AK Partili kaynaklar, 25 yıl sonra kaybedilen İstanbul seçimlerinin, halkın ekonomiye dönük kaygılarının arttığı koşullarda gerçekleştiğine dikkat çekerek koşulların değişmediğini ve 23 Haziran’da yapılacak seçimin zaferle sonuçlanacağının garanti olarak görülmemesi gerektiğini söyledi. AK Parti’ye yakın bir kaynak ise “Bir ay önceye göre daha iyi durumda değiliz. Dürüst olmak gerekirse çok da umutlu değilim” diye konuştu.
HEDEF KÜSKÜNLER VE KÜRTLER
Reuters’te yer alan habere göre kaynaklar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘beka’ ve ‘terör bağlantılı’ söyleminin hedef kitleye beklendiği kadar ulaşmadığını ve temelde bir değişiklik yapmadan ‘karşı cephe’ söyleminin yumuşatılabileceğini belirtirken, küskün partilileri ve Kürt seçmenleri yeniden kazanmak için çalışılacağını belirtti.
“Daha düşük oy alan partilerin tavırları sonuç üzerinde etkili olacak. O seçmenlerden oy almalıyız. Küskün partilileri de sandığa çekersek önemli bir yol almış oluruz” diyen AK Partili yetkili, şöyle devam etti: “Öcalan ve HDP’nin açıklamaları yeni bir çözüm sürecinin işareti değil. Kürt seçmenin oyunun ne kadar kritik olduğunu biliyoruz, bunun farkındayız. Teröre karşı politika değişikliği yok ama hassasiyet var, Kürtleri çok rahatsız edecek bir söylem görmeyeceğiz. Daha uzlaşmacı bir dil öne çıkabilir.”
ÖCALAN VE ÇÖZÜM SÜRECİ
Uzun bir aradan sonra avukatlarıyla görüşen Abdullah Öcalan 6 Mayıs’ta avukatları aracılığıyla bir açıklama yapmış ve içinden geçilen süreçte derin bir toplumsal uzlaşı ve kutuplaşmadan uzak demokratik müzakere yöntemine ihtiyaç olduğunu belirterek İmralı’daki duruşunu derinleştirerek sürdürme kararlılığında olduklarını ifade etmişti. Öcalan’ın yeniden gündeme gelmesi çözüm sürecini akla getirse de başta Cumhurbaşkanı Erdoğan çözüm sürecinin gündemde olmadığını açıklamıştı.
‘EKONOMİ ÖNEMLİ’
AK Partili bazı yetkililer, seçim sonucunun şu anda garanti olarak görülemeyeceğini ve halen iki seçeneğe de açık olduğunu belirtirken, bazıları Binali Yıldırım lehine sonuçlanabilmesi için daha iyi bir çalışma gerektiğini kaydetti.
31 Mart’ta gerçekleşen yerel seçimler öncesinde en büyük kaygı ekonomide oluşan zorlukların seçmenlerin oylarını AK Parti aleyhine çevirme olasılığıydı.
Seçim sonucunda yapılan yorumlarda da AK Parti’nin İstanbul ve Ankara’yı kaybetmesinde ekonominin olumsuz etkisinin teyidi olduğu belirtilmişti. Bazı AK Parti yetkilileri halen mevcut sorunların devam ettiğini ve bunun nasıl aşılacağının soru işareti olduğuna dikkat çekti.
KARAMSARLIK ARTIYOR
Partili bir yetkili şöyle konuştu: “İki seçim arasında aslında çok da fazla değişen bir şey yok. Ekonomi halen en büyük sorun; YSK kararı sonrası dolar 6’nın üzerine çıktı. Sonuçta karamsarlık daha da artıyor. Üstüne diğer partilerin topluca bir blok oluşturma eğilimi var. Umarım daha açık ara bir sonuç olmaz.”
AK Parti’ye yakın bir kaynak ise Yıldırım’ın son yaptığı açıklamalarda isteksiz göründüğünü ve söylemlerinin yeni bir heyecan yaratacak gibi durmadığını belirtti: “Yıldırım’ın kesinlikle seçim için varını yoğunu ortaya koyması gerekiyor. Seçmene iyi bir enerji vermezse ciddi sorun olacaktır.”
Kaynak şöyle devam etti: “Öte yandan, en büyük sorunumuz ekonomiydi. Şimdi bir ay önceye göre daha iyi durumda değiliz. Dürüst olmak gerekirse çok da umutlu değilim. Daha ağır bir yenilgi olmamasını diliyorum.”
Aynı kaynak, hem yurt içine hem yurt dışına YSK kararını anlatmanın zorluklarını yadsımadığını kaydetti: “Bir hukuksuzluk, usulsüzlük olduğu gerçek. Bunu somut olarak gördük. Ancak seçimden haftalar sonra verilmiş bir kararla yeniden başa dönmek hukuk eleştirilerini yeniden gündeme getiriyor. Bunlar da belirsizlik yaratıyor. Ekonomiye yeni baskı aracı oldu.”
YSK KARARI TL’YE DEĞER KAYBETTİRDİ
İstanbul seçiminin yenilenmesi kararının ardından TL cinsi varlıklarda değer kayıpları gözleniyor. Dolar/TL dün 5 Ekim 2018’den bu yana en yüksek olan 6.20’ye kadar yükselirken, BIST-100 endeksinde yüzde 2.5’e varan kayıplar, 10 yıllık tahvil faizinde de 100 baz puana varan yükseliş söz konusu.
Öte yandan yıllık tüketici fiyatları enflasyonu nisanda bir önceki aya göre gerilese de halen yüzde 20 seviyesinin hemen altında yüzde 19.5 seviyesinde, işsizlik ise 10 yılın zirvesinde yüzde 14.7 seviyesinde bulunuyor.
Bazı üst düzey parti yetkilileri Erdoğan için kritik önemde olan İstanbul’u daha iyi bir strateji ve daha yumuşak bir söylemle kazanabileceklerini belirtti.
Kaynaklar, İstanbul’da il başkanlığı ile Yıldırım arasında uyumlu bir seçim kampanyası yürütülemediğini, bunun çalışmaları olumsuz etkilediğini vurguladı.
Kaynaklar ayrıca, Erdoğan’ın devreye girmesiyle bir merkezden belirlenerek uygulanacak stratejinin sonucunda kamuoyunun eleştirisine neden olacak bir görüntüden kurtulunacağını belirtiyor.
MHP ile birlikte ‘Cumhur İttifakı’ olarak İstanbul belediye başkanlığını kazanmak için beraber hareket edeceklerini kaydeden üst düzey bir parti yetkilisi, “Cumhurbaşkanımız da İstanbul’un kazanılacağına inanıyor, biz de. Farklı düşünenler de var ama bu kez elbirliğiyle daha iyi bir sonuç alınacağını düşünüyoruz” dedi.
Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı İstanbul seçim sonuçlarına AK Parti ve MHP’nin itirazının ardından, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) sandık kurullarının kanuna aykırı oluşturulduğu gerekçesiyle seçimin iptali ve yenilenmesine kararı vermişti. Erdoğan bu kararı ‘milli iradeyi güçlendirecek en doğru adım’ olarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise ‘hukuk cinayeti’ olarak değerlendirmişti.