ve KAŞIKÇI öldürüldü

18835900_10213797990120974_5143326113896489758_n

Kaşıkçı’nın öldürülmesi pehlivan tefrikasına döndürülerek, cinayetin ana ve arka planın bilinmesi istenilmediğinden bilgi kirliliği ile üzeri örtülmeye çalışılıyor…
Çünkü bu ve buna benzer kirli, gizli ve içinde değişik hesaplar barındıran pespaye konularda, bilgi kirliliği ile olayın kapatılması her zaman uygulana gelmiş çirkin ve basit bir oyundur.
Bildiğimiz kadarı ile Cemal KAŞIKÇI, Suudi Arabistan vatandaşı, memleketindeki basın yayın kuruluşlarında önemli görevlerde bulunmuş son olarak da W. Post Gazetesinde yazılar yazan ilginç bir gazeteci.
Ayni zamanda da, Bursalı İlahiyat Mezunu, evladı olacak yaşındaki bir Türk kızı ile nişanlı. Evlilik işlemlerini yaptırmak için geldiği İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda, kayboldu sonradan vahşice öldürdüğü söylendi.
Bu vahşi cinayet ilk duyulduğunda, ABD ve İsrail’in yaptığı açıklamalar ile bir taşla birkaç kuş vurmak üzere ve Türkiye’nin başına çorap örülmek üzere kurgulandığı izlemini veriyordu. Çünkü bu cenahın kiralık yerli tetikçileri, buna benzer diğer işlenmiş olan cinayetlerde şahit olduğumuz üzere hiç boşluk vermeden karavana atışına başladılar.
Bu cenahın bir türlü kabullenmek istemedikleri ve unuttukları bir konu vardı. Türkiye artık eski Türkiye değil. İsteyen istediği gibi topraklarımızda cirit atıp, racon kesemiyor. Türkiye de artık Milli olan bir İstihbarat teşkilatı var. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum. Suudi Arabistan Kaşıkçı’nın katilini Salı gününe kadar açıklasın yoksa biz açıklayacağız diye gelen tehditten sonra Cemal KAŞIKCI olayı ellerinde patladığında çok şaşırdılar.
Bu defa bilgi kirliliği yaratmak adına, plak tersine çevrilip çalınmaya başlandı. Sivas Madımak, Başbağlar, Uğur MUMCU, Bahriye ÜÇOK, Necip HABLEMİTOĞLU… Bildiğimiz bilmediğimiz birçok faili meçhul… Rahmetli Özal, Muhsin YAZICIOĞLU… Bunların hepsi dış istihbarat örgütlerince planlanan ve sınırlarımız içinde uygulanan derinliği olan suikastlar…
KAŞIKCI olayının sırrını da, ömrümüz olursa 20-30 yıl sonra detayları ile öğrenir ve o zaman da, şimdilerde geçmişteki olayların iç yüzlerini öğrendiğimizde dediğimiz gibi vay anasını der geçeriz. Tabi o zamanda atı alan Üsküdar’ı geçmiş olur…
Uğur MUMCU 1993 yılında öldürülmüştü. O zamandan günümüze kadar failleri yakalanmadı. Ama cinayet işlendiği zaman suç Müslümanların üzerine yıkılmış, namaz kılan, sakallı bıyıklı kim varsa toplumun gözünde cinayet zanlısı ilan edilmişti. Sokaklar ve zihinler bu konu ile meşgul edilip, gölgeler ile kavga ettirilir iken Ülkenin başına büyük çoraplar örülmüştü.
Şayet KAŞIKCI olayı da, çözülememiş olsaydı. Ortadoğu’nun şer ittifakı ve yerli işbirlikçileri dün olduğu gibi bu günden de Türkiye’nin başına mutlaka bir çorap örmeye kalkışacaklardı.
Düşünce konforunu bozup, KAŞIKÇI cinayetinin Türkiye’nin başına yıkıldığını tahayyül edin… Sokaklar da herkes birer Kaşık olup, ortalık nasıl karışırdı…
Geçmiş olsun Türkiye’m…

Exit mobile version