Yüksel Tavşan, meyve ve sebze fiyatlarındaki gelişmeleri değerlendirdi.
Meyve sebze fiyatlarının son bir haftadır düşüş eğiliminde olduğunu dile getiren Tavşan, bunun hem hava sıcaklıklarının normalleşmesi nedeniyle üretimin artmasından hem de büyük marketlerin sera ürünü almayacakları yönündeki açıklamalarından kaynaklandığını söyledi.
‘ÜRÜNLERİN GENELİNDE DÜŞÜŞ VAR’
Fiyatların yüzde 25-50 düştüğünü belirten Tavşan, şöyle devam etti:
“Mesela patlıcanın hal fiyatı 10 liraydı, 5 liraya düştü. Ürünlerin genelinde düşüş var, biber cinslerinde yüzde 25 fiyat düşüşü oldu. Bir hafta içinde güneşin açmasıyla ürün fiyatları normalleşmeye başlayacak. Ürünün bollaşması için bize bir hafta lazım. Meteorolojik raporları takip ediyoruz, havalar düzelecek. Zaten şubat ayı ortasına geldik. Akdeniz çanağında artık havalar ısınıyor. Yoksa hortum fiyatlara tesir edecek bir şey değil. Havalar düzeldiği an fiyatlar makul seviyeye inecek.
Büyük market zincirleri, kendi tedarikçileriyle özel olarak ürün topluyor. Üretim piyasasına hakimler. Hallere mal gelişine bile engel olabiliyorlar. Bunlara ancak devletin gücü yetebilir.”
‘MALİYETLERİ DEVLET ÜSTLENMELİ’
Tavşan, tanzim satış modeliyle belediyelerin satış noktalarında meyve ve sebze satması kararını değerlendirirken de fiyatların normale dönmesiyle devletin piyasadan çekileceğini düşündüğünü söyledi. Burada amacın piyasanın regüle edilmesi olduğunu dile getiren Tavşan, “Devlet çeşitli masrafları üstlenebilir, zarar bütçesi ayırabilir. Kendi üstlendikten sonra fiyatlar daha uygun olur. İşçilik, nakliye ve ambalaj gibi masraflar var. Aynı zamanda zayi oranı mutlaka olacak. Bu tür masrafları devlet sübvanse eder. Fiyatlar düştüğü zaman liberal ekonomide devletin bu işe devam edeceği kanaatinde değilim.” diye konuştu.
Bu modelde bahçe bahçe dolaşılarak üreticiden meyve sebze toplanmasının zor olacağına işaret eden Tavşan, ürünlerin yine üretim ve tüketim bölgesindeki hallerden karşılanması gerektiğini söyledi.
Geçmişte de büyükşehir belediyelerinin bu modeli uyguladığını anlatan Tavşan, “Daha sonra bu mağazalar markete dönüştürülerek satıldı. O zaman da ürünler halden alınıyordu. Ankara’da 30, İstanbul’da 50 satış noktasından bahsediliyor. Bu, çok büyük alım anlamına geliyor. Her gün onlarca, yüzlerce tır çalışmalı. Tarım Kredi bu konuda görevlendirilmiş. Aradaki masrafları kendilerinin üstlenmesi gerekecek.” dedi.
ANKARA/AA