1993 yılında kıymetli bir arkadaşımın hediye ettiği ve okuduğumda beni çok etkileyen Richard Bach’ın ünlü eseri ‘’Martı Jonathan Livingston’’un öyküsü, ruhuma işlemiş, özgür bir martı olmayı hayal etmeme yol açmıştı.
Dalgalarla boğuşsa da, zaman zaman aç kalmış olsa da, özgür bir ruhtu Jonathan Livingston… Bir martının kendini aşma azmi, kişisel gelişimi ve kimliğini bulma çabasıydı…
Çocukluktan itibaren kişinin yılmadan karşılaştığı engelleri aşabilmek için nasıl gayret göstermesi gerektiğini açıklıyor. Beni çok etkilemiş, hayatımda dönüm noktalarından biri olmuştu belki de…
Martı Jonathan sadece karnını doyurmak için uçmuyordu. Yeteneklerini zorluyor ve yaşamın mükemmelliğini anlamaya çalışıyordu. Tüm gününü daha hızlı ve mükemmel uçmak için sürüden ayrı çalışarak geçiriyordu.
Bu tutkusu yüzünden sürüden atıldı, yalnızlığa mahkum edildi ama bu onun umurunda değildi. Çünkü sınırlarını genişlettikçe, imkansızı başardıkça hayat onun için daha da anlam kazanıyordu.
Neden yaşamın anlamını keşfeden bu kadar az martı vardı. Oysa ki geldiği yerde yüzbinlerce martı yaşıyordu. Onların hayatına anlam kazandırmayı aklına koymuştu. Başka Jonathan’lar aramak için geri dönecekti. Mutlaka sınırlarını zorlayan martılar vardı. Onlara ulaşmalı ve bildiklerini onlarla paylaşmalıydı.
Bir gün yalnız olmadığını görecekti. Sayıları azda olsa yaşamın sadece karnını doyurmak olmadığını anlayan ve sınırlarını aşmış başka martıların da varlığını görecekti.
Martı Jonathan çok hırslı, azimli ve çalışmayı seven bir martıydı. Arkadaşlarından dışlanacağını bile bile yemek bulmak için değil, uçmayı zevk ve başarı haline getirmek için uçardı. Her zaman daha ileriyi hedefler, hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmaz; risk alırdı. Diğer martıların yemek yiyerek boşa zaman geçirdiklerini düşünürdü.
Önümüze çıkan engelleri aşarak amaçlara ulaşabiliriz. Hiçbir şey hayal olarak görülmemeli, hiçbir şeyden umut kesilmemelidir.
“Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış. O zaman uçmanın anlamını daha iyi öğreneceksin.” (Kitaptan alıntı)
“Bin yıldır yaptığımız tek şey balık peşinde koşmak. Artık yaşamak için bir nedenimiz olmalı; öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak gibi.” (Kitaptan alıntı)
“Şimdi tercih senin. Ya burada kalıp öncesine göre biraz daha yüksek olan bu bilinç düzeyini öğreneceksin ya da geri dönüp sürüyle çalışmaya devam edeceksin.” (Kitaptan alıntı)
“Bizler sürünün bir parçası değilsek, kurallarına da uymak zorunda değiliz.” (Kitaptan alıntı)
Son olarak Yaşar KURT’un kitaptan ilham alarak yazdığı şarkıyı ‘’MARTI’’yı dinlemenizi tavsiye ediyorum.
İçimizde yaşayan gerçek Martı Jonathan’lara…
Sevgiyle…
Hayata başka baka türlü bakabileceğimiz, ufkumuzu dahada yapacağımız, çok güzel bir yazı okudum
Çok teşekkür ederim sevgilerimle
Cok akici bir yaziydi kaleminize saglik
Çok teşekkür ederim