– ‘Koca Koca Yalanlar’ın çekimleri nasıl gidiyor?
Yoğun… Uzun zamandır böyle çalışmamıştım. Üç kadın, her sahnedeyiz.
– Kadın ağırlıklı bir sette çalışmanın avantajları ya da dezavantajları neler?
Normalde zor ve herkesin korktuğu bir durum. Biz, çok şanslıyız. Evrim Alasya ve Selen Uçer, dünya tatlısı insanlar… Tuğçe Karabacak da öyle. Hiç sıkıntı yaşamadık. Tam tersi bir durum olduğu için de, şoktayız. Egomuz olsa bile, kendi arasında çekişen kadınlar değiliz.
– Yeni sezon başladı, rekabet arttı. Bu durum sizde tedirginlik yaratıyor mu?
Elbette… Geçtiğimiz sezon zirve yapan projelerle aynı günde yayınlanıyoruz. Ama şu var ki, insanların biraz gülmesi, gülerken de düşünmesi gerekiyor. Dizimiz, hayatın içinden ve çok gerçek. Arkadaşlarınızın, yan komşunuzun başınıza gelen şeyleri, biraz da komik bir şekilde anlatıyoruz.
– Senaryoyu ilk okuduğunuzda ne hissettiniz?
Belki yeniden komediye döndüğüm için, uzun zaman sonra ilk defa bir senaryo beni bu kadar heyecanlandırdı. İnsan ağlamaktan, belli bir zaman sonra sıkılabiliyormuş. Ağlatmak kolay, güldürmek zor. Senin gözün dolsa, etkiye tepki olarak, benim de dolar. Ama komedi, metin altında düşündüren, güldüren bir unsur. Doğaçlama yeteneği gerektiriyor. İzlediğiniz bölümlerin, yüzde 70’i senaryo, yüzde 30’unu biz ekliyoruz.
– Canlandırdığınız Canan’la hayata bakışınız örtüşüyor mu?
Canan, çok saf ve iyi niyetli bir kadın. Ben de iyi niyetliyimdir ama onun kadar saf olduğumu düşünmüyorum.
– Dizide aldatılma konusu işleniyor. Sizin böyle bir korkunuz var mı?
Hayatın bize ne getireceği belli değil. Bugüne kadar hiç yaşamadım diye biliyorum ama belki de başıma gelmiştir ve ruhum duymamıştır. Şu ana kadar hep sağlam ve uzun süreli ilişkilerim oldu. Böyle bir problem de yoktu.
– Hiç aldattınız mı?
Hayır. Yengeç burcu olmamın verdiği duygusallıkla, ayrılmayı bile başaramayan insanlardan biriyim. İlişkiyi sona kadar getiririm ama asla ‘Ayrılalım’ cümlesini söyleyen olmam. Paylaşılan şeylerin değeri için belki de…
– Türkiye’de kadın olmak zor mu?
Zor ama umutsuz değil… Kadınlar olarak, yerimizi henüz sağlamlaştıramadık. Ama yeni gelen nesle ve çağımıza bakınca, yere sağlam basan kadınlar var. Yavaş yavaş daha çok güçleneceğimizi düşünüyorum.
– Berk Uğuz’la ilişkiniz nasıl gidiyor?
İki senedir devam eden bir ilişkim var. Canan’la benzerliğimiz olan nokta, onun ve Osman’ın lise arkadaşlığı gibi, benim de özel hayatımda ilişki yaşadığım insan, lise arkadaşım.
Evlilik biraz göz korkutuyor ama çocuk istiyorum. Kurguladığın zaman olmuyor, her şey akışında güzel…
‘Dört yıldır yeni Pelin’i keşfediyorum’
– Sürekli verdiğiniz kilolarla anılmak sizi rahatsız ediyor mu?
Dört yıldır zayıfım, bu yüzden evet sıkıldım. Sokakta görenler de bunu sorup, duruyor.
– 93 kilo verdiniz. Aslında bir başarı öyküsü…
Azimliyim, kendimi salmadım. Yeme düzenimi bozmadım, spor yaptım. 55 kilo da olmak istemedim. Şu an 68 kiloyum, bu benim için uygun. Dört yıldır yeni Pelin’i keşfediyorum. Ahmet Mümtaz Taylan, ‘Her zaman yaptığın mimikler eski Pelin’de sempatik duruyorken, şimdi seksi görünüyor. Ona göre davran, izleyiciye nasıl yansıyor dikkat et’ demişti. Gerçekten söylediğinde haklıymış, kendimi ve mimiklerimi keşfediyorum.
– Babanız Rasim Öztekin neler öğütlüyor size?
Babamın, ameliyat olmam konusunda korkuları vardı, o yüzden ‘Ne gerek var?’ diyordu. Sonra ‘İyi ki beni dinlememişsin’ dedi. Oyunculuğa da ondan gizli başladığım için başlarda tepkiliydi. ‘Hayat Şarkısı’ndaki performansımdan sonra uçuşa geçtiğimi söyledi. Gelişimimden ve Canan karakterinden de çok memnun. Pozitif eleştiriler alıyorum.
– Farklı roller sizi mutlu ediyor mu?
BKM, komedi üzerineydi ama oyunculuğa komedyen olmak için başlamıyoruz. Biz orada başlı başına bir eğitim aldık. Fiziksel değişimimden sonra, ters köşe bir şey yapmak istedim ve iki yıl boyunca dram bekledim. ‘Hayat Şarkısı’yla bu bekleyiş, çok güzel taçlandı.
Sizde Pelin Öztekin: “Kadın olmak zor ama umutsuz değil” haberiyle ilgili görüşlerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz. Tartışmaya katılın ve Pelin Öztekin: “Kadın olmak zor ama umutsuz değil” haberini bizler için değerlendirin.