49 kişinin katledildiği Yeni Zelanda’daki terör saldırısının ardından Şair, mütefekkir ve Yüce Diriliş Partisi Genel Başkanı Sezai Karakoç, yaşanan saldırıya tepki göstererek İslam dünyasının yapması gerekenlere dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifa dileyen Karakoç, İslam dünyasının yaşananlardan ders almadığını vurguladı. Mavi Marmara’da yaşanan katliama tepki olarak yayınladığı bildiriyi tekraren vurgulayan Karakoç, İslam dünyasının askeri ve siyasal olarak birleşmediği sürece bu katliamların devam edeceğini dile getirdi.
“BÜYÜK MEDENİYET SAVAŞININ İZDÜŞÜMÜ”
Mavi Marmara sonrası yaptığı açıklamayı da ekleyen Karakoç, terör saldırısı için şu açıklamada bulundu: “Yeni Zelanda’da yaşanan menfur saldırı aşağıda alıntıladığımız bildiride bahsi geçen büyük medeniyet savaşının bir başka izdüşümü.
Ölenlere rahmet, yaralılara acil şifalar dilerken Mavi Marmara hadisesi üzerine kaleme alınan bu bildiriyi tekrar hatırlatıyoruz. İslam dünyası yönetici ve aydınlarının hala derin gaflette olmaları ne acı. O günden bugüne değişen bir şey yok. Üç devlet başkanı dahi yan yana gelip bir açıklama yapmak fikrinden uzak.
İslam dünyası yöneticileri ülkelerinde hamaset yapmayı tercih eder görünüyorlar. Aydınları ise Hakk’ın hakikatin değil iktidarın emrinde vaziyet almışlar.”
İşte açıklamanın tam metni:
Milletimizin başına sık sık gelen bin bir mûsibetten birini daha yoğun bir şekilde yaşadık. Bu, ne ilk ve maalesef ne de sondur. İslâm Dünyasında, yönetimleri ve aydınları kuşatan büyük, âdeta sınırsız olan gaflet devam ettiği sürece, başa gelen bu tür belâ ve felâketler azalmaz, artarak çoğalır ve daha tahripkâr olur ve daha çok zarar verir.
Bu saldırı,, kendi aralarındaki Soğuk Savaş’ı sona erdirdikten sonra, düşman ilân ettikleri İslâm’a, Batı’nın açtığı TOPYEKÜN SAVAŞ’ın bir anlık enstantanesi olma özelliğini taşımaktadır.
Bu, olay, tesadüfi, öncesiz sonrasız bir olay değil, öteden beri devam eden MEDENİYETLER SAVAŞI’nın – ona “Çatışma” demek onu çok küçültmek olur. – bir anı, bir parçası ve ruhların bir aynası, bir gösterge işaretidir. Bir kere daha kafalara dank etmelidir ki, bir Medeniyetler İttifakı ya da Dinler Arası Diyalog yok, maalesef İslâm’ın doğuşundan bugüne kadar, Batı’nın ve Doğu’nun, kesilmeyen ve çağlar ve yüzyıllar boyu süren, tarihi alt üst eden, şehirleri ve medeniyeti yıkıma uğratan saldırısı vardır.
Bu saldırı, Birinci Dünya Savaşında büyük İslâm Devleti olan Devletimiz Osmanlı Devletini yıkmış, İkinci Dünya Savaşından sonra da, bu kez, tüm İslâm ülkelerinin işgaline yönelmiştir.
Afganistan’da, Irak’ta, Kafkasya’da, hatta Afrika’da ve tüm İslam ülkelerinde, açık ya da gizli, dolaylı ya da dolaysız bu istilâ ve saldırı, bu, İslâm’ı yok etme savaşının iz ve eserleri, tesir ve tahribi göz önündedir. Bu istilâ ve saldırının durması için Batı’dan medet umanlar daima hüsrana ve hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Batı ile uzlaşma imkânı olduğunu sanan bu kişiler, böylesi tavırlarla sonunda devletin batmasını önleyemeyen son dönem Osmanlı vezirlerinin durumuna düşeceklerdir.
Tek çare ve çözüm, İslâm Dünyasının, uyanıp ya da uyandırılıp, en azından, Batı’nın Nato’su gibi bir Askerî Güç, Avrupa Birliği gibi bir Siyasi Birlik oluşturması ve böylece Doğu ile Batı arasında hür ve bağımsız yaşamaya kavuşmanın gereğini yerine getirmesidir.
Kutlu Kitap, akıl, tarih, bilim ve tecrübe bunu emrediyor.
Veyl ibret almayanlara !
Bu saldırıda ölenlere Allah’tan rahmet, ailelerine ve Milletimize baş sağlığı, yaralananların bir an önce şifaya kavuşmalarını diler, gerçek bir kurtuluşa ermek için, bir an önce, insanlarımızın sahte, şişmiş, sözde büyük partilerin değil, gerçek fikir ve ideal sahibi bir partinin etrafında bir sur gibi kenetlenmesini umut ettiğimizi belirtir, Milletimizin ışıklı ve muhteşem geleceği için can ve gönülden dualar ederiz.
Milletim! Ruhundaki güçle, geçmişte kurduğun o büyük devletler gibi bir YÜCE DEVLET’i gün yüzüne çıkar. Çıkar ki dünya, yeniden barışa kavuşsun. İSLÂM BARIŞI BİR KEZ DAHA DÜNYAYA HÂKİM OLSUN VE İNSANLIĞI KURTARSIN.