Danıştay, sözleşmeli öğretmen ve sağlık personelinin ardından sözleşmeli imam-hatiplerin de kadrolu imam olarak atandığı yeni görev yerine giderken yolluk alabileceğine karar verdi.
Danıştay 11. Dairesinin Resmi Gazete’de yayımlanan kararına göre, Sinop Erfelek’te sözleşmeli imam hatip olarak görev yaparken, kadrolu olarak Karabük Demirli köyüne atanan imam, bu atama nedeniyle verilmeyen yolluk ücretinin ödenmesi istemiyle idareye başvurdu.
Başvurusu reddedilen imam, bu işlemin iptali istemiyle Zonguldak İdare Mahkemesinde dava açtı. İdare Mahkemesi, işlemi iptal ederek, yolluğun davacıya yasal faiziyle ödenmesine karar verdi. Bu karara itiraz edilmesi üzerine ise dosya Zonguldak Bölge İdare Mahkemesine geldi. Bölge İdare Mahkemesi, itirazı kabul ederek, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verdi.
İmam bu kez, Bölge İdare Mahkemesi kararının kanun yararına bozulmasını istedi. Danıştay Başsavcılığı da bu kararın, “yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade etmesi nedeniyle kanun yararına temyizen incelenerek bozulmasını” talep etti.
İstemi görüşen Danıştay 11. Dairesi, Bölge İdare Mahkemesinin kararını bozdu.
Gerekçede, mevcut yasal düzenlemelere göre, 657 sayılı Kanun’un 4/B. maddesi uyarınca kamu personeli olarak istihdam edilen ve kamu hizmetlerinin yürütülmesi ile görevli olan sözleşmeli personelin, 6245 sayılı Harcırah Kanunu’nun 3. maddesi kapsamında memur sayıldıkları, belirli koşullarda naklen atamaya tabi oldukları ve naklen atanmaları halinde de sürekli görev yolluğu almaya hak kazanacakları sonucuna varıldığı belirtildi.
Bölge İdare Mahkemesinin, davacının en geç yeni görev yerinde göreve başladığı tarihten itibaren bir ay içinde yolluğun tarafına ödenmesini istemediği, ilgili yasalarda geçen süre içinde de dava açmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verdiği hatırlatıldı.
Dava açma süre aşımı sorunu
Gerekçede, “Dava konusu olayda, başvuru öncesinde davacıya tebliğ edilmek suretiyle kendisine yolluk verilmeyeceğine ilişkin bir işlemin de mevcut olmaması karşısında, yolluk ödenmesi talebiyle sonradan yapılan başvuru, 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında yapılmış bir başvuru niteliği taşıdığından, atandığı yerde göreve başlama tarihinin dava açma süresi için başlangıç olarak alınmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.” tespitinde bulunuldu.
Harcırah Kanunu’nun 59. maddesinde belirtilen bir aylık sürenin, dava süresi olmadığı, verilen avansın kapatılması amacına yönelik bir beyanname verme süresi olarak düzenlendiği ifade edilen gerekçede, bunun dava açma süresinin hesaplanmasında dikkate alınmaması gerektiği de vurgulandı.
Gerekçede, bu nedenlerle Zonguldak Bölge İdare Mahkemesinin, yürürlükteki hukuka aykırı sonuçlar ifade eden kararında hukuki isabet görülmediği kaydedildi.