Kurul, vekaletle kestirilen kurbanın dinen caiz olduğu şartları hatırlatarak, vekaletin sözlü veya yazılı olarak verilebileceği gibi telefon, internet, faks ve benzeri iletişim araçlarıyla da verilebileceğini hatırlattı. İlgili kuruluşların, vekaletlerini aldıkları kişiler adına kesecekleri kurbanlıkların etlerinin tamamını hissedarlara ya da sahibinin rızasıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırması gerektiği vurgulandı.
Diyanet İşleri Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgilendirmeye göre, kurban ibadetinde esas olanın kişinin kurbanını kendisinin kesmesi olduğu belirtilerek, bununla beraber mali bir ibadet olduğu için kurbanın vekalet yoluyla da kestirilebildiği ifade edildi.
Vekaletle kurban kesiminin günümüzde iki şekilde uygulandığı anımsatılarak, şu bilgiler verildi:
“Bunlardan birincisi, kurban kesmek isteyen kişinin ilgili kuruluşa kurbanlık alımı ve kesimi için umumi vekalet vermesi, söz konusu kuruluşun da müvekkili adına taahhüt ettiği bu hayvanı alıp muayyen günlerde kesmesi şeklinde gerçekleşmektedir. İkincisi ise ilgili kuruluşun, kurban kesmek isteyen kimselere belirli bir bedel karşılığında kurbanlık hayvanı ya da hisseleri satması ve kesim günü geldiğinde de müşteriden vekalet alarak onun adına kesmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Bu uygulamada, önce satım akdi yapılmakta, daha sonra da kesim için vekalet alınmaktadır. Elde edilen etler de bazen kurbanı kestirene bazen de onun rızasıyla yoksullara ve hayır kurumlarına verilmektedir.”
“Hayvana ortak olanların tamamının niyeti, ibadet olmalı”
Bilgilendirmeye göre, vekaletle kestirilen kurbanın dinen caiz olması için kurban konusunda ilgili organizasyona başvurandan, kurbanın alım-satım ve kesimi için umumi vekalet alınması gerekiyor. İkinci uygulamada ise belirsizliğin oluşmaması için satıma konu olan hayvanın müşteriye gösterilmesi ya da cinsi ve yaşı gibi özelliklerinin yanında küpe numarasının da belirtilmesi lazım.
Satıma konu edilen hayvan, kurbanlık hayvanda aranan şartları taşımalı. Kurbanlık hayvana ortak olanların tamamının niyeti, ibadet olmalı.
Baştan umumi vekalet alınmadığı uygulamada, hisse satıldıktan sonra veya satım akdi esnasında ilgili kuruluşun, müşterisinden hayvanı kurban etme vekaleti alması gerekiyor. Vekalet, sözlü veya yazılı olarak verilebileceği gibi telefon, internet, faks ve benzeri iletişim araçlarıyla da verilebiliyor.
“Mutlaka kurban kesim günleri içerisinde kesilmeli”
Hayvanı kesen kişi, kurban niyetiyle ve müvekkili adına kesmeli. Kurbanlıklar, mutlaka kurban kesim günleri içerisinde kesilmeli. Hayvan kesim ücretleri, kesilen kurbanlık hayvanların etleri, derileri veya sakatatından karşılanmamalı. Her bir hissedar, kurban edilecek bir büyükbaş hayvanın en az yedide bir hissesine kaydedilerek belirlenmeli.
Kurban kesen kuruluşların hissedarlarını belirlemeden hayvanları topluca kesmeleri caiz değil. Bu nedenle her hayvanın hissedarları belirlendikten sonra kasaba vekalet verilmeli. Her bir hissedarın isminin kesim sırasında tek tek zikredilmesi zorunlu olmasa da şüpheden uzak olması açısından tavsiye ediliyor.
Kurban edilecek hayvanın henüz kesimi yapılmadan önce hissedarların belirlenmesi gerekiyor. Buna göre, önceden belirlenen hissedarlar adına kesilen bir hayvana kesimden sonra başkası ortak olamaz. Mesela altı kişi adına kesilen bir büyükbaş hayvana, kesimden sonra yedinci kişi dahil edilemez.
“Kurban etlerinin tamamı hissedarlara ya da ihtiyaç sahiplerine verilebilir”
Büyükbaş hayvan kesildikten sonra vekalet veren yedi kişi için etler eşit hisselere ayrılarak hazırlanmalı, isteğe göre sakatatı da eklenmeli ve vekalet veren kişiye/kişilere teslim edilmeli. Küçükbaş hayvan da bir kişi için kesilmeli ve sahibine teslim edilmeli.
Hisseleri belirlendikten sonra kesilen kurbanlıklardan elde edilen etlerin karıştırılmaması ve her hissedara kendisi adına kesilen hayvanın etlerinden verilmesi gerekiyor. Çünkü bu hisseler, vekalet verenlerin mülkiyetinde olduğundan yapılacak her türlü tasarruf onların izni ve onayına bağlı olmalı.
İlgili kuruluşlar, vekaletlerini aldıkları kişiler adına kesecekleri kurbanlıkların etlerinin tamamını hissedarlara ya da sahibinin rızasıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırmalı. Bunların bir kısmını et olarak satmamalı veya belirlenen kilogram üzerindeki et miktarlarını bir araya getirerek yeni bir hisse oluşturmamalı.
Hayvanın deri ve sakatatı hisse sahibine/sahiplerine ait olduğundan, bunların ya kendisine ya da kendisinin izniyle dinen bağışlanması caiz olan şahıs veya hayır kurumlarına ulaştırılması gerekiyor.
Kurban ibadetinin, et satın alımını andırmaması için belli kiloda et miktarının kurban sahiplerine verilmesi taahhüt edilmemeli, bunun yerine tahmini bir kilo aralığı belirlenerek çıkan et ne ise o teslim edilmeli.