İsrail ve Mısır’ın, Cemal Kaşıkçı cinayetinde bütün izlerin azmettirici olarak işaret ettiği Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman için Beyaz Saray’a mesaj gönderdiği ortaya çıktı. Buna göre iki ülke de, ABD’nin prensten vazgeçmemesini istedi. İsrail Başbakanı Netanyahu yaptığı açıklama da ‘cinayet korkunç ama Suudi Arabistan’ın istikrarı bölge ve dünya açısından çök önemli’ dedi.
ABD’nin Ortadoğu’daki iki önemli müttefiki olan İsrail ve Mısır’ın, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi sonrasında gözlerin çevrildiği Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman’a Amerikan desteğinin sürmesi için lobi yaptığı ortaya çıktı. Buna göre, iki ülke de ABD Başkanı Donald Trump’a bu yönde mesaj gönderdi.
Washington Post gazetesinin adı açıklanmayan yetkililere dayandırdığı habere göre, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu üst düzey Beyaz Saray yetkililerinden Kaşıkçı cinayeti sonrasında Prens Muhammed’e desteğin sürmesini istedi. Haberde, Netanyahu’nun Prens’i ‘stratejik ortak’ diye nitelediği belirtildi. Gazeteye göre, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi de Beyaz Saray’a benzer bir mesaj verdi.
Öte yandan, Ortadoğu’daki dengeleri değiştirme potansiyeli taşıyan cinayet hakkında İsrail’den ilk ‘resmi’ açıklama da geldi. İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz cinayeti ‘alçakça’ diye nitelese de, İsrail’in ‘İran’la mücadelede Körfez ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmek istediğini’ belirtti. Steiniz, “Bu alçakça bir eylemdi. Her türlü tepkiyi hak ediyor. Bu kişi bir terörist değil, bir sivil, bir gazeteciydi” deyip sözü İran’a getirdi: “Karşımızda, varoluşsal bir tehdide dönüşebilecek bir tehdit var – nükleer İran, terör, bunun Suriye ve Lübnan’a yayılması tehdidi. Ve Suudi Arabistan dahil Arap devletleri, İran’ın ve İran’dan gelen nükleer tehdidin yayılmasına karşı son yıllarda bizim müttefikimiz” dedi. İran’ı bölgesel bir rakip olarak gören Suudi Arabistan, Trump’ın ve İsrail’in Tahran’a karşı düşmanlığı temel alan Ortadoğu politikasında kilit önem taşıyor. Prens Muhammed de bu politikanın bölgedeki en önemli destekçisi.
Öte yandan cinayetin ilk gününden itibaren resmi olarak açıklama yapmayan İsrail’den ilk değerlendirmeler dün geldi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi konusunda sessizliğini bozdu ve “İstanbul’daki konsoloslukta yaşananlar korkunç ama Suudi Arabistan’ın da istikrarı devam etmeli” dedi.
Netanyahu, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya ve Sırbistan liderlerinin katılımıyla düzenlenen “Balkan İşbirliği Konseyi” için geldiği Bulgaristan’ın Varna kentinde Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ilk kez açıklamalarda bulundu.
Konsey oturumunun ardından ortak basın toplantısında konuşan Netanyahu, “İstanbul’daki konsoloslukta yaşananlar korkunç. Ne gerekiyorsa usulüne uygun olarak yapılmalı. Aynı zamanda şuna da değinmek isterim ki Suudi Arabistan’da istikrarın devam etmesi hem bölge hem de dünyanın istikrarıaçısından çok önemli” ifadelerini kullandı. Netanyahu, hem Suudi Arabistan’ın istikrarlı kalması hem de Kaşıkçı cinayeti ile ilgili gereken her şeyin yapılması için bir yol bulunması gerektiğini söyledi.
ABD’de yayımlanan Washington Post gazetesi, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaybolmasından birkaç gün sonra ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı ve başdanışmanı Jared Kushner ile yaptığı telefon görüşmesinde, Kaşıkçı’yı ‘tehlikeli bir İslamcı olarak’ tanımladığını öne sürdü. Suudi Arabistan’dan henüz konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmazken gazetenin görüştüğü ve ismi açıklanmayan bir Suudi yetkili, iddiayı reddetti. Gazete haberi, bu telefon görüşmesi hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırdığını bildirdi. Bu kişilerin ismi haberde gizli tutuldu. Kaşıkçı’nın ailesi, Washington Post’a gönderdiği yazılı açıklamada, Kaşıkçı’nın tehlikeli bir İslamcı olarak tasvir edilmesinin gerçeği yansıtmadığını belirtti. Açıklamada, “Cemal Kaşıkçı Müslüman Kardeşler’in üyesi değildi. Geçtiğimiz yıllarda bu tür iddiaları defalarca reddetti. Cemal Kaşıkçı, hiçbir şekilde tehlikeli bir insan değildi. Tersini iddia etmek gülünçtür.”
Gazetenin iddiasına göre söz konusu telefon görüşmesi, Suudi yönetiminin Kaşıkçı’nın öldürüldüğünü resmen kabul etmesinden önce gerçekleştirildi ve görüşmede ulusal güvenlik danışmanı John Bolton da yer aldı. Haberde, telefon görüşmesinde Veliaht Prens’in Kushner ve Bolton’ı ABD-Suudi Arabistan ittifakının korunması konusunda uyardığı ve Kaşıkçı’nın Müslüman Kardeşler üyesi olduğunu söylediği öne sürüldü. Gazeye konuşan bir Suudi yetkili iddiayı reddetti ve “genç lider ve üst düzey ABD’li yetkililer arasında dönem dönem rutin telefon görüşmeleri yapıldığını, ancak böyle bir yorumda bulunulmadığını” söyledi.
Almanya hükümeti, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti soruşturmasında Türkiye’nin çabalarını överken, Suudi Arabistan’dan şeffaf bir soruşturma yürütmesini ve tüm sorumluları yargı önüne çıkarmasını talep etti.Alman hükümet sözcülüğünden yapılan yazılı açıklamada, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in geçen hafta Suudi Arabistan Kralı ile telefonda konuştuğu ve beklentilerini ilettiği belirtilerek Riyad’dan hızlı, şeffaf ve güvenilir bir soruşturma yapmasını, tüm sorumluların yargı önüne çıkarılarak cezalandırılmasını bekledikleri vurgulandı. Suudi Arabistan yönetiminin verdiği sözleri tutmaması durumunda, ortaya çıkacak yeni bilgiler ışığında yaptırımların söz konusu olabileceğine işaret edilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Kaşıkçı’nın ortadan kaybolmasının üzerinden neredeyse bir ay geçmesine rağmen birçok soruya hala cevap verilmiş değil. Suudi Arabistan’ın olayı aydınlatmak üzere şeffaf bir soruşturma yapıp yapmadığını ve sorumluların yargı önüne çıkarılıp çıkarılmadığını çok yakından takip ediyoruz. Bu konudaki gelişmeler ışığında, uluslararası ortaklarımızla uygun adımları atmaya hazırız.”
Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in eş başkanlığını yaptığı Bill & Melinda Gates Vakfı, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi başkonsolosluğunda öldürülmesini gerekçe göstererek, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın başkanı olduğu MiSk Vakfı ile ortak çalışmalarını sonlandırdı. Bill & Melinda Gates Vakfından yapılan açıklamada, MiSk Vakfı ile ortaklığın bitirilmesi kararın “şu anda yaşanan olaylar” doğrultusunda alındığı duyuruldu. Bill Gates ve eşi Melinda’nın başkanlığını yaptığı vakfın açıklamasında, “Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi son derece rahatsız edici. Yaşanan gelişmeleri kaygı içerisinde takip ediyoruz.” ifadelerine yer verdi. Bill & Melinda Gates Vakfı, 2017 yılının kasım ayında Prens Muhammed’in başkanı olduğu vakıfla ortak çalışmalar yapacağını duyurmuştu. Bu çalışmalar bağlamında dünyanın farklı bölgesinden genç girişimcilere 10 milyon dolar değerinde burs verileceği kaydedilmişti.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Washington’ın gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinden sorumlu kişilere yönelik yaptırım uygulamak üzere yeterli kanıt toplamak için “birkaç haftaya daha” ihtiyacı olduğunu söyledi. Pompeo, hâlen “gerçekleri anlamaya” çalıştıklarını belirterek, “Şu ana kadar bu cinayete karıştığını tespit edebildiğimiz kişilere yaptırım uygulamayı değerlendiriyoruz” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Robert Palladino ise günlük basın brifinginde, Washington’ın “sadece Kaşıkçı’yı öldürenleri değil, bu cinayete önayak olan, karışan ya da bağlantılı olanları da sorumlu tutacağını” söyledi. Palladino ayrıca, Kaşıkçı’nın cesedinin bir an önce bulunup defnedilmek üzere ailesine teslim edilmesi gerektiğini belirtti.