Burcu Atıcı
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Dijital Gerçeklik ve Kendini Yiyip Bitiren Hayatların Bozulan Saati

Dijital Gerçeklik ve Kendini Yiyip Bitiren Hayatların Bozulan Saati

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dijital dünyanın zamanla insan beynini değiştirdiği aşikar diyebiliriz. Sanal gerçekliğin beyin yapımızın üzerinde yaptığı değişiklik artık su götürmez bir gerçekken, ruh halimizi de ciddi anlamda etkilediğini bu doğrultuda görmezden gelemeyiz. Yaşanılan dijital devrimin elbette pek çok yararı da beraberinde getirdiğini inkar edemeyiz. Bununla birlikte madalyonun öbür yüzüne bakmak da gerçekleri daha iyi görmek açısından önemlidir.

Sosyal medya platformları artık hayatımızın büyük bir parçasını oluşturuyor. Uzun saatlerimizi sevdiğimiz sosyal medya platformlarında hiç farkına varmadan geçirdiğimizi göz ardı edemeyiz. Pek çok insan günlük hayatta sosyal medyada ya da farklı dijital ortamlarda geçirdiği zamanla günlük hayatta yapacağı işlere ayırdığı zamanı rahatlıkla ayırabilirken, önemli bir sosyal medya kullanıcısı kesimi de bu süreci doğru yönetemiyor denilebilir. Uzun süre dijital dünyanın verilerine maruz kaldığımız da da elbette gerçeklik algımızın ciddi anlamda değiştiğini de kendimiz de gözlemleyebiliriz.

Sosyal medyada pek çok insan hayatının en güzel kısımlarını ve kendisinin en güzel halini filtreli şekilde paylaşıyor. Bu konuda herhangi bir sorun yok çünkü hepimiz kendimizin en güzel ve kusursuz halini buralarda paylaşmaktan zevk alıyoruz. İşte asıl tehlike de burada başlıyor dersek, madalyonun diğer tarafını çevirmiş oluruz.

Takip ettiğimiz kusursuz hayatları ve vücutları gördükçe, kendimizi yetersiz, çirkin ve değersiz hissetmemiz de mümkün olabilir. Sosyal mecralarda gördüğümüz ışıltılı hayatlara niye sahip olamadığımız düşünüp, belki de depresif bir ruh haline bürünebiliriz. Çekici bir vücuda ya da kusursuz bir yüze sahip olamadığımızı da düşünerek, giderek değersizlik hissiyle baş edemez hale gelebiliriz. Bunun sebebinin de elbette kendimizi bu sanal dünyanın büyüsüne kaptırıp, gerçeklik algımızın giderek bozulması olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Herkesin dijital dünyada kendini en kusursuz haliyle paylaştığı düşünüldüğünde, kendimizi diğerleriyle kıyasa ve yarışa sokmadan, bu duruma farkındalıkla yaklaşmamız daha sağlıklı bir tutum olarak ele alınabilir. Bunun için öncelikle kendi sahip olduklarımıza bakarak, dijital dünyanın tam anlamıyla da gerçekleri yansıtmadığının bilincinde olmamız gerekir.

Hiç kimsenin hayatının kusursuz olmadığını bilerek, oluşturulan profillerin yalnızca hayatın bir yüzü olduğunu düşünerek hareket etmemiz, ruh sağlığımızı korumak açısından etkilidir. Kusursuz hayat ve insan diye bir kavramın olmadığını, bu sanal gerçeklikten bir nebze olsun başımızı kaldırıp, gerçek dünyayı gözlemlediğimizde anlayabiliriz. Bunun için de öncelikle sosyal medya profillerinin arkasındaki gerçekliği bir dakika olsun düşünmek, depresif ruh halinden ve kıyaslayıcı zihinden çıkmak için faydalıdır.

Takipçi, beğeni ve yorum sayısı, sosyal medya platformlarının görünen yüzünde gerçekliğin değerlendirmesini sağlayabilir. Bu noktada filtresiz güzelliklere odaklanarak, biraz algımızı değiştirmenin keyfini yaşayabiliriz.

Dijital Gerçeklik ve Kendini Yiyip Bitiren Hayatların Bozulan Saati
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Yazınızı sonuna kadar okudum ve sonuna kadar katıldığımı belirtmek isterim…

    Cevapla
Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!