KADINLARIMIZIN YEREL YÖNETİMLERDE SÖZ SAHİBİ OLMASINI DESTEKLİYORUZ

IMG_62ADBE-ED550E-7E4ACF-63DFC1-BCCBB8-5C7C59

Emine Erdoğan, Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkını Elde Etmesinin 84. Yıl Dönümü” dolayısıyla AK Parti Genel Merkez Kadın Kollarınca düzenlenen programa katıldı.

Emine Erdoğan, programda yaptığı konuşmada, kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanındığı bu özel günün, Türkiye için bir milat olduğunu belirterek bugünün, dünyanın bütün coğrafyalarında çatışmaların, savaşların ortasındaki kadınlar için de bir milat olmasını diledi.

AK Parti’nin 5 milyona ulaşan kadın üyesiyle kadınları siyaset dünyasına, toplumsal hayata aktif biçimde dahil eden yegane hareket olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Kadın dostu bir parti demiyorum. Çünkü partimizin vizyonu bundan çok ötedir. Erkek ve kadını bir bütünün iki parçası olarak gören bu hareket, kadınları hayatın asli unsuru olarak değerlendirir. Bu süreçte tarihi referanslardan da güç alır. Çünkü biliyoruz ki Türk kadını, dünyada birçok ülkeden önce seçme ve seçilme hakkına sahip olmuştur. Bu millet Kurtuluş Savaşı’nı kadın erkek omuz omuza kazanmış bir millettir. Daha da gerilere gidersek, eşi Mekke’nin sayılı tüccarlarından olan bir Peygamber’in takipçisidir. ”

“İnsani değerlerimizi ve birikimimizi kılık kıyafetle ölçmeye çalıştılar”
Emine Erdoğan, kadınların olmadığı bir siyasi ve sosyal yaşamda, toplumsal ilerlemeden bahsedilemeyeceğine olan inancını dile getirerek şunları söyledi:

“Tüm bunlara rağmen yakın geçmişte kadınlar adına kayıp yıllarımız olduğunu hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Başörtülü kadınlar toplumsal hayattan uzun süre dışlandılar. Ne yazık ki başörtüsünün karşısına modernlik, çağdaşlık, ilerleme gibi kavramları koyup, insani değerlerimizi ve birikimimizi kılık kıyafetle ölçmeye çalıştılar. Bu ülkede yitik bir nesil yetişti. Bir Ayşegül vardı, edebiyat öğretmeni olmak istiyordu. ‘Sen edebiyattan ne anlarsın’ denildi. Bir Zeynep vardı, doktor olmak istiyordu. ‘Erkek kadavraya bakacak mısın’ diye alay edildi. Bir Fatıma vardı, ikna odasında en çok bu ülkede kendisi için bir gelecek olmadığına ikna oldu. Bir uçak bileti aldı ve gurbette kayboldu. Bir Merve vardı, milletin evinden, temsil ettiği herkesle beraber kovuldu. Ayrımcılığın bu en bayağı şekline maruz kalmış kardeşlerimiz için bu dönem belki bir küskünlük dönemi olarak adlandırılabilir. Fakat asla yılgınlık, pes etmişlik dönemi olmadı.”

“Allah’a şükür ki gözyaşı artık kimsenin ekmeğine katık olmuyor”
Emine Erdoğan, büyük mücadelelerin sonunda bu ayıbın ortadan kalktığına işaret ederek “Şimdi farklı din, dil, etnik kökene sahip tüm kadınlarımızla huzur içinde yaşamak istiyoruz. Nazım’ın dediği gibi ‘Yaşamak! Bir ağaç gibi tek ve hür! Bir orman gibi kardeşçesine’ Yaşayacaksak hep beraber, birbirimize saygı göstererek, farklılıklarımızı bağrımıza basarak yaşayacağız. Belli bir zümrenin inanç ve ideolojileri, varlığını başka yaşam tarzlarını istila ederek devam ettiriyorsa bu gözyaşından beslenmektir. Allah’a şükür ki gözyaşı artık kimsenin ekmeğine katık olmuyor.” değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti’de ilk günden bu yana görev yapan kadın kurucu üye, milletvekili ve bakanlar bulunduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, kadının değiştirici ve dönüştürücü gücünün partinin en önemli yakıtı olduğunu söyledi.

Emine Erdoğan, AK Parti’de kadınların hiçbir zaman ikincil görevlerde düşünülmediğini, siyasetin nesnesi yapılmadığını vurgulayarak “Onları her zaman siyasetin öznesi olarak gördük, görmeye de devam edeceğiz.” dedi.

TBMM’de 53’ü AK Parti’den olmak üzere 104 kadın vekilin varlığının, kadınlarla omuz omuza yürüdüklerinin tezahürü olduğunu belirten Emine Erdoğan, “Bu rakam bizim için yeterli olmamakla beraber çıkılan yola kıyasla büyük bir başarı örneğidir.” ifadesini kullandı.

“Daha köklü çözümler üretmek gerekiyor”
Kadınları toplumsal hayatta aktif hale getirirken, kadınların özel ve iş hayatındaki yüklerinin dengelenmesinin unutulmaması gerektiğine işaret eden Emine Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bugün kadınlarımızın toplumda üstlendiği rollere baktığımızda, bunun bir insan için ne kadar ağır bir yük olduğunu görürüz. Kadın, kız çocuk, kız kardeş, eş, anne, kadın yazar, kadın doktor, kadın bakandır. Bu rollerin hepsi bakıp büyüten, koruyup kollayan rollerdir. Yani hep vericidir. Bu anlamda, aile içindeki rollerin dengelenmesi, adil bir vazife dağılımının yapılması, sağlıklı bir aile ve toplum yapısının gereğidir.

Kadınlarımızın ayağının altına cenneti seren Rabb’imizin bize hediye ettiği annelik, özel bir ihtimam gerektirir. Bu özel dönemi, kadınları toplumsal hayatta geri bırakmayacak şartlarla yeniden düzenlemeliyiz. Kadınları kariyer ve annelik arasında tercih yapmak zorunda bırakmamalıyız.”

Emine Erdoğan, Türkiye’de kadınlar adına güzel gelişmeler olurken, mazlum coğrafyalarda kadınların hayatını iki kat zorlaştıran durumlar yaşandığını, savaşlar ve çatışmaların önce kadınları ve çocukları vurduğunu söyledi. Küresel anlamda kadınların konumunu yükseltecek reçetelerin, buralar için yetmediğine işaret eden Emine Erdoğan, “Yeni bir bakışla, daha köklü çözümler üretmek gerekiyor. Ayağımızın tozuyla geldiğimiz Latin Amerika’da da Afrika’da da kadınlar için yapılacak çok şey var. Fakat belki önce insan için çalışırsak insanlık yükselirken kadın da zaten yükselecektir.” diye konuştu.

“Dayanışma ruhunu şehirlerimize taşıyın”
Emine Erdoğan, 31 Mart 2019’da yapılacak yerel seçime değinerek şunları söyledi:

“Türkiye, mart ayında yapılacak yerel seçimlere hazırlanırken, kadınlarımızın yerel yönetimlerde söz sahibi olmasını da güçlü biçimde destekliyoruz. 16 yıllık AK Parti iktidarının ince işçilik döneminde, kadınlara çok vazife düşüyor. Parti kademelerinin her noktasında kadınlarımız olmalı. Türkiye’nin ihtiyaçlarını ilmek ilmek örmeliyiz. Kadın duyarlılığının, zevkinin yansımasını özellikle şehirlerimizde görmeliyiz. Kültür, sanat ve çevre konuları, yeni dönemin esas meseleleridir. Her geçen gün güçlenen kadın kollarımız, artık çok daha donanımlı kadınlardan oluşuyor. Bu yolun bütün emektarlarına şükran borçluyuz.”

Emine Erdoğan, programda, il kadın kolları başkanlarına, “Selamlarımızı ve burada oluşan dayanışma ruhunu şehirlerinize taşıyın.” ricasında bulunarak “31 Mart akşamı inşallah bir zaferi daha hep birlikte kutlayalım.” diyerek sözlerini tamamladı.

Exit mobile version