CHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından TİM Show Center’da düzenlenen Mahalle Temsilcileri Toplantısı’nda Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar nedeniyle herkesin oturup yeniden düşünmek zorunda olduğunu anlattı.
“Gün düşünme ve düşünceyi eyleme geçirme zamanı” diyen Kılıçdaroğlu, her CHP’linin üzerine düşen görevleri olduğunu kaydetti.
Eğitim politikasının yıllar içinde birçok kez değiştirildiğini kaydeden diyen Kılıçdaroğlu, “Eğitimde çocuklar adeta denek olarak kullanılıyor. Bu gerçekleri bilerek mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu gerçeklerden yola çıkarak kamuoyunu aydınlatacağız. Bizim onlar gibi medyamız yok, satın aldığımız kalemlerimiz yok.” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Bu tabloyu değiştirecek olanlar bizleriz. Bizim bu ülkeye karşı, çocuklarımıza, Mustafa Kemal’e karşı, silah arkadaşlarına karşı namus borcumuz var. Hiçbir ayrım yapmadan, hangi görüşten olursak olalım, bütün gerçekleri sokak sokak, ev ev anlatmak zorundayız. Bu bizim yükümlülüğümüzdedir.” ifadelerini kullandı.
Sorunları geniş kitlelere duyurma görevinin kendilerinde olduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Korkunun önünde yüreklice duran ve sinesini açan, lafını esirgemeyen tek bir parti vardır, o partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi, halkın partisidir. Bir ülke düşünün güçler ayrılığı ilkesi yok. Bir ülke düşünün özel ve kamu dahi olmak üzere medyanın neredeyse yüzde 90’ı sadece bir kişinin kontrolünde. Medyanın büyük kısmı muhalefet partilerine ekranlarını ve sayfalarını kapatmış durumda. Dolayısıyla ülkenin sorunlarıyla ilgili bir kişinin beklentileri üzerine yayın yapan bir medya gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bir ülke düşünün kamuda istihdamın ve yükselmenin ölçüsü olarak liyakat yani bilgi, birikim ve deneyim değil, otorite, sadakat, yandaşlık ve rantiyecilik esas alınıyor. Bilgisi, deneyimi olan bir kişinin yükselme şansı yok. Bir ülke düşünün yolsuzluk yapanlar devlet katında sürekli yükseliyor, yapmayanlar ise beceriksiz ve hor görülüyor. Bir ülke düşünün yaşanan en ağır ekonomik krize rağmen iş dünyası korkudan eleştiri yapamıyor. Bir ülke düşünün, o ülkenin üst yargı organı başkanı bile kendi ülkesinde yargıya olan güvenin yüzde 30’lara düştüğünü söylüyor. Bir ülke düşünün o ülkede konsoloslukta bir cinayet işleniyor. Cinayeti işleyenlerin ses kayıtları yetkililerin elinde olduğu halde, o caniler ellerini kollarını sallayarak ülkeyi terk ediyorlar. Ülkenin ana muhalefet partisi liderinin yaptığı haklı eleştirilere bile tahammül elemiyor. Şunu açıklıkla, hepinizin önünde, yol arkadaşlarımın önünde seslendirmekten onur ve gurur duyuyorum; Onların feriştahı gelse bile yolumuzdan döndüremeyecekler.”
Yerel seçimler
Konuşmasında mart ayında yapılacak yerel seçimlere de değinen Kılıçdaroğlu, “Yerelde demokrasiyi inşa ederek Türkiye’de bunu kökleştireceğiz. Bu bizim görevlerimizden birisidir. Bakın İstanbul’da İstanbullu nefes almak için CHP’li belediyelerin olduğu yerlere gelir. CHP’li belediyelerin olduğu yerde demokrasi, kadın-erkek eşitliği ve düşünceye saygı vardır. Biz her genci kucaklamak, kadın-erkek eşitliğini sağlamak, gençlerin önünü açmak, onların daha fazla siyasete girmelerini sağlamak, kadınların siyasette daha aktif rol almalarını sağlamak için çaba harcamak zorundayız. Biz bu yerel seçimlerde, gençler ve kadınlar için öngördüğümüz yüzde 33 ve yüzde 20 cinsiyet kotasına aynen uyacağız.” değerlendirmesini yaptı.
Hükümeti İstanbul’a yapılan hizmetler konusunda eleştiren Kılıçdaroğlu, “16 yıldır İstanbul’u yönetiyorlar. ‘Biz İstanbul’a ihanet ettik’ diyorlar. İstanbul’a ihanet edenleri İstanbul’dan çekip çıkarmak, İstanbul’un göğsüne saplanan ihanet hançerini de çekip çıkarmak Allah’ın izniyle bize nasip olacaktır.” dedi.
İstanbul’u 5 yıl içinde bütün dünyanın imrendiği, dünyanın en önemli metropollerinden biri haline getireceklerini dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Her sorununu biliyoruz, nasıl çözüleceğini de biliyoruz. Yaratılan rantın nasıl paylaşılacağını da biliyoruz. Fakir fukaranın hakkının nasıl verileceğini de biliyoruz. Rant için gelip köşeyi dönenlerin nasıl uzaklaştırılması gerektiğini de biliyoruz. CHP olduğu sürece bu ülkede kimse demokrasinin önüne ciddi engel koyamaz. O engelleri yıkıp geçmek bizim namus borcumuzdur. Bizim mütevazi evlerimiz var, alın terimizle aldığımız o evlerimizde oturuyoruz. Halk gibi yaşayacağız, asla israfa ödün vermeyeceğiz.”