleyse varım. Ocak ayının ilk günlerinde Instagram’a yüklenen bir yumurta fotoğrafı kısa zamanda 50 milyona yakın beğeni alarak bir rekor kırdı. Yalın, tek bir yumurta fotoğrafı parlak şöhretlerin, dünyanın en ünlü isimlerinin paylaşımlarını bile geride bırakarak zirveye oturdu. Mega yıldız haline gelen bu sade yumurtanın öyküsünü sanat, şöhret ve günlük yaşam arasındaki alana koyabiliriz. Olaya sanat tarihsel bağlamda bakacak olursak, bundan 100 yıl öncesine kadar uzanan kavramsal sanatın günümüze uzantısı olarak okumak mümkün.

NEYİ BEĞENDİKLERİNİ ANLAMADIM

Yumurtanın fotoğrafını çeken Sergey Platonov Esquire’a yaptığı açıklamada “İnsanların bu yumurtada neyi beğendiğini pek de anlamadım. Açıkçası bunun yerine başka bir fotoğraf da olsaydı muhtemelen aynı etkiyi yapacaktı” demiş. Doğrudur, devir artık pazarlama, reklam, halkla ilişkiler ve sosyal medyayı iyi kullananların devri. Dünyanın en parlak fikrine sahip olsanız ya da en özgün sanat yapıtını üretseniz de, pazarlamanız zayıfsa kimsenin haberi olmaz. Ama Instagram’a tıpkı bu yumurtada olduğu gibi bir iddia ile koyarsanız yaşananları görüyorsunuz. Fotoğrafçısının bile bilmediği bir hesaptan “Birlikte Kylie Jenner (18 milyon)’ı geçip bir dünya rekoru kırarak Instagram’da en sevilen post olalım.” notuyla paylaşılan yumurta gerçekten de şu ana kadar 47 milyon beğeni aldı.

GERÇEKLİK ANITI GİBİ DİKİLDİ

Dünya; savaşlar, ekonomik krizler, küresel çevre sorunlarıyla boğuşurken bir yumurtadan bahsediyoruz. Ama bu yumurtanın ötesine bakınca dikkatimizi tüm bu önemli sorunlardan uzaklaştıran ve beyinleri uyuşturan instagram öykülerini görüyoruz. Yumurta belki de bu saçmalıklara karşı bu kadar beğeni aldı. Sıradan, şöhretsiz insanlar kendilerini o yumurta ile özdeşleştirdiler. Yumurta resmi, sosyal medya rekabetinde bir tür sembol oldu ve dünyayı hep çok güzel, çok yapay, çok filtreli gösteren Instagram fotoğraflarının karşısına bir gerçeklik anıtı gibi dikildi.

AYNI TEMELE DAYANIYOR

Bu yalın biçim aslında elbette kavramsal sanat adına konmadı Instagram’a ama Marcel Duchamp’ın “Çeşme” adını verdiği pisuvar ya da Andy Warhol’ün Brillo kutuları gibi bir yolu izledi. Duchamp’ın 1917 yılında bir pisuvarı sanat yapıtı olarak sergilemesi ile Warhol’ün 1969 yılında popüler bir sabun paketinin birebir kopyasını üretmesi aynı temele dayanıyor: Neyin sanat neyin sanat olmadığını sorgulamak. Günlük bir kullanım nesnesinin bile sanat adına sunulabileceğini gösterdiler. Ve şöhrete uzanan yolun aslında ne kadar kısa olabileceğini… Kuşkusuz Duchamp sergiye bir pisuvarı gönderdiğinde şöhret olmak gibi bir hedefi yoktu ama Andy Warhol ve şöhret ilişkisi farklı bir durum. “Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacak” diyen Andy Warhol’u zaman doğruladı. İlk Brillo kutusu bin dolara satılmışken, 40 yıl sonra 3 milyon dolara alıcı bulması ile yumurta resminin 45 milyon beğeni alması aynı anlayışın sonucu. Eğer o beğeninin para olarak bir karşılığı olsaydı herhalde yumurta Brillo kutusunu geçerdi.

 

Exit mobile version