Türkiye’nin gündemi o kadar hızlı değişiyor ki bu bile Türkiye’nin iyi yönetilemediğinin işareti.
Çünkü her gündem hayati konu olarak gündeme giriyor, bir bakıyorsun unutulup gitmiş. Ne oldu İdlib? Madem bir mutabakat imzalamakla her şey çözülüyordu niye yıllardır yapılamadı bu? Yoksa İdlib konusunda yalancı bir bahar mı var? BM’nin yaklaşan “kusursuz fırtına” diye tanımladığı İdlib felaketinde “fırtına öncesi sessizlik” döneminde miyiz? Az kaldı göreceğiz.
Her sorunu çözecek, Türkiye’yi uçuracak denilen Cumhurbaşkanlığı sistemi 24 Haziran seçimleriyle resmen ve fiilen uygulamaya girdi. Geçen üç ayda görüldü ki Türkiye’nin bırakın uçmasını yürüyecek hali yok. Çünkü görecek, duyacak, anlayacak, çözüm üretecek, uygulayacak kurumsal mekanizmaları devre dışı bırakıldı.
16 Nisan referandumundan önce de sonra da defalarca uyardık. Bu yapı devleti yönetilemez hale getirir, devlet içinde ayrı yönetim yapıları oluşturur, paralel devletçikler ortaya çıkarır, başarısız devlete (failed state) dönüştürür dedik. Çünkü;
Bir; içi boşaltılmış bürokratik devlet yapısı oluştu. Bakanlıklar dahil devlet kurum ve kuruluşlarının sorumluluk ve yetkileri alındı, içi boşaltıldı. Karar alma, inisiyatif kullanma yetkisi olmayan, sonuç alamayan bürokrasisi daha da artmış, işlemez hale gelmiş devlet yapısı oluştu.
İki; kişi devleti veya tek adam yapısı oluştu. Tek karar vericinin olduğu, devleti yeniden istediği şekilde yapılandırma yetkisinin tek bir kişide olduğu, Meclis’in yetkisiyle Cumhurbaşkanlığı kararname yetkileri arasında kesin ayırım yapılmadığı için yasama yetkisinin tek bir kişi tarafından kullanılabildiği bir yapıda Cumhurbaşkanı seçilen kişi adeta bir devlet gücündedir.
Üç; parti devleti yapısı oluştu. Cumhurbaşkanı’nın bir çok talimatını parti teşkilatı üzerinden vermesinin önü açılmaktadır. Bütün yetkileri üzerinde toplamış bir Cumhurbaşkanı’nın talimat verirken onun parti işi mi devlet işi mi ayırdında olma ihtiyacını hissetmesi beklenemez. Her seviyedeki parti yöneticileri Cumhurbaşkanı’nın talimatı olsun olmasın partinin taleplerini Cumhurbaşkanı talimatıymış gibi bürokratik işlemleri yapmak durumundaki resmi devlet yapısına yine talimat olarak ulaştıracaktır.
Dört; danışmanlar devleti yapısı oluştu. Bu paralel ve karmaşık yapılar içinde işini yaptıramayan, içi boşaltılmış bürokratik devlet yapısı içinde taleplerine cevap alamayanlar tek karar vericiye ulaşmak için aracı, eş-dost bulma arayışına girişecektir. Bu bağlamda mevcut fiili uygulamanın oluşturduğu kültürün de etkisiyle her seviyedeki danışmanlar devreye girecektir.
Son yıllarda pratikte de böyle değil mi zaten. McKinsey olayına bir de bu açıdan bakmak lazım. Vatandaş nasıl işini yaptırmak için işini yapacak en üst noktaya ulaşacak danışman ararken şimdi devleti yönetemeyenler işi danışmanlara havale etti.
Beş; Cumhurbaşkanlığı sisteminin eyaletli devlet yapısı oluşturma tehlikesini içeriyor demiştim. Cumhurbaşkanı’nın bir kararnameyle yeni yönetim birimleri, en çok bilinen haliyle bölge yönetimleri oluşturma yetkisi vardır. Çünkü yeni anayasada Cumhurbaşkanına tüzel kişilik oluşturma yetkisi var.
Önceki gün yazdım. Kaynaklarım Albayrak’ın sunumlarının McKinsey’le hazırlandığını söylüyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sunumları Albayrak’ın sunumlarına çok benziyordu. Ne de olsa yönetim danışmanlığı yapıyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin dizaynında McKinsey’in rolü var mı merak ettim.
McKinsey olayı basit bir danışmanlık hizmeti değil. Krizin-sorunun adını doğru koyalım ki doğru çözümü bulalım. Sorunun adı, bizlerin en başta söylediği gibi, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yürümemesi, işlememesidir. McKinsey bu gerçeği deşifre etti.
McKinsey’in danışman görünümüyle ait olduğu devletin siyasi-ekonomik politikalarını hizmet verdiği ülke ve kuruluşların beynine şırınga ettiği bilinmeli. Bilin ki Cumhurbaşkanlığındaki yöneteceği ofisle 16 Bakanlığı yani tüm devlet yönetim sistemini takip ve denetleme yetkisine sahip.
Ekonomik verimliliği artırmak, bölgeler arası iletişimi artırıp denge yaratmak üzere yeni bölgesel tüzel kişilikler oluşturulmasını önerirse ne diyeceksiniz? Bu nereye çıkar sizce?
O kadar da abartmayın icra yetkisi yok sadece liderlik yapacak denildi. Nasıl liderlik yaparsınız? İzler, analiz eder, planlar, denetler, yapılacaklar listesini verirsiniz. Yani yöneterek daha doğrusu sevk ve idare ederek. Ofisinin adı gibi Türkiye’yi dönüştürecek.
Milleti kandırmayın, devletin anahtarını da yabancılara teslim etmeyin.
Yazara ait yayınlanan son makaleleri buradan okuyabilirsiniz.