Necip Fazıl Kısakürek’in şahsi eşyalarıyla, kullandığı mobilyaların da aralarında bulunduğu kalıcı sergi, usta yazarın vefatının 36. yılında, Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfı’nın Ümraniye’deki yeni mekanında açıldı. Türk düşünce hayatında, fikirleri ve eserleriyle derin izler bırakan usta edebiyatçının eşyalarından günümüze ulaşan hatıraları, ailesi tarafından hayata geçirilen sergiyle de gün yüzüne çıkıyor.
Büyük Doğu Yayınları Yayın Koordinatörü ve aynı zamanda Kısakürek’in torunu olan Emrah Kısakürek, dedesinin adı söylendiğinde ilk akla gelenlerden birinin de Büyük Doğu Yayınları olduğuna işaret ederek, artık vakıfla yayınevinin aynı binada olacağını aktardı. Emrah Kısakürek binanın ikinci katını dedesine ait özel eşyalarından oluşan kalıcı sergiyle vakfa ayırdıklarını kaydetti.
Kalıcı müzede yer alan eşyaların özelliklerine de değinen Emrah Kısakürek, şu bilgileri verdi: “Üstadın eşyaları içinde yaşadığımız evimizdeydi. Dolayısıyla o eşyalarımızı, kendi eşyalarımızı gayet güzel koruduk. Tamiratlarını, bakımlarını yaptık. Burada görecekleri eşyalar üstadın iklimini göstermek bakımından önemli. Mesela Üstadın müzik zevki hakkında çok bilgisi olmayanlar için plakları (Beethoven, Çaykovski, Puccini, Verdi) var burada. Üstad çok radyo dinlediğinden, radyoları var. Ayrıca at zevkine ait kamçısı var. Biyografik belgeler var. Buradaki göstereceğimiz iklimin haricinde zaten koca bir araştırma merkezi var. Orada da hususen araştırma yapacakları büyük bir zenginlik var. Zaten aileden fertler genelde her gün burada oluyor. Üstadın sevenleri, onun mirasları gibi bizi de görmek isterlerse gelebilir. Zaten eşyalarıyla, anılarıyla burada baş başa kalacaklar.”
Usta fotoğraf sanatçısı Ara Güler tarafından çekilen orijinal fotoğrafının da sergide yer aldığına dikkati çeken Emrah Kısakürek “1990 senesinde Cağaloğlu’nda büyük bir sergi yaptık. O sergi için amcam Ara Bey ile görüştü ve bana talimat verdi. Ben gittim. Galatasaray’daki ofisinde, kendisi basıp bu fotoğrafı vermişti. O bakımdan da bir kıymeti var” ifadelerini kullandı.
Emrah Kısakürek, dedesinin el yazması “O ve Ben” kitabından bir bölümün de sergide olduğunu kaydederek, “Buraya gelenler, tam imanla tam inkar arasında gidip geldiği bir akşamda, bir anda sobaya attığı ve sonra geri alıp alevlerini söndürdüğü kitabı görebilecekler. Bu kitabı anlatırken, ‘İnşallah ben öldükten sonra da saklayan olur’ diye vasiyet niteliğinde bir cümle yazmış kitaba. Biz de Allah ömür verirse o kitabı saklamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Büyük Doğu Yayınları Editörü Suat Ak ise şu bilgileri verdi: “Burada sergilediğimiz önemli belgelerin biri de mendil. Mendilin üzerinde üstadın notu var. Bu mendile Topbaşı cezaevinde 1957’de hapisteyken not düşmüş. ‘Tarih 24 Temmuz 1957 çarşamba. Hazreti Fatıma bahsi yazılırken gözyaşım’ ifadesi var. Yani üstad hapishanede ‘Çöle İnen Nur’ kitabının içerisinde bir bölüm olan ‘Hazreti Fatıma Bahsi’ni yazarken yaşadığı hissiyatı ve döktüğü gözyaşlarını bu mendilde zapt etmiş ve bunu bu şekilde tespit etmiş. Altında da bir not var: ‘İnşallah hapishanede son gecem.”
Dolaplar içindeki gizli hazine
Necip Fazıl’ın torunu Şeyma Kısakürek Sönmezocak da vakıf bünyesinde açılan sergi ve araştırma merkezi için 4 sene uğraş verdiklerini ifade etti. Sönmezocak “Araştırmacılar, Kafa Kağıdı’nın tefrikalarını, 1984 baskısı gazete örneklerini, ‘Bir Adam Yaratmak’ tiyatro oyunuyla ilgili çıkan tiyatro tanıtım makalesinin orijinal nüshasını, üstadın kendi el yazısıyla yazışmaları, mektupları ve fotoğraflarının hepsine ulaşabilir. Üstad bir eser yaparken nasıl çalışmış. Bütün eskizleri, şablonlarının hepsi burada mevcut. Müdafaları, kendi ailesinin ya da annesinin yazdığı el yazısı notlar, ithaflar hepsi burada. Dolayısıyla üstada dair merak edilen ne varsa hepsine burada ulaşabilir araştırmacılar. Burada dolaplar içerisinde çok gizli bir hazine var aslında.”