Ölüm emrini Prens Selman verdi iddiası

hthteg-1542420795

Washington Post gazetesinin konuyla ilgili kişilere dayandırdığı  haberinde, “CIA, Prens Bin Selman’ın Kaşıkçı’nın suikast emrini verdiği sonucuna ulaştı.” ifadesine yer verildi.

Yetkililerin, “yüksek güvenilirliği” bulunduğunu söylediği CIA değerlendirmelerinde, bunun bugüne kadar Muhammed bin Selman’ı cinayetle ilişkilendiren en belirgin tespit olduğu ve Trump yönetiminin Bin Selman’ın ilişkilerini koruma çabalarını zora düşürdüğü kaydedildi.

“Kardeşi, Prens’in yönlendirmesiyle Kaşıkçı’ya konsolosluktan  belgelerini alabileceğini söyledi”

CIA’in bu sonuca ulaşırken, Veliaht Prens’in kardeşi Suudi  Arabistan’ın Washington Büyükelçisi Halid bin Selman’ın, Kaşıkçı ile yaptığı bir telefon görüşmesinin de olduğu birçok istihbarat kaynağını incelediği aktarıldı.

İddialara göre, ABD istihbaratının dinlemelerine takılan görüşmede  Halid bin Selman, Kaşıkçı’ya İstanbul’daki Başkonsolosluğa gidip belgelerini  almasını, bunun güvenli olacağını söyledi.

Yetkililer, Halid’in cinayetten haberdar olup olmadığını  bilmediklerini ancak bu konuşmayı Muhammed bin Selman’ın yönlendirmesiyle  yaptığının kesin olduğunu ifade etti.

Konuyla ilgili açıklama yapan Suudi Arabistan’ın Washington  Büyükelçiliği Sözcüsü Fatimah Baeshen, Halid’in Kaşıkçı ile konsolosluğa gitmesi  konusunda herhangi bir görüşme yapmadığını, CIA’in sonuçlarının “yanlış” olduğunu  ileri sürdü.

Öte yandan CIA’in incelemesinde, Veliaht Prens’in ülkedeki konumunu da  göz önünde bulundurduğuna dikkati çeken ABD’li yetkililer, “Suudi Prens’in  konumu, Bin Selman bu konunun farkında olmadan ya da bu konuya karışmadan, bu  cinayetin işlenmesine imkan olmadığını gösteriyor.” tespitini yaptı.

CIA analistleri, Kaşıkçı skandalına rağmen Muhammed bin Selman’ın  tahtını kaybetme tehlikesinin olmadığına inandıklarını dile getirdi.

ABD Merkezi Haberalma Teşkilatının (CIA), gazeteci  Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi emrini Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin  Selman’ın verdiği sonucuna ulaştığı iddia eden Washington Post gazetesi aynı  haberinde, “ABD Başkanı Donald Trump’a Muhammed bin Selman’ın bu işin içinde  olduğunun kanıtı gizlice gösterildi ancak Muhammed’in bu cinayetin emrini  vereceği konusunda Trump’ın hala şüpheleri vardı.” ifadesine yer verdi.

Haberde, ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı Jared Kushner’in Muhammed  bin Selman ile yakın ilişkisine işaret edildi.

Gazetenin haberinde, “Trump’a gizlice Muhammed bin Selman’ın bu işin  içinde olduğunun kanıtı gizlice gösterildi ancak Muhammed’in bu cinayetin emrini  vereceği konusunda Trump’ın hala şüpheleri vardı.” bilgisi paylaşıldı.

Öte yandan CIA’in değerlendirmesini bilen kaynaklar, CIA’in  Kaşıkçı’nın cesedinin nerede olduğunu bilmediğini kaydederek, “Başkan Trump, CIA  ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerine Kaşıkçı’nın cesedinin nerede olduğunu sordu,  kendisine cevap verilmedikçe de büyük bir hayal kırıklığına uğradı.” dedi.

Türklerin elindeki ses kaydının bir kopyasını CIA Direktörü Gina  Haspel’e verdiğine ve Haspel’in bunu dinlediğine değinilen haberde, ses  kayıtlarının Kaşıkçı’nın konsolosluğa girmesinden kısa süre sonra öldürüldüğünü  gösterdiğini aktardı.

Haberde, “Ses kaydını bilen kişiler, Kaşıkçı’nın Suudi Başkonsolos’un  odasında öldürüldüğünü, sonra Başkonsolos’un Kaşıkçı’nın cesedinden bir an önce  kurtulunması ve konsolosluktaki delillerin temizlenmesi gerektiğini söylediğini  aktardı.” ifadesi kullanıldı.

CIA ayrıca Kaşıkçı’nın konsolosluktan yapılan bir konuşmayı da  incelediğini ve bu konuşmada cinayeti için Suudi Arabistan’dan gelen 15 kişilik  suikast ekibinin bir parçası olduğuna inanılan Mahir Abdulaziz Mutreb’in  Muhammed’in en yakın danışmanlarından Suud el-Kahtani ile görüştüğü kaydedildi.

Haberde CIA’in Prens Muhammed’in cinayetteki rolüne ilişkin  incelemelerinde yabancı ülkelerin elindeki bilgilerden de yararlandığını  vurgulandı.

Ayrıca CIA’in, telefon görüşmeleri ve ses kayıtlarının yanı sıra  İstanbul’a giden 15 kişilik ekipteki bazı kişileri de Muhammed bin Selman ile  doğrudan ilişkilendirdiği belirtildi.

Haberde ABD’nin Kaşıkçı’nın tehlikede olabileceğine dair istihbarat  aldığını ancak bu bilgilere Kaşıkçı’nın ortadan kaybolduğu 2 Ekim’den sonra  arşivdeki dinlemelerin incelemelerine bakarak ulaştığı aktarılarak, “İki  istihbarat yetkilisi, Kaşıkçı ortadan kaybolmadan önce istihbarat yetkililerinin  böyle bir durumdan haberi olduğuna ya da onu uyarma şansını kaçırdıklarına dair  bir gösterge yok.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Gazetenin haberinde, “Trump üst düzey Beyaz Saray yetkililerine  Muhammed’in görevde kalması gerektiğini çünkü Suudi Arabistan’ın İran’ın kontrol  edilmesinde yardımcı olduğunu söyledi. Trump, Kaşıkçı’nın ölümü konusunda Suudi  Arabistan’ın petrol üretimini engelleyecek bir tartışma istemediğini belirtti.”  bilgisine de yer verildi.

Prens Muhammed’in neden Kaşıkçı’yı öldürtmeye karar verdiğine dair  sorular olduğuna dikkat çekilen haberde, bu konuda CIA’in inandığı bir teorinin  de Muhammed’in Kaşıkçı’nın “Müslüman Kardeşler’e yakınlık duyan tehlikeli bir  İslamcı” olduğuna inanması olduğu kaydedilen haberde, Muhammed’in bu düşüncesini  Kushner ve John Bolton ile paylaştığına da değinildi.

Bu arada, Amerikan Associated Press (AP) ajansına konuşan ABD’li  bir yetkili de “ABD’li istihbarat yetkilileri, Veliaht Muhammed bin Selman’ın  Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı öldürme emri verdiği sonucuna ulaştı.” ifadesini  kullandı.

Suudi Arabistan Başsavcı Sözcüsü Şelan eş-Şelan, önceki gün yaptığı  açıklamada, Kaşıkçı’nın öldürülmesi olayında 5 kişinin idamının istendiğini  belirtmişti.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın cinayetteki rolüne ve bilgisine  ilişkin sorulan bir soru üzerine Şelan, Prens’in görevlendirmeyle hiçbir  ilgisinin olmadığını, konsolosluk içinde yaşananlara dair kendisine yanlış rapor  iletildiğini söylemişti.

AA

Exit mobile version