TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ…?

7466_39446_10062013163031_7

Bir Politikacı için ölüm fermanı, verdiği karardan baskı ile geri adım atmak zorunda bırakılmasıdır. Bunun en bariz örneğini, Trump’ın, Suriye’den çekilme kararı vermesinden sonra, derin dehlizlerden gelen baskılar sonrasında geri adım atması zorunda bırakılmasında gördük.

Trump’ı almış olduğu karardan geri döndürenlere ister Derin NATO, ister Evanjelist komite diye adlandırın Dünyayı yöneten bu esrarengiz ve kirli güçlerin maalesef Ülkemiz ile ilgili gizleyemedikleri planlarının da mevcut olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir.

Trump’ın Suriye’den çekilme ile ilgili aldığı karardan geri adım attırabilecek kadar güçlü olan bu şer odakları, arzuladıkları dünya düzenin kurulmasına SSCB kurulması ile ara vermişlerdi. SSCB dağıldıktan sonra, hedeflerine İslam dinini ve Ülkelerini hedef alarak bıraktıkları yerden devam ediyorlar.

Bunun ilk uygulamasını 1990 lı yıllar da Avrupa’nın orta yerindeki Müslüman nüfusun yoğun olduğu Yugoslavya’da, Gezinin organizatörü Ospar’ın Belgrat’ta başlattığı kalkışma sonucu, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir vahşet ve Müslüman soykırımı ile yedi parçaya bölünerek başladılar.

Sonrasın da Arap baharı adı verilen yenidünya düzeni kurulması kapsamında küçük küçük devletler oluşturma projesinin son rötuşlarını yapmak üzere, 18 Aralık 2010 tarihinde Tunus’ta başlayan protestolar domino etkisi yaratarak bütün Ortadoğu ülkelerine yayılması ile çıkarılan ayaklanma ve iç karışıklar ile devam ettiler.

Ülkemiz de 27 Mayıs 2013 tarihinde Gezi Parkında ağaçların kesilmesi bahanesi ile başlatılan, sonrasın da bütün Türkiye’ye yayılan ama halkın tezgahın farkına varmasından sonra başarılı olmayan bir kalkışma yaşandı.

03 Temmuz 2013 tarihinde, Mısır’da Tahrir meydanın da Gezi benzeri bir kalkışma ile, seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi askeri darbe ile devrildi.

28 Mart 2014 tarihinde yapılan Mahalli İdareler seçiminde Ankara seçimlerinde, seçime hile karıştırıldığı ile ilgili yapılan iddialar ile bir grup YSK önünde toplanarak Gezinin devamını getirebilmek için planlanan bir karmaşa çıkarılmaya çalışıldı ise de, iddiaların sahibi partinin İl Başkanı, seçimler de hile olmadığını açıklayınca bu provokasyon da başlamadan bitti. Açıklamayı yapan İl Başkanı partisi tarafından görevden alınarak siyasi hayatı sona erdirildi.

Hazırlanan senaryolar bir türlü başarılı olamayınca, bu defa 15 Temmuz 2016 tarihinde Fetö terör örgütü tarafından hain kanlı darbe girişimi yaşandı. O günden bu güne yaşanan acı tecrübeleri hepinizin hafızasında taze olduğu için fazla izahata gerek görmüyorum.

Yalnız, parantez açarak dikkatinizi kronolojik olarak bahsettiğim olayları alt alta koyarak, Mısır’ da ki kalkışmadan sonra yapılan askeri darbe sonrasın da Ortadoğu’da kurulan kirli ittifak ve bugün Ülkemizin Güney sınırında yaşanan olaylar ile birlikte Trump’ın çekileceğim demesine rağmen egemen güçlerin baskısı ile çekilmekten geri atım attırılması olaylarını birleştirerek Ortadoğu ve Ülkemiz üzerinde yapılan kirli hesapları düşünmenizi istirham ediyorum.

Gezi Parkı veya 2014 Mahalli seçimlerinde kurgulanan veya zaman zaman kuluçkaya yatırıldığı halde Türk halkı tarafından sobelendiği için, başarılı olamayan provokasyonlardan birisi başarılı olmuş olsaydı, 15 Temmuz gibi kanlı bir darbe kafasındaki hainlerin bu kargaşa içinde neler yapabileceğini, Türkiye’nin nasıl bir tehlike ile karşı karşıya kalabileceğini düşünmek dahi istemiyorum.

24 Haziran 2018 tarihinde yapılan, Başkanlık ve Milletvekili seçimi öncesinde “Beni YSK önünden jilet ile kazıyamazlar.” , “ Seçim sonuçları açıklandığında Avukatlar ordusu ile YSK önünde nöbette olacağız” açıklamaları ile kaybedileceğini önceden bildikleri seçim akşamı, Seçimler de hile var, Muharrem İNCE kaçırıldı, halk sokaklarda iddiaları ile kurgulanan kalkışmasını Muharrem İnce’nin seçimlerde hile olmadığını, seçim sonuçlarını kabul ettiğini, seçim sonuçlarını gösteren ıslak imzalı belgelerin olduğunu açıklaması ile bu provokasyon da tutmadı. Ama bu açıklamalardan sonra da İnce’nin de siyaseten kalemi kırıldı.

Bu defa yabancı olmayan hayali ve şaibeli seçmen tartışmaları 31 Mart 2019 Mahalli İdareler seçimleri öncesinde algısı oluşturulmasına çok erken başlanıldı. İstanbul Adalar İlçesinde başlayan iddialar, birçok yere yansıdı. Niğde Ulukışla, Çanakkale-Bozcaada gibi ilçelerde seçmen listelerine itirazlar yapıldı. Gerçeklerin er geç ortaya çıkması gibi bir özelliği olduğundan YSK ve ilgili kurumların iddiaların üzerine titizlikle gitmeleri üzerine ilk tutuklama, Büyükçekmece’de boş daireye 354 seçmen kaydı yaptığı tespit edilen, CHP li Belediye çalışanı olan ve Nüfus dairesinde geçici olarak çalıştırılan görevliye yapıldığını Emin Pazarcı sosyal medya hesabından duyurmasına rağmen bu olay pire yapılıp, kamuoyundan gizlendi.

Yapılacak olan seçimler de Milli iradenin şaibesiz, doğru ve eksiksiz bir şekilde sandığa yansıması ve şaibe iddiaları ile ilgili şüphelerin oluşmaması için partili partisiz, vatanını seven her Türk vatandaşı üzerine düşen vatandaşlık görevini Milli birlik içinde, seçmen listelerine sahip çıkıldığı gibi sandıklara da sahip çıkması gerekir.

Çünkü, Arap baharı kasırgasında Türkiye’ de istediği kargaşa ortamını çıkaramayanlar, bu defa Fransa’da başlayan “ Sarı yelekliler” eylemlerinin domino etkisi ile Yunanistan’a kadar gelip sınırımıza dayanmış olan iç karışıklığı seçimler de şaibe iddiaları ile halkı sokağa dökerek karışıklık çıkarabilmek için bütün güçleri ile çalışıyorlar.

Buna fırsat vermemek adına, herkes üstüne düşen vatandaşlık görevini en iyi şekilde yapmak zorundadır.

Exit mobile version