Cumhuriyet Savcısı Aykut Hüseyin Koca tarafından hazırlanan iddianameye göre, Gazi Üniversitesi öğrencisi olan Şule Çet’in Ankara’da kasiyer olarak çalıştığı bar, şüpheli Çağatay A. tarafından devralındıktan sonra borçları nedeniyle kapatıldı. Bu nedenle işsiz kalan Çet, Çağatay A’yı telefonla arayarak iş bulma konusunda yardımcı olup olamayacağını sordu.
Şüpheliler Çağatay A. ile Berk A, 28 Mayıs’ta içkili lokantada yemek yerken Çet, Çağatay A. tarafından aranarak lokantaya davet edildi. Maktul Çet ile aynı evi paylaştığı Lilia T, ifadesinde Çet’in “iş görüşmesi için Çağatay A’nın aradığını” kendisine söyleyip evden ayrıldığını ve söz konusu lokantaya gittiğini belirtti.
Çağatay A. da ifadesinde saat 03.00 sularında lokantadan ayrıldıklarını öne sürerek, “Şule Çet, benim kullandığım araca bindi. Berk A. da kendi aracıyla lokantadan ayrıldı.” dedi.
Şüphelilerden Çağatay A, saat 00.31’de olayın meydana geldiği Oğuzlar Mahallesi Mevlana Bulvarı’ndaki plazaya geldi. Görevli Akif D’ye buzdolabı getirdiklerini söyleyen Çağatay A, görevlinin buzdolabını gündüz getirmelerini söylemesi üzerine dışarı çıktı, saat 00.34’te şüpheliler ile maktul, plazaya girip 20. katta bulunan Burak Ahmet Y’ye ait ofise çıktı.
Şüpheli Çağatay A, ofiste içki içmeye ve duygusal müzikler dinlemeye başladıklarını, 40 dakika kadar oturduktan sonra Çet’in girişteki makam odasına geçip camın kenarına gittiğini, Çet’i camın kenarından alıp koltuğa oturttuğunu söyledi. Çağatay A, bir süre sonra gitmek istediğini söyleyip dinlenme odasına geçen Çet’in peşinden içeri girdiğinde maktulün yarı beline kadar camdan sarkmış olduğunu ifade etti.
Şule Çet’i çekmek istediğini, bu sırada diğer şüpheli Berk A’ya bağırdığını ancak müzik sesi nedeniyle kendisini duymamış olabileceğini savunan Çağatay A, Çet’i ağırlığı sebebiyle daha fazla tutamadığını ve maktulün elinden kayıp düştüğünü, bu sırada elinin de yaralandığını iddia etti.
Şüpheli Berk A. da ifadesinde ofise girdikten sonra müzik dinlemeye başladıklarını, Çet ve Çağatay A’nın odaya geçtiklerini, bir süre sonra Çağatay A’nın dönerek “Kız atladı.” dediğini savundu.
Sinir krizi geçirdiğini ifade eden Berk A, aşağı inip güvenlik görevlilerinden bir yerleri aramaları konusunda yardım istediklerini, bu sırada aracına binerek olay yerinden ayrılan Çağatay A’nın bir süre sonra döndüğünü, kendisinin ise makam odasından hiç ayrılmadığını iddia etti.
Berk A. odada “kavga veya yakınlaşma olayı yaşanmadığını” öne sürdü.
“O çıktı, görmedin mi?”
Tanık olarak dinlenen güvenlik görevlisi Akif D. ve Murat A. ise saat 03.50 sularında düşme sesi duyduklarını, 20. katı gösteren güvenlik kameralarına baktıklarında hareketlilik gördüklerini, şüphelilerden Berk A’nın kapının önünde kafasını ellerinin arasına alıp çömeldiğini beyan etti.
Şüphelilerin aşağıya indiklerinde agresif davranışlar gösterdiğini beyan eden güvenlik görevlilerinden Akif D, “Yanında bayan vardı. Ne oldu?” diye sorduğu Berk A’nın, “O çıktı, görmedin mi?” diye kendisine çıkıştığını anlattı.
Tanıklar, şüphelilerin birbiriyle itişip kakıştığını, bu sırada Çağatay A’nın aracına binip olay yerinden ayrıldığını ve bir süre sonra geri döndüğünü bildirdi.
İddianamede Çet’in ev arkadaşı Lilia T’ye gönderdiği WhatsApp mesajlarına da yer verildi.
Buna göre Çet, saat 00.19’da arkadaşına, “Bu adam bana abayı yakmış. Allah’ım salmıyor.”, saat 00.21’de “Biliyordum böyle olacağını.”, saat 02.31’de “Bırakmıyor.”, saat 03.03’te de “Keşke gelmeseydim.” mesajları gönderdi.
İddianameye göre şüphelilerden Berk A, ofise çağırdığı fakat teklifi geri çeviren okul arkadaşı Pınar T’ye, saat 02.39’da “Çok kötü şeyler oldu. Bana ulaşman lazım. Telefonu aç.” şeklinde mesaj attı. Pınar T, telefonu kapalı olduğu için bu mesajları sabah gördüğünü söyledi.
İddianamede, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı ile Ankara ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlıklarından alınan raporlar da yer aldı.
Buna göre, Şule Çet ile sadece tokalaştığını, başka bir fiziksel temasının olmadığını belirten Berk A’nın tırnaklarında maktule ait DNA örneği bulundu. Maktulün cinsel saldırıya maruz kaldığı da raporlarla kesinleşti.
Olay sonrası emniyet birimlerinin tuttuğu 29 Mayıs tarihli olay yeri görgü tespit tutanağına göre, olayın meydana geldiği dinlenme odasında kutu içinde içki şişelerinin olduğu tespit edildi ancak tanık olarak beyanı alınan Burak Ahmet Y, olay yeri incelemesi yapan cumhuriyet savcısı ile iş yerini beraber gezdiklerini, çöplerin içine dahi baktıklarını ancak içki şişesine rastlamadıklarını beyan etti.
29 Mayıs tarihli rapora göre Çağatay A’da 2.67, Berk A’da ise 1.55 promil alkol tespit edildi. Şule Çet’in otopsisinde ise 1.13 promil alkol belirlendi.
“Beyanlar çelişkili”
Şüpheliler Çağatay A. ile Berk A’nın beyanları arasında çelişki olduğu bildirilen iddianamede, “Şüphelilerin ifadelerinde maktul Şule Çet ile cinsel anlamda yakınlaşmaları veya bir kavga olayının olmadığını belirtmelerine rağmen Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığının raporu, İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesinin raporu ve İstanbul 1. İhtisas Dairesi Kurulunun raporu birlikte değerlendirildiğinde maktulun rızası dışında cinsel saldırıya maruz kaldığı” değerlendirmesine yer verildiği kaydedildi.
İddianamede, Şule Çet’in, 02.45’te ev arkadaşına attığı mesajda cinsel saldırıya uğradığını anlatmaya çalıştığı da vurgulandı.
Şüphelilerden Çağatay A’nın, camdan yarı beline kadar sarkan Şule Çet’i tutup kurtarmaya çalıştığı sırada Berk A’ya seslendiği ancak Berk A’nın müzik dinlediği için kendisini duymadığını söylediğine işaret edilen iddianamede, bilirkişi raporuna göre odadaki dizüstü bilgisayardan saat 00.49’a kadar müzik dinlendiği, bundan sonra müzik dinlenmediği tespitine yer verildi.
İddianamede, şüphelilerin ofiste içki içerken kullandıkları bardakları yıkadıkları, bu durumun tanık beyanıyla da doğrulandığı, böyle bir olayın ardından bardakların yıkanmasının suç delillerini gizlemeye yönelik olacağı vurgulandı. Çağatay A’nın olay yerinden ayrılıp 20 dakika sonra dönmesinin de suç delillerini karartmaya yönelik olduğu değerlendirildi.
İddianameye göre, şüpheli Berk A, Çağatay A’nın kendisine kızın düştüğünü söylemesine rağmen aşağıya indiklerinde “Yanınızdaki kız nerede?” diye soran güvenlik görevlisi Akif D’ye, “O çıktı, görmedin mi?” karşılığını vermesi çelişki oluşturuyor.
İddianamenin sonuç bölümünde şüphelilerin olay günü saat 02.00-03.00 aralığında maktule zorla cinsel saldırıda bulunduklarının sabit olduğu, bu olaydan sonra Çet’in şüphelilerle tartıştığı, şüphelilerin tartışma ve mücadele sonucu maktulü darbederek ölümüne sebep oldukları ve maktul üzerinde oluşan travma ve şiddet delillerini karartmak amacıyla cesedini ofisin penceresinden aşağıya attıkları yönünde kanaat oluştuğuna yer verildi.
İddianamede, iki şüpheli için “cinayet”, “ırza geçme” ve “hürriyeti tahdit” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39’ar yıla kadar hapis cezası istendi.
“Senaryo çöktü”
Öte yandan, müştekilerin avukatı Umur Yıldırım, yaptığı açıklamada, iddianamenin, şüphelilerin senaryosunu çökerttiğini öne sürdü.
Yılrdırım, şunları söyledi:
“İddianame beklediğimiz gibi. Savcılık, eldeki tüm maddi delillerle somut gerçeğe ulaştı. Önceki savcı maalesef ‘taksirle adam öldürme’ suçundan adli kontrol talebinde bulunmuştu. Bugüne kadar kasten adam öldürmeyi zikretmemişlerdi. Tutuklama ise hürriyetten alıkoyma ve nitelikli cinsel saldırıdan olmuştu ama buruk bir sevinç bu. Yanlış bir tabir olabilir ama maalesef zorlu bir sürecin sonunda iddianame beklediğimiz gibi düzenlendi. Adalete güveniyoruz ve sonucu hep birlikte takip edeceğiz.”