Putin’le ayın 14’ünde bir araya geleceğiz

Son dakika! Erdoğan: Putin'le ayın 14'ünde bir araya geleceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle;

“PUTİN İLE AYIN 14’ÜNDE SOÇİ’DE BİR ARAYA GELECEĞİZ”

Sayın Putin’le İstanbul zirvesini andık. Yine ayın 14’ünde de Soçi’de bir araya geleceğiz. Soçi’de daha önce başlattığımız zirvenin ikinci turuna başlayacağız. Sayın Putin ile ayın 14’ünde Soçi’de bir araya geleceğiz. Temenni ediyorum ki bu güzel bir işe yeni bir anlam kazandıracak. Suriye’deki mâlum bu süreç, Cerablus, Afrin, İdlib her geçen gün daha iyiye gidiyor. Geri dönüş başlayan bu bölgelerde Suriye halkı kendi topraklarına dönme imkanını, fırsatını bulsun.

“94 SEÇİMLERİNE ÇÖP ÇUKUR, ÇAMUR DİYE GİRDİM”

Bir yerel seçime gidiyoruz. Bu yerel seçimde genel seçimin etkisi olur mu, olmaz mı, diye soracak olursanız tabii ki olacak. Özellikle bu dönemde dikkat edilirse halkımızın sıkıntıya düştüğü ve siyasi hareketlerin de üzerinde pek durmadığı bazı sıkıntılar var. Yerel yönetim dediğinizde akla ilk gelen çevredir, temizliktir. Ben 94 seçimlerine çöp, çukur, çamur diye girdim. İstanbul çöp, çukur ve çamurdan çok çekmişti. Çöp dağları vardı, çukurlar vardı. Temizlik yoktu, su yoktu, hava kirliliği almış başını gidiyordu. İlk defa oy kullanacak gençler bunu bilmez.

“İSTANBUL’DA DOĞALGAZ OLMAYAN SEMT VE EV KALMADI”

İstanbul’da o dönemde yaşadığımız belediye için su konusuydu. Ben belediyeyi CHP’den almıştım. İstanbul’un doğru dürüst doğalgazı yoktu. Ben belediyeden ayrıldığım zaman 1 milyon 240 bin konuta doğalgaz getirmiştik. İstanbul’un havası temiz hale geldi. İstanbul’da doğalgazın girmediği semt, ev neredeyse kalmadı. İGDAŞ İstanbul’da çok büyük bir belediyecilik hizmeti ortaya koydu. İSKİ tankerleriyle maalesef bazı yerlere su taşınıyordu. Daha sonra ne oldu? Su istasyonları kuruldu. Bir endüstri oluştu. Oralardan gidip paralarla su alınırdı, küvetler parayla alınan sularla dolduruldu. CHP İstanbul’da bunları yaşattı. Biz 1 yılda bu işi ortadan kaldırdık.

“HERKES MASKEYLE DOLAŞIYORDU”

O günlerde bir gazete maske dağıtıyordu. Hiç unutmuyorum. Bu maskeler o zaman dağıtıldı. Hava kirliliği vardı. Herkes maskeyle sokağa çıkıyordu. Böyle bir dönemi yaşadık biz.

“HALK SİZİ TAŞIMAYA MECBUR DEĞİL”

Demokrasi yerelde başlar. Bir siyasi hareket kendini demokrasi mücadelesi veriyorum diyorsa önce yerel politikayı başarması lazım. Yerel halkla kucaklaşma, halkla bütünleşme yeridir. Orada bir defa eliniz değecek. Elektrik vereceksiniz, elektrik alacaksınız. Bunu başaramıyorsanız halk sizi sırtında taşımaya mecbur değil. Ümraniye’de patlayan çöplükte insanlar öldü. Bunun hesabı sorulmadı. Neymiş grevdeymiş, ne demek? Ben doğma büyüme Kasımpaşalıyım. Haliç’in kenarında bir yerde doğdum.

“HALİÇ’TEN DE ALİBEYKÖY’DEN DE 2,5 TRİLYON METREKÜP ÇAMUR ÇIKARDIK”

Haliç’te koku tahammül edilir gibi değildi. Haliç’in içinde adacıklar oluştu.Biz o adacıkların arasından sandallarla giderdik. O zaman Sütlüce’de şu anda Haliç Kongre Merkezi’nin olduğu yerde kesimhaneler vardı. Orada uykuluklar satılırdı, sakatatlar satılırdı. Şimdi o malum yerden böyle güzel bir eser meydana geldi. Biz Haliç’ten ta Alibeyköy’e 2,5 trilyon metreküp çamur taşıdık. 9,5 kilometre boru hattı kurduk ve oradan çamuru Alibeyköy’deki o taş ocağına pompaladık, orada süzdürdük. Çamuru çökertildi, suyu tekrar Haliç’e pompalandı.

“ŞİMDİKİ GENÇ KUŞAK HALİÇ’İN GEÇMİŞİNİ BİLMİYOR”

Boğazın suyunu Haliç’e bağladık. Neden? Haliç’e biz eğer o dağları delerek Boğazın suyunu aktarmasaydık, şu andaki Haliç’i yakalayamazdık. Çünkü o durgun su eski haline dönecekti. Şimdi devir daimle yukarıdan geliyor. Böylece orada balık avlanabilir hale geldi. Bunu AK Parti iktidarı olarak biz yaptık. Veysel Eroğlu bakanımızın ciddi emekleri var. O zaman benim İSKİ Genel Müdürümdü. Prof. Adem Baştürk hocamızın ciddi emek ve katkıları var. Dertli olmanın bize verdiği güçle, imkanla bunları başardık. Bu iş aşk işidir, varsa aşkınız yaparsanız. Şimdi yeni kuşak Haliç’in böyle bir geçmişi olduğunu öyle zannediyorum ki, bilmiyor.

“LONDRA ASFALTININ ALTINDA HİZMET VAR ÜSTÜNDE YOKTU”

Yuvacık Barajı, birçok suiistimallere, skandallara neden oldu. Orasını da CHP’den biz devraldık. Şimdi İstanbul’un ilçeleri modern Güngören, Bağcılar, Esenler oldu. Şimdi bunu yeni kuşağın bilmesi lazım. Oranın halkı bunu büyük oranda biliyor. Çünkü anneleri, babaları biliyor. Londra asfaltının altında hizmet var, üstünde yoktu. Onun için 94 ruhunu, CHP dediğimiz zaman çöp, çukur, çamur akla gelir. Ben bunu kastediyorum. AK Parti de bunlardan arınmak anlamına geliyor.

“SUAT ABLA, MÜŞERREF ABLA ALIP BİZLERİ YIKARDI”

Belediyecilik işi gönül işi. Bütün adaylarımıza şunu söylüyoruz. Biz insanoğlu topraktan uzak olmamalı, toprağa yakın olmalı diyeceğiz. Şu anda 50 kat, 60, kat, 70 katlı mimari aslında bizim medeniyet ruhumuza uygun değil. İnanın o dikey mimaride oturanlar birbirini tanımaz. Ama ben doğduğum, büyüdüğüm mahallede bizim komşularımız Suat Abla, Müşerref Abla, onlar bizi bırakın tanımayı, bizi çamurlandığımız zaman, kirlendiğimiz zaman alıp yıkarlardı. Annem rahmetli onların çocuklarını yıkardı.

“YATAY MİMARİYE YÖNELİŞİMİZ VAR”

Biz TOKİ’yle yatay mimariye doğru bir yönelişimiz var. Artık o devir bitiyor. Bunu başaracağız. Bazı yerlerde arazi, arsa sorunu var. Oralarda bile zemin artı 4, bilemediniz zemin artı 5 olmalı. Daha fazla olmamalı. Arsamız var, arazi imkan veriyorsa bu işi daha da düşürmemiz lazım. Mesela zemin artı 3 olsun. Seyrek olsun, hava sirkülasyonu konusunda sıkıntı olmasın. Orada hepsinden önce millet bahçesi olsun. Orada oturan komşular hep beraber o millet bahçesinde icabında pikniklerini yapabilsin.

“SELÇUKLU MİMARİSİ BİR BAŞKA GÜZELLİK”

Arazi, arsa bu noktada işe müsaitse oralarda çok daha rahat yapılacaktır. Allah rahmet etsin Turgut Cansever hocamız vardı. O dikey mimariye çok ama çok karşıydı. Belediye başkanı iken onunla zaman zaman muhabbetimiz olurdu. O bu konuda hassasiyetlerini anlatırdı. Mesela ibadethane, çarşı, okulu merkeze alan bir kamusal hizmet binalarıyla beraber, planlama olayı, farklı bir şehircilik ortaya koyacaktır. Etrafında gelişen mimari çok önemli. Oradaki güzelliği hele hele geçmişteki mimari üslubu orada kullanacak olursanız, ben burada Selçuklu mimarisiyle bir başka güzellik olacak.

“ŞEHİR HAKLARI SADECE İSTANBUL’DA DEĞİL TÜRKİYE İÇİNDİR”

Şehri oluşturan halkın da içinde olduğu bir meclisin oluşması belediyelerimizin bu noktada seçici davranmak suretiyle orada yaşayan insanlardan oluşan, zaman zaman onları bir araya getirmek suretiyle bir şehirli hakları bildirgesi hazırlamalı. Bu şehirlilerimizi kapsayan genel halklar bildirgesinden ibaret olabilir. İkincisi her şehrin özel şartlarını ihtiva eden karşılıklı sorumluluklar, haklar yer alabilir. Bu tabii Türkiye için, şehirlerimizin için, özellikle de büyük şehirlerimiz için çok önemli bir adım olacaktır.

“SOKAĞA SİGARA İZMARİTİ, PAKETİ ATMAK KUL HAKKIDIR”

Karayollarını zaman zaman çok sıkıştırıyorum. Vatandaşımızın da hassasolması lazım. Karayollarında pet şişeyi içip, yolun bir kenara atıyor. Bizim mayamızda böyle bir şey yok. Bunu yapmamalısın. Bu şehirler, bu yollar bizim. Allah rahmet etsin Mahir İz hocamız vardı. Bir gün sohbetinde bir arkadaşıyla beraber Saraçhane kemerinde Unkapanı’na doğru iniyor. Önde giden birisi, bizi izleyenlerin affına sığınıyorum, afedersiniz yere tükürüyor. Hoca yanındakine diyor ki, “Bu yaptığı kul hakkıdır. Arkadan gelen birisi iç geçirse kul hakkıdır” diyor. Sen şimdi kalkıp sigaranı içeceksin izmaritini, paketini atacaksın. Bunların hepsi kul hakkıdır. Çöpçünün görevi doğal pisliği temizlemektir, onun dışındakileri değil.

“ÜMRANİYE VAHŞİ DEPOLAMAYDI! 39 KİŞİ ÖLDÜ, ORAYI SPOR TESİSİNE ÇEVİRDİM”

Eşim sağolsun bu konuda devrede. Genelkurmay’la konuştu, TSK da devreye girdi. Bu atıkların bu şekilde ayrışması bize birçok şey kazandıracak. Zaman içerisinde özellikle bundan enerji üretimini de. Ümraniye vahşi depolamaydı. Orası patladı 39 kişi öldü. Sonra ben orayı spor tesisleri haline getirdim. CHP’den aldık bu hale getirdik. Aramızdaki fark bu. Sıfır atıkla başlayan bu süreci sürekli gündemde tutuyoruz. Hem enerji, hem enerji dışı olarak faydalanacağız. Şu parklar, bahçeler vs. buraları kalkıp da süni gübreyle gübrelemesini yaptığınızda bunun çok tehlikeleri var.

Exit mobile version