Galatasaray’ın kendisinden daha üstün takımları devirdiğini hatırlıyoruz ama onların hiçbiri bir Bayern Münih değildi. Nitekim o zamanların ünlü takımlarından Chelsea karşısında da neler olduğunu bilmiyor değiliz. Neyse konumuz Beşiktaş…
Şimdi gazetelere baktığımızda televizyon kanalları arasında “Zap” yaptığımızda Beşiktaşlı kardeşlerimizin ağlama türü yanık ifadelerine rastlıyoruz. Bana göre en ağır sözlerden biri “Orantısız güç” başlığı rakip Bayern ise orantılı güç olmaz elbette… Ama madem bu kulvardasın her rakibinin Az Alkmaar olacak hali de yok…
Beşiktaş 12 maç sonra Avrupa’da yenilmiş… E kardeşim birinci turda Bayern Münih çıksa idi birde sıfır olmaz mıydı? Şenol Güneş hocamız da biraz artistlik var. O da buyurmuş ki, “Beşiktaş taraftarlarından utanıyorum. Onların yüzüne nasıl bakacağız” buyurun buradan yakın…
Hangi Beşiktaş taraftarı sizden Bayern Münih’i elemenizi bekliyordu ki… Böyle bir sonucu aşağı yukarı herkes tahmin ederdi. İki maçta sekiz gol bana göre az bile… Bayern kendisini sıkmamış… Eğer biraz kendilerine yakışır şekilde oynasalardı skor çarpı iki bile olabilirdi… Böyle olmasının Beşiktaş’ın güçsüzlüğü ile bir ilgisi yok. Kim çıksa bizden karşısına skor farklı olurdu.
Seyircimize bayılmışlar, Vodafone Park’a hayran kalmışlar bunlar elenmenin keyfini yaşamak olmasa da taraftarlara gaz vermek dışında başka bir manası olabilir mi? Yok futbol olarak onlardan iyiymişiz de skora yansıtamamışız gibi bahaneler teraneler… Daha bunun gibi çok lafu güzaf…
Gidin Münih’e nitekim gidenleriniz az değil. Bakın adamlar 90 dakika ne şarkılar söylüyorlar nasıl bir tezahürat yapıyorlar. Bizim seyircimizi beğenenler teselli avcılarından başka bir şey değiller. Kendimizi daha ne kadar kandıracağız…
Teşekkürler Beşiktaş imiş… Ne teşekkürü bunu hak etmek için Bayern Münih’i öyle ya da böyle yenecek ve eleyeceksin. Gerisi züğürt tesellisi…
Fatih hocamız hala Tudor’un etkisi altında gibi görünüyor
Ülkemizde nedense benden önce benden sonra ikilemi özellikle sporda çok görünüyor. Oysa takımların devamlılıkları söz konusu… Igor Tudor’un hataları varsa doğruları da çok ve onlardan bütünüyle vazgeçmek ne Fatih Terim hocamızı yüceltir ne de Galatasaray’a bir katkı verir…
Mesela şimdilik sakatlıktan kurtuluyor gibi görünse de Eren Derdiyok, Igor Tudor’un beğendiği santrfor idi. Onunla Gomis’i bir arada mükemmel kurgulamış ve iyi sonuçlar da almıştı. Epeydir Eren Derdiyok’u kadroda göremiyoruz bu mudur hakkaniyet bu mudur büyük teknik adamlık! Evet sakatlık sorunu var ama sağlam olduğunda da göremedik kendisini sahada…
Sinan Gümüş, Igor Tudor’un önemli bir silahı idi. Ve çok önemli goller de atmıştı. Fatih Terim hocamız nedense onu da geçen hafta hatırladı. Attığı bir gol var ki, onu atacak başka bir golcü tanımıyorum henüz… Bundan sonra oynatmasın da görelim…
Fatih Terim bizim hocamız bizim teknik patronumuz. Tabii ki onu herkesten çok seveceğiz ve arkasında duracağız. Ama o da kendisinden önce görev yapanları unutmamalı. Onların doğrularını görmek yerine yanlışta ısrar ve sonunda doğruyu bulmalar o kadar geçerli bir yol değil.
Haydi hocam… Fenerbahçe maçları gelmiştir geçmiştir. Onlar sen varken de yendiler Galatasaray’ı yokken de… Sen de onları devirdin başkaları da…
Önemli olan Galatasaray’ın yüksek menfaatleri… Bunun sonucunda eldeki futbolcuların en iyi şekilde kullanılmaları gerekir.
Bu potansiyel sizde olmasa inanın hiç sözünü etmezdim bile…
Dursun Özbek harcanacak isim değil sayın Başkan Cengiz!
Elbette başkanlara saygımız büyüktür. Tabii eski başkanlara da benim için sayın Faruk Süren ile sayın Mehmet Cansun asla unutulmayan başkanlar arasındalar. Bunların arasına girse de girmese de sayın Dursun Özbek’in bulunduğu dönemde yaptıklarını unutmak mümkün değil. Hem rakipler ile mücadele hem de kadroyu oluşturma konusunda ki gayretleri örnek aldığı daha önceki büyük başkanların eylemlerine uygun idi. Taraftarları sevindirmek, borcu azaltmak ve Galatasaray’ın geleceğini garanti altına almak gibi pek çok doğruları bir arada yürüten sayın Özbek’e saldırmak ve onu görmekten gelmek hiç doğru bir yol değil sayın Mustafa Cengiz başkanım…
Sadece kendisinin değil kendisinden sonra kalanların bile Galatasaray’a hizmet edeceğini kaç kişi söyleyebilir ki… Bunu açıkça ifade eden sayın Özbek’in içindeki bu hizmet ateşini söndürmek yerine daha da alevlendirmek daha doğru olmaz mı?
Alex De Souza gelecek zamanı iyi kestirmiş!
Fenerbahçe’de kimileri teknik direktör Aykut Kocaman’ı beğenmiyor kimileri de sayın Başkan Aziz Yıldırım’ı… Aykut Kocaman, sayın Yıldırım’a göre daha kolay bir lokma… Gerçi taraftarların kalbinde olan unutulmaz golcü Aykut Kocaman’ın silip atmak o kadar da kolay değil. Ancak oylama ve bunun karşısında kararlar alma gibi olaylar daha farklı sonuçlara gebe.
Bu kadar sorun varken Alex De Souza’nın tutup da İstanbul’a gelmesi ve gazeteler ile televizyonlarda boy göstermesi doğrusu bize iyi bir zamanlama gibi gelmedi.
Ne sayın Ali Koç’a destek olmak ne de sayın Yıldırım’ın yanında yer almak gibi sebepler olmasa bile en azından bu isimleri yıpratma konusunda “Tam zamanı Alex!” demek de ağır olur. Ama öyle bir zamanda teşrif ediyor ki, gel de çık işin içinden…
Süleyman KORKMAZ 16 Mar 2018
Bu köşe yazısı Türkiye’nin en genç gazetelerinden Yeni Birlik‘te yazılmıştır. Eğer köşe yazarının yazısıyla ilgili düşüncelerinizi paylaşmak istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından yazabilirsiniz.
Yeni Birlik Gazetesi’ni Gazete Bayilerinden Temin Edebilirsiniz.