Rahim Cavadbeyli Türk’ün emanetidir

24715_b-8

Hatırlayacak olursanız Eylül 2012’de AKP Genel Merkezi’nde yapılan grup toplantısında sayın Recep Tayyip Erdoğan aynen şöyle diyordu:

“Bizim geleneklerimizde misafir kutsaldır, zamanında Osmanlı elçisi dahi sığınmacıların iadesini isteyen batılı hükümdarlara onlar bize emanettir size veremeyiz demişti…”

Ve aynı konuşmasında 1945 yılında Stalin zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınan 146 Azeri Türk’ünü Ruslara iade eden Milli Şeflik dönemine de atıfta bulunarak,

“Boraltan Köprüsü üzerinde hepsini de infaz ettiler bunun suçlusu sizsiniz” demişti.

İşte Recep Tayyip Erdoğan bu tarihi olayı anlatırken yüreğimiz yeniden sızlamış ve gözlerimizden damla damla yaş akmıştı. Daha Boraltan Köprüsü’nü geçemeden ay yıldızlı bayrağımızın altında elleri bağlı bir şekilde kurşuna dizilen öz gardaşlarımızı nasıl unutabilirdik ki.

***

Evet şimdi aynı hüzünleri yeniden yaşamak istemediğimiz için aslen Tebrizli olan Rahim Cavadbeyli’yi İran’a iade etmeyin diyoruz sayın Cumhurbaşkanı’na.

Şimdi İran, Azerbaycan ve Türkiye’yi yakından ilgilendiren Rahim Cavadbeyli de kim? diye sorabilirsiniz. Hemen kısaca bilgi arz edeyim sizlere.

Rahim Cavadbeyli yüksek lisansını Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Amaka Enstitüsü’nde uluslararası ilişkiler ve hukuk alanında yapmıştır. İkinci yüksek lisansını Ankara Gazi Üniversitesi’nde yapan  Rahim Cavadbeyli; Türkçe, Osmanlıca, Arapça ve İngilizce bilmektedir.

İran’da “Azadlık Uğruna Mücadele” dergisini çıkararak oradaki Türkleri milli uyanışa davet etmiştir. 1997 yılında Tebriz’de Milli Hareket Derneği‘ni kurarak Türkçülük faaliyetlerinde bulunmuştur.

Birçok siyasi ve edebi çalışmaları olan Rahim Cavadbeyli hakkında İran Devleti, Türkçülük yaptığı gerekçesiyle idam cezası vermiştir. 4 yıldır Türkiye’de yaşayan ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Komitesi’nin “özgürlüğe yönelik bir tehdit ile karşı karşıya kalacağı bir ülkeye gönderilemez” hükmüne rağmen 2 Ağustos 2018 Perşembe günü gözaltına alınmış ve İran’a teslim edilmek üzere Van’da bekletilmektedir.

Türk dünyası ile Türkiye arasında adeta bir gönül Köprüsü kuran Rahim Cavadbeyli İran’a teslim edildiği takdirde hakkında verilmiş idam kararı olduğu için hemen infaz edilecektir.

Rahim Cavadbeyli, “İlla ki asılmam gerekiyorsa öz gardaşlarım ipi boynuma dolaşsın beni Farise teslim etmesin” demektedir.

Buradan başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere devletimizi yöneten siyasi ve bürokratik bütün şahsiyetlere seslenmek istiyorum.

Rahim Cavadbeyli Türk’ün Şeref ve namusudur. Türkler tarih boyunca kendisine sığınan düşmanı bile başkasına teslim etmemiştir.

Rahim Cavadbeyli Malazgirt’te er meydanına dikilen tuğdur. Rahim Cavadbeyli, Sultan Alparslan’ın Ahlat’a kurduğu otağdır .

Ülkemizde sayıları 5 milyonu geçen Suriyeli muhacirler vardır bunların bazıları hakkında Suriye mahkemeleri vatana ihanetten dava açmış ve hüküm vermiştir. Onları ülkemizde el bebek gül bebek beslerken bizimle aynı kanı taşıyan bir soydaşımızı nasıl ateşin içerisine atabiliriz?.. Kaldı ki Birleşmiş Milletler gözetiminde olan ve korunması gereken bir kişidir. İkinci bir Boraltan felaketi yaşamayı yüreklerimiz kaldırmaz. Sahipsizlik Türk’ün kaderi olmamalı..

Sayın Cumhurbaşkanı geçen gün “Sen Türksün TL’ye sahip çıkacaksın” diye feryat etmişti. Aynı feryadı ben de buradan yapıyorum kendisine:

“Sen Türksen, öz gardaşına sahip çıkacaksın”

***

İYİ Parti iktidarı için

Teşkilat yapılanmasındaki eksiklikleri bir kenara bırakırsak  İYİ Parti’nin Genel Başkanı’na, tüzük ve programına hiç kimse laf edemez. Eksiklikler kalıcı değildir, düzeltilebilir. Yani İYİ Parti ekip ve kadrosunu liyakat ve ehliyet kriterlerine göre yeniden dizayn edebilir. Hatta bunun yanında yorulan, yetersiz kalan birtakım insanlar varsa onlar da nöbet değişimi yapabilir. Ancak İYİ Parti’nin tüzüğü ve programının milliyetçilik, Atatürkçülük ve çağdaşlık, muhafazakârlık çizgisinin yanlış olduğunu kimse söyleyemez. Zira İYİ Parti’nin temel felsefesi kim ne derse desin Türk milletinin tamamını kucaklayan milliyetçi bir merkezdir. Milliyetçiliğin sınırları Atatürk’ün çizdiği “Ne mutlu Türküm diyene” sözüyle açıkça ifade edilmiştir. Sorun İYİ Parti’nin plan program ve tüzüğünde değildir.

İstişare ve danışma kurulları 2 ayda bir toplanıp değişime ve gelişime yönelik çalışmaları takip etmelidir. ARGE genel merkez bünyesinde yönetimde yer alan partili şahısların bilgilerini ve becerilerini arttırmaya yönelik çalışmalar yapmalıdır. Medya alanında Yeniçağ Gazetesi desteklenmeli ve bir televizyon kurulması için bir niyet ortaya konulmalıdır. İYİ Parti’de müfettişlik makamı hayata geçirilmeli, partilerdeki bir takım sorunlar müfettişler vasıtasıyla kontrol ve denetimi yapılmalıdır. İl ve ilçe teşkilatları aylık çalışma raporlarını genel merkez teşkilatlandırma başkanına sunmalıdır. Ana hatlarıyla yazdığım bu meseleleri inceden inceye ve derinlemesine ele alacak olan İYİ Parti Genel Merkezi’dir. Sayın Meral Akşener başkanlığında Türkiye’nin en demokratik siyasi partisinin iktidarı yakalayacağı günler uzak değildir..

Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz. 

Exit mobile version