Benim Bir Öğretmenim Vardı

Başarıda öğretmenden çok arkadaş etkili

Bu sabah kahvemi yudumlarken günlük rutinim olarak LinkedIn’deki gönderilere göz atıyordum. Bir bağlantımın, atanamayan bir öğretmenin yazısı beni çok derinden etkiledi.

Diyordu ki durum güncellemesinde;

“Öğretmenler Günü ile alakalı paylaşımlarınız, biz atanamayan öğretmenleri çok üzüyor.”

Bir an durdum ve düşündüm. Bu insanlar dört yıl boyunca öğretmek için öğrenip, binbir hayalle mezun oluyorlar. İçlerindeki eğitim verme aşkı atanamadıkları süre içinde yıldan yıla eriyor. Ya hak ettiklerinin çok altında bir maaş ile ücretli öğretmenlik yapıyorlar ya da hiç alakaları bile olmayan işlerde çalışmak durumunda kalıyorlar. Şu an Türkiye’de durum ne yazık ki bu.

Okula başladığım ilk günü hala unutamam. Annemin “Sana resim dosyası alıp hemen geleceğim.” diye gidip gelmemesinden mi kaynaklıdır bilmem, okulu oldum olası hiç sevemedim. Ablam her sabah hevesle uyanıp okul için hazırlanırken ben beş karış suratla kalkıp zorla önlüğümü giyerdim, ayaklarım geri geri giderdi. Şansımdan mıdır bilmiyorum ama okul hayatını bu kadar sevmememe rağmen, hep işini çok seven değerli öğretmenlerim oldu.

İlkokul öğretmenim Saime Bulut halen kalbimin en güzel yerindedir. Öğrencilerini kendi çocuğu gibi seven, faydalı bir şeyler öğretmek için gönülden çabalayan şefkat dolu bir insandı. Onun öğrencisi olduğumuz yıllarda 24 Kasım günleri öncesi hepimizi tatlı bir telaş sarardı. Her yıl anne gibi gördüğümüz bu güzel insan için hediye ve çiçekler alır, kutlamalar hazırlardık. Onun o gülen gözleri, duyduğumuzda içimizi ısıtan kahkahası dün gibi aklımda. Her Öğretmenler Gününde çok duygulanırdı, bize sarılırken o ışık dolu gözlerinden yaşlar süzülürdü.

“Öğretmenim yapamıyorum.” derdim mesela bir problemi çözmeye çalışırken. Gelirdi, yanıma oturup sarıla sarıla öyle güzel anlatırdı ki sorunun çözümünü. 15 yıl öncesini böyle sevgi dolu bir şekilde hatırlayıp “İyi ki ilk öğretmenim o olmuş!” demek o kadar şanslı hissettiriyor ki kendimi bana.

Öğretmenlerimizin kutsal bir iş yaptığını lütfen yılda sadece bir gün hatırlamayalım. Onları yılın 365 günü el üstünde tutalım ki, hak ettikleri değeri görsünler. Ben tüm öğretmenlerime çok şey borçluyum. Bugünkü karakterimde, beni ben yapan yegane özelliklerimin büyük bir kısmında hepsinin imzası var. Görgü kurallarından tutun da, problem çözme biçimimiz, insanlara davranış şeklimiz bile onların bize kattığı değerlerin bir yansıması.  Bu yazımı okuyanlar arasında belki şu an öğrenci olan ya da hayatı boyunca frekansının hiç tutmadığı öğretmenlerle karşılaşmış insanlar mutlaka vardır. Olsun. Ben de her öğretmenimi sevmedim. Hayatımız boyunca gerek okul, gerek özel, gerekse iş hayatımızda bir şekilde sevmediğimiz insanlarla bir arada olmak zorunluluğunda olabiliyoruz. Ama öğrendiğim bir şey varsa; o sevmediğimiz insanlar da, bize bizim için bir şey öğretiyor.

“Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.” Mustafa Kemal Atatürk

 

Ne yapıp edip karşılaştığımız her insandan bize fayda sağlayacak şeyler öğrenmeye, yaşadığımız her şeyden ders çıkarmaya bakalım. Şüphesiz her insanın hayatımızda bir görevi var. Bu özel günde sevdiğim, sevmediğim ama hala kalbimde olan bütün saygıdeğer öğretmenlerime kalpten teşekkürlerimi sunuyorum. Bugün ben neysem, onların sayesinde.

Başta ulu önderimiz, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, atanamayan öğretmenleri de unutmadan;

Öğrencilerine ışık olan tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun!

 

 

Exit mobile version