Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa dönüşü yaptığı açıklamaları ilginç ifadeler içeriyor.
Bakın neler demiş: …ABD’nin PKK’lı üç isim için para ödülü koyması geç kalmış bir adımdır… Biz bunu, PKK ile PYD’nin ayrı yapılar olduğu iddiasını meşrulaştırmak için ortaya atılmış bir oyun biçiminde telakki ediyoruz… Aslında YPG’nin yaptığı açıklama da ABD’lileri yalanlıyor. Açıklamada, PYD-YPG olarak esasen PKK’dan ayrı olmadıklarını belirtiyorlar. Bunu artık ABD’nin de görmesi gerekiyor…
ABD’nin ödül koyduğu gün ABD’li büyükelçi J.Jeffrey, YPG’yi terör örgütü olarak görmüyoruz demedi mi?
YPG’liler Amerikalı askerlerle iki gün önce gaziler gününü aynı yemek masasında kutlamadılar mı?
1993-95’te PKK’nın 1-2 Amerikalıyı kaçırmasını ta 25 yıl sonra 3 elebaşına ödül koymaya bahane yapmasını Türkiye’ye havuç, PKK-YPG’ye sopa olduğunu görmüyor musunuz?
PKK’nın rolünün bittiğini, PKK’nın terörle ulaşabileceği hedefe ulaştığını, şimdi PKK’nın vahşi terörist yüzünün üstünü örtüp IŞİD’e karşı savaştığı algısıyla kahramanlaştırdıkları PYD-YPG ile dört parçalı Kürdistan yolunda devam edeceklerini, Suriye kuzeyinde elde edeceği başarı hikâyesini Türkiye’ye taşımaya hazırlandığını görmüyor musunuz? .
Siz halen ABD’nin YPG’yi PKK’dan ayrı görüyoruz söylemini ABD’nin yeni manivelası olduğunu anlamıyor musunuz?
Erdoğan devam ediyor: …Sadece Kandil değil, bir de Mahmur Kampı meselesi var. Mahmur Kampı, PKK’nın kuluçka yuvası… BM de orayı dağıtma havası içinde… Bu konuda gerek ABD, gerek koalisyon güçleri, gerek merkezi yönetim ile daha yoğun temas içine girerek, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’ni dahil ederek, Irak’taki PKK varlığı hususunda çalışma yapmamız gerekecek… ABD’nin bu iddialı çıkışını Kandil’de böylece farklı bir zemine oturturuz.
Hem ABD’nin ödül koymasına YPG’yi meşrulaştırma oyunu diyeceksiniz, ki doğru, hem de buna ABD’nin iddialı çıkışı diyeceksiniz. Bu ne yaman çelişki? Ve bu çelişkiye rağmen Irak kuzeyinde ABD’den Türkiye lehinde adım bekleyeceksiniz.
Mahmur konusu şimdi neden yine açıldı? Tarif edilen iş birliği 2008’lerden sonra yaşanıp Türkiye’de açılım politikaları ve müzakere süreciyle sonuçlanmadı mı? Bu 2003’te ABD’yle ikili, 2005’te Irak’la üçlü, 2008’de Barzani’yle dörtlü mekanizma değil mi?
Şimdi yeniden ısıtılan bu mekanizmaya, İran’a yaptırım nedeniyle azalttığımız petrol ihtiyacımızın Barzani yönetiminden karşılanmak zorunda kalacağımızı da ekleyin. ABD’nin referandumla bitti denilen Barzani’yi canlandırma projesine can suyunun Türkiye’den geleceği anlaşılmıyor mu? Demek ki İran’a yaptırım sadece İran’ı hedef almıyormuş, Türkiye ile Barzani’yi yeniden bir araya getirme gibi yan hedefleri de varmış.
Sahi siz PKK’ya yönelik operasyonlarımızı engelleyen, PKK’lı elebaşlarıyla irtibatı devam eden, teslim edilecek bir Kürt kedisi bile yok diyen Barzani yönetiminin nesine güvenerek yine bir şeyler yapılabileceğine inanıyorsunuz?
Cumhurbaşkanı devam ediyor: …YPG konusunda da bazı konularda kendi aralarında bir iletişimsizlik var gibi geliyor bana. ‘Bu konuda da beraber yapabileceğimiz çok şey olabilir’ dedim. Fırat’ın doğusunu görüyorsunuz çözemiyoruz ve burada farklı gelişmeler var. Bu konuda gerek Mevlüt Bey’in gerek Savunma Bakanımızın, muhatapları ile yapacakları çalışmalar inşallah bizi daha rahatlatacaktır.
Aralarında iletişimsizlik var diyerek meydanlarda demediğini bırakmadığımız Trump yönetimini suçlamaktan kaçınıldığı gibi düşmanımıza silah vermeye devam eden ABD ile birlikte bir şeyler yapmaktan halen nasıl söz ediliyor?
Öyleyse gelin bütün bu yukarıda değindiğimiz gelişmelerle Türkiye’ye nasıl bir senaryo dayatıldığını özet olarak söyleyelim.
YPG; Menbic’de başlattığı PKK’ya işaret eden slogan, bayrak, poster, armaları Fırat doğusunda da kaldırıyor. Fırat doğusunda Türkiye-Suriye sınır hattından YPG uzaklaştırılıyor, sınırda ABD ile SDG’nin Arap unsurları devriyeye başlayacak. Koalisyon havadan da sınırda devriye uçuşları yapacak. Belki NATO bu görevi devralabilir.
Yani ABD, Türkiye ile YPG’nin arasına giriyor, PKK-YPG görünürlüğü azaltılıyor. Fırat doğusu terörden temizlenmiş algısı yaratılıyor.
PKK’lı olduğu aşikâr YPG-SDG üst kademesindekilerin temsilî sayıda görevden alınmasıyla PKK ile YPG’nin bağının kesildiği algısı yaratılacak.
Sonuç; Kalanların PKK ile bağlantısı kalmadığı gerekçesiyle Suriye kuzeyindeki yapının Türkiye tarafından kabullenilmesi. Sonra ver elini Irak’ın kopyası, özerk bölgeli Suriye anayasası.
Fırat’ın doğusunda farklı gelişmeler var, birlikte bir şeyler yapabiliriz ifadesinden kastedilen bu mu acaba?
Detaylar sonraki yazılarda.
Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz.