Yarın kadar yakın

Yarın kadar yakın

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Kızılcahamam Eliz Hotel’de düzenlenen AK Parti 29. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın açılışında konuştu. Son dönemde yaşanan gelişmelerin Türkiye olarak, özellikle Türkiye ortak paydasında buluşan herkesle yol yürümeleri gerektiğini gösterdiğini belirten Erdoğan, Cumhur İttifakı çatısı altında MHP ile 15 Temmuz gecesinden beri yürüttükleri çalışmaların memnuniyet verici şekilde sürdüğünü bildirdi. Erdoğan “Önümüzdeki dönemde MHP ile çok daha kapsamlı ve yakın şekilde çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Dünya değişirken, Türkiye değişirken AK Parti’nin yerinde saymayacağını belirten Erdoğan, “Ülkemizi bugünlere getiren parti olarak milletimizin geleceğe ilişkin beklentilerinin de tek adresi Allah’ın izniyle yine biz olacağız. Hiç endişeniz olmasın. Bunun için 24 Haziran ve 31 Mart seçim sonuçlarını da göz önünde bulundurarak partimiz ve ülkemiz için en doğru adımları atmakta kararlıyız. Kongrelerimizde bu kararlılığımızın somut tezahürlerini ortaya koyacağız” değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti teşkilatına seslenen Erdoğan şu uyarılarda bulundu: Milletimiz bize destek ve oy vermek zorunda değil. Biz milletimizin gönlünü kazanarak bunu sağlayacağız. Ana kademe, kadın kolları ve gençlik kolları yönetimlerimizin, milletvekillerimizin, belediye başkanlarımızın, belediye ve il genel meclis üyelerimizin asli görevi budur. Hiç kimsenin üstlendiği sorumluluğun gereğini yerine getirmeyip, her şeyi bir üste özellikle de şahsıma havale etme kolaycılığına kaçmaya da hakkı yoktur. Bu tabii bizi ciddi manada üzüyor. ‘Beyefendi böyle talimat verdi, böyle istedi’ haberimiz yok ama bunun istismarını yapanlar var. Bunları da buradan sizlerin şahsında tüm milletime özellikle duyuruyorum. Şunu herkes bilmeli ki bunların hepsi maalesef fırsatçılıktır. Bu fırsatçılara imkan vermeyeceğiz.

Erdoğan “Şu an yaklaşık 10 milyon 500 bine varan bir üye sayısına sahibiz. Bu hiçbir partide yok. Şimdi bunu ilmek ilmek işlememiz lazım. Üyelik şuurunu çok farklı bir yere çıkartmamız lazım” mesajı verdi. Erdoğan, TBMM’nin yeni yasama dönemine başladığını hatırlatarak, yeni yasama döneminde Meclisten en büyük beklentilerden birinin, yargı reformu çerçevesinde hazırlanan kanun tekliflerinin sonuçlandırılması olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin güvenli bölge politikasının, Suriye halkının kendi evlerine dönüşü konusundaki en makul ve insani yol olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Amacımız, Fırat’ın doğusunu da altını çiziyorum barış pınarlarıyla sulamak. Bu bölgede 2 milyon kişiyi iskan etmeyi planlıyoruz” dedi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: Biz de kendi göbeğimizi kendimiz kesmeye karar verdik. Fırat’ın doğusuyla ilgili muhataplarımıza her türlü ikazı yaptık. Yeteri kadar da sabırla davrandık. Kara devriyesiymiş, hava devriyesiymiş bütün bunların hikaye olduğunu görüyoruz. Bazı Amerikalı yetkililer alenen PKK, YPG’nin birlikte çalıştıkları bir yapı olduğunu da söylüyorlar. Öyleyse sözün bittiği yerdeyiz. Evet ülkemizi terör örgütünden uzak tutmak için sürekli yüzümüze gülen, sürekli diplomatik söz oyunlarıyla kendilerince oyalayanlara diyoruz ki ‘artık söz bitti.’ Hazırlıklarımızı yaptık, harekat planlarımızı tamamladık. Gereken talimatları verdirttim. Kararı verilen ve süreci başlamış olan barış pınarlarının önünü açma vakti belki bugün, belki yarın denebilecek kadar yakındır. Hem karadan hem havadan bu harekatı yürüteceğiz. Suriye tarafındaki kardeşlerimizin de tüm güçleriyle bizim yanımızda yer alacağından şüphemiz yoktur. Bugün bu adımı atmazsak yarın karşımıza çok daha büyük sıkıntıların çıkacağı gün gibi aşikar. Tehlikenin kapımıza dayanmasını beklemeyecek, sorunu kaynağında çözeceğiz. Hiç kimsenin bunun için Türkiye’yi suçlamaya hakkı yoktur. Avrupa ve Arap ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyayı bu ulvi mücadelesinde Türkiye’ye destek olmaya davet ediyorum.

50+1 SİSTEMİN OMURGASI

AK Partili eski bakan Faruk Çelik’in dile getirdiği 40+1 önerisi siyasetin gündemi haline geldi. Muhalefetin kapıyı kapattığı öneriyle ilgili günlerdir devam eden tartışmalara Cumhurbaşkanı Erdoğan nokta koydu: Birinci yılını geride bıraktığımız Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin çok uzun yıllar boyunca ülkemizin ihtiyaçlarını karşılayacağına inanıyorum. Cumhurbaşkanının seçilme oranının yüzde 50’den yüzde 40’a düşürülmesiyle ilgili ne düşüncemiz ne niyetimiz ne planımız ne de çabamız söz konusu. Yüzde 50 seçilme yeterliliği yeni sistemin adeta omurgasıdır. Ve bu iş bitmiştir. CHP buradan kendine bir şey çıkarmaya gayret ediyor. Sana buradan bir şey çıkmaz. Buradan sana kemik de düşmez. Cumhurbaşkanı seçilmek için yüzde 50 sınırının konulması rastgele tercih değildir. Gayet bilinçli ve vazgeçilmez bir kriter. Bu tartışmayı bir daha açılmamak üzere kapatıyoruz.

 

Exit mobile version