Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı İsmail Gülle, gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında sektördeki güncel gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye ekonomisinin inşaatla büyüme döneminin sonuna gelindiğini anlatan Gülle, “Sanayiyle büyüyen bir ekonomik modelin doğum sancıları yaşanıyor.” ifadesini kullandı.
Üretimin öneminin küresel finansal krizin yaşandığı 2008’den sonra tüm dünyada daha iyi anlaşıldığını belirten Gülle, “İnşaat iç piyasayı canlandırdı ama inşaat bitince iş de bitiyor. Oysa üretim öyle değil, sürekliliği var. İnşaattaki kazanç tek seferde büyük gibi görünse de geri dönüşü uzun vadeler alabiliyor. Oysa üretim ve ihracatta az da olsa sürekli elde edilen kazanç daha bereketli. İhracat, inşattan daha karlı aslında. Herkesin inşaatçı olduğu devir bitti. İhracatçılık devri başladı.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TOBB’da yaptığı istihdam seferberliği çağrısından bugüne kadar şirketlerinde 46 yeni kişiye istihdam sağladıklarını belirten Gülle, şunları söyledi:
“Ancak mesela alışınca mal indirip kaldırma en önemli iş haline geldi artık. Birçok işsiz var ama iş ile işgücü arasında uyumsuzluk var. Son 3-4 yıldır bu işçi bulma sıkıntısı sadece bizim sektörde değil diğer sektörlerde de var. Hükümetimiz de 2017’deki ihracat toplantısında bunu Başbakan Binali Yıldırım’ın ağzından dile getirdi. Geçen yıl tekstil fabrikaları öğrencisiz kaldı. Gelmiyorlar. Şimdi Bahçeşehir Üniversitesi ile yaptığımız çalışma sayesinde burs, yurt dışı eğitim ve iş garantisi veriyoruz.”
“Ücretler düşük olduğu için mi sanayide çalışmak istemiyorlar?” şeklindeki soru üzerine Gülle, şunları söyledi:
“Bizim sektörde 4-5 yıllık işçinin maaşı 2 bin 300 liraya kadar çıkabiliyor. Asgari ücret yok. Zaten asgari ücret bir çalışma ücreti değildir, dip fiyattır. Ben de herkese 5 bin TL maaş vereyim isterim ama dünyada rekabet var. Rakibin on cente mal satıyor, bırak kilogram başına doları. Ar-Ge Merkezimiz için belge aldık ama orada çalışacak insan lazım. Bana yılda bir ürün çıkarsa bile yeter. İnsanımız çalışmıyor. Bakıyorsun köyden gelen erzakla geçiniyor. Ama bizim artık insanımızı eğiterek teknik eleman sayımızı artırmamız lazım. Koç’un ‘meslek lisesi memleket meselesi’ projesi burada bir farkındalık oluşturdu.”
Yeni bir yatırım yaparak kapasite artışına gittiklerini anlatan Gülle, 100 kişiyi işe almak istemelerine rağmen bulamadıklarına dikkati çekerek, “Artık işgücü ithal etme durumuyla karşı karşıyayız. Bu yasadışı olarak yapılıyor zaten. Siz asgari ücretle çalışacak birini bulamayınca daha ucuza çalışan birileri bu boşluğu dolduruyor. 60 yıl önce Avrupa’ya işgücü ihraç ettik belki de artık ithal etmeye başlayacağız.” ifadelerini kullandı.
AB’ye ihracatta kilogram değeri tekstilde 5 avroya yükseldi
15 Temmuz FETÖ’cü hain darbe girişiminden sonra Avrupalıların siparişlerin yarısını başka yerlere kaydırdığını ancak bu durumun 2017’nin ilk altı ayından sonra tekrar eski düzenine dönmeye başladığını anlatan İsmail Gülle, ihracattaki durumu şöyle özetledi:
“Ülkenin toplam ihracatının kilogram değeri 2 dolar bile değilken, tekstilde AB’ye ihracatımızın kilogram değeri 2016’da 4.5 avroyken şimdilerde 5 avroyu buldu. Geçen süreçte yaşanan kur artışına rağmen fiyat düşmedi çünkü ürüne değer kattık. İplik üretsen tüm dünyada aynı fiyat ama farklı bir kumaş yaptın mı muadili olmadığından fiyatı da yüksek oluyor.”
“Kur arttığı halde hammadde fiyatları aynı oranda artmadı”
Merkez Bankası’nın yaptığı faiz artışına da değinen Gülle, “Mesele 3 puan meselesi değil. Kur seçimden sonra muhtemelen geriye gidebilir ama faiz direkt bir maliyet oluşturacak. Küçükken bir kova ile söndürmeyince helikopterle söndürmek zorunda kalınıyor” dedi.
Kur arttığı halde hammadde fiyatlarının aynı oranda artmadığına dikkat çeken Gülle, “Pamuk mesele 2.20 centti 11 liradan satılması lazımken 9 liradan satılıyor. İçerde demir fiyatı da artmadı düştü” bilgisini verdi.
İhracatçıların dövize ihtiyacı bulunmadığını zaten gelirleri dövizle olduğu için piyasadan döviz toplayanın ihracatçılar olmadığını kaydeden Gülle, Eximbank kredilerine ilişkin de şu öneriyi getirdi: “Eximbank krediyi dolar olarak geçmeli. Çünkü o günkü kurdan TL verince şu hareketli ortamda para kaybediyorsunuz. Aradaki fark da faiz gibi oluyor.”
“İtalyanlar marka teklif etti alamadık”
Türkiye’de sanayideki cironun üçte birinin vergiye gittiğini kaydeden İsmail Gülle, karlılığın artırılması gerektiğini vurguladı. Avrupa’nın birçok yerinde birçok sektörde üretimden çıkış süreci yaşandığını belirten Gülle, “İtalyanlar bize Cerruti’yi teklif ettiler ama alamıyoruz, sermaye derinliği yok” örneğini verdi.