Son telkari ustası sanatını yaşatmak istiyor

2018122708335819_r4r1dqchndt9d62oen16pn3j041

Telkari sanatının 5 bin yıllık geçmişi olduğunu belirten Hindiyerli, “Devlet sigortasını, maaşını versin. Ben bu sanatı öğretirim. Daha önce 10 sene Halk Eğitim’de usta eğiticilik yaptım. Geçmişte usta yetiştirdim, ama yapmıyorlar. Bir yerde haklılar. Çünkü bir aileyi besleyemez. Zor iş” dedi.

Atölyesinde çok sayıda belge ve ödülü de sergileyen Hindiyerli, duvarda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir milletin hayat damaklarından biri kopmuş demektir” sözünü de tutuyor. Araştırmalara göre telkarinin M.Ö. 3 bin yılından itibaren Mezopotamya Ovası’nda yapılmaya başlandığını söyleyen Hindiyerli, Süryaniler’in yanı sıra Asuri, Keldani, Ermeni ve Katolikler’in de bu sanatı yüzyıllarca sürdürdüğünü ancak yörede kalan son iki ustadan biri olduğunu belirtti. Suphi Hindiyerli telkari sanatını anlattı ve şunları söyledi:

“Atölyemde 5 bin yıl önceki gibi 1000 ayar gümüşü kullanıyorum. Aksi halde telkari olmaz. Bu ayardaki gümüş yumuşak olur, istediğin zarafeti verirsin. Düşük ayar olan 925’i dünya kullanıyor. O dökümdür. Allah, Türkiye Cumhuriyeti’ne zeval vermesin. Osmanlı’dan beri bunu yaşatmak için korkunç para harcadı. Hala da harcıyor. Geçmişte her ilde sanat okulu vardı. Mardin’deki okulda telkari resmi bir dersti. Ama biri çıkıp da bu işi yürütemedi. Diplomasını alan resmi dairede çalışmaya başladı, tekel bayii oldu. Bu çok zor, sabır isteyen bir el sanatıdır. Telkari sanatını 65 yıl yaptım. Anadolu’ya yıllarca gül şeklinde küpe sattık. Ağabey, ustalarımızdan öğrenip, yetiştik. 1974’te İstanbul’a gittim, 1997’de Mardin’e döndüm. Gelmemim sebebi bu sanatı yaşatmaktı. Çok büyük hedeflerim vardı. Hedef de Avrupa’ydı.”

Suphi Hindiyerli, telkari ustalığını resim sanatı ile benzetirken telkarinin yaşaması için, 50-60 kişinin çalıştırılabileceğini ifade etti ve şunları söyledi:

“Devlet sigortasını, maaşını versin. Ben bu sanatı öğretirim. Daha önce 10 sene halk eğitim merkezinde usta eğiticilik yaptım. Geçmişte usta yetiştirdim ama mesleği yapmıyorlar. Bir yerde haklılar. Çünkü bir aileyi besleyemez. Zor iş. Devlet sigortasını yapınca herkes gelir. Seçtiğim geleceğin ustaları 10-15 yaşlarında olmalı. 2004’te Mardin’e gelen Galler Prensi Charles’a sergi açtım. Tercümanı aracılığı ile ‘Bu işi genişletsin’ dedi. Her köyde bir kurs, atölye açtım ama olmadı. Avrupalı el sanatlarının hakkını veriyor. Son istediğim biraz usta sayısı çoğalsın. Ben çalışacak işçinin haftalığını veremem. Eğitim vereceksin, üreteceksin ve dışarıya satacaksın. Buraya gelenlere uygulamalı olarak bu sanatın nasıl yapıldığını göstereceksin, üretileni sergileyecek ve satacaksın.”

 

Exit mobile version