Mehmet Ali Erbil, Günaydın’dan Tuba Kalçık’a konuştu.
Erbil, 4 ay uyutulduktan sonra kalkar kalmaz ilk eşi Muhsine’nin ismini söylediğini aktarırken, “24 saat boyunca bütün eski eşlerim yanımdaydı. Normalde eski eş dersin, bir-iki defa gelirsin ziyarete ama onlar hep geldiler. Çok dost biriktirmişim, onu anladım” diye belirtti.
Mehmet Ali Erbil ile yapılan röportajın ilgili kısmı şu şekilde:
ESKİ EŞLERİM HEP YANIMDAYDI UYANINCA İLK MUHSİNE’NİN İSMİNİ SÖYLEMİŞİM
– Dört ay uyutulduktan sonra uyandığınızda ilk ne söylediniz?
İlk eşimin ismini söylemişim. ‘Muhsine’ demişim.
– Ailenin ne kadar önemli olduğunu insan bir kere daha anlıyor değil mi böyle dönemlerde?
Benim için aile hep önemliydi zaten. Çok güçlü bir bağ var aramızda. Kızlarım, eski eşlerim hep yanımda oldular. Damadım her gün başımda dua etti. Bilmediğim duaları bile onun sayesinde öğrendim. Bir kere söylüyordu bana duayı, hemen tekrarlıyordum. Seceremiz çıkarıldı, benim ailem Peygamber soyundan geliyor. Hatta ben uyutulurken, filmlerdeki gibi beyaz saçlı, sakallı biri gelmiş Sezin’in yanına. ‘Benim babanın kulağına bir şey söylemem gerekiyor’ demiş. Sezin de ‘Bana söyleyin, ben onun kulağına söylerim’ demiş. O da ‘Babanın kulağına söyle, onun bu dünyada daha işi bitmedi’ demiş. Sezin bunu bana anlattığında çok etkilendim. Çok değerli şeyler bunlar. Yıllarca insanları güldürdüm, eğlendirdim. İnsanlar da benim bu dönemimde çok dua etti. O kadar çok dua aldım ki… Bu çok özel bir şey. Herkese nasip olmaz. Bu üçüncü kez oluyor. İlk hastaneye kaçış sendromu hastalığım yüzünden 2001’de yatmıştım. O zaman da yalnız bırakmadılar beni. Ama bu kez çok zor bir süreçti. Kaburgalarımın kırılmasıyla birlikte yaşadıklarım kendi hastalığımı da tetikledi. Bir kaburga nelere mal oldu…
YÜZMEYİ ÇOK ÖZLEDİM
– Hastaneden çıkınca ne yapmak istiyorsunuz?
Evime gitmek istiyorum. Hatta ‘Zaten evdeyken de yatıyorum, burada da yatıyorum’ diye kendimi motive ediyorum hastane odamda.
– En çok ne yapmayı özlediniz?
Doğduğum yere, Yeniköy’e gidip sahilde oturmayı özledim. Bir de yüzmeyi çok özledim. Ama denize girersem bir daha çıkamam diye korkuyorum. Ancak iki kişi destek olursa girebilirim.
– Bu dönemden çıkardığınız bir ders var mı?
Yok. Allah’a sığındım sadece. Yürüyeyim de başka hiçbir şey istemiyorum inanın. Sağlıklı bir hayatım olsun yeter bana çocuklarımla birlikte.
– Çok ziyaretçiniz de oldu bu dönemde…
Evet, çok kişi geldi. Her gün beni ziyaret edenler de oldu. Hepsi sağ olsun. İbrahim Tatlıses İzmir’den kalktı geldi kaç kere, Hülya Avşar da, Seda Sayan da sık sık geldi. Sinan Özen’le çok samimi değildim mesela ama her gün geldi ziyaretime.
– Bu dönemde sizi en çok ne ayakta tuttu peki?
Kesinlikle çocuklarım ve ailem. 24 saat boyunca bütün eski eşlerim yanımdaydı. Normalde eski eş dersin, bir-iki defa gelirsin ziyarete ama onlar hep geldiler. Çok dost biriktirmişim, onu anladım.
– Kızlarınız Sezin ve Yasmin de hep yanınızdaydı. Sosyal medyada da paylaşım yapıyorlardı…
Evet, kızlarım başımdan hiç ayrılmadılar. Hemşireler anlatıyor, Yasmin geceleri başımda ağlıyormuş. Sezin de bütün aileyi çekip çevirdi bu dönemde.
– Siyasetçilerden arayanlar oldu mu?
Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin aradı sağ olsunlar.”