Vietnam ve Çin ziyaretleri sırasında Vietnam, Çin ve Phoenix televizyonlarına röportaj veren Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov şu ifadeleri kullandı: “Türkiye ile Rusya arasında 1998 yılında imzalanan bir anlaşma (Adana Mutabakatı) çerçevesinde bir tampon bölge kurulması konusu konuşulmuştu. Anlaşmada sınır bölgesinde terör tehdidini ortadan kaldırmaya yönelik işbirliği yapılması ve Türkiye tarafının Suriye topraklarında sınırın belli bölümlerinde faaliyet gösterebilmesi öngörülüyor. Şimdi askerler tarafından, Şam’ın tavrı göz önünde bulundurularak bu tampon bölgenin nihai formatı üzerinde anlaşılıyor.”
Tampon bölge konusunda Türkiye’nin çıkarlarının da maksimum düzeyde dikkate alınmaya çalıştığını vurgulayan Lavrov, ortak bir askeri adım atılmasının söz konusu olmadığını kaydetti. Lavrov “Prensipte karada ateşkes, güvenlik tedbirlerine riayet ve gerilimi azaltma bölgelerine yönelik anlaşmalarda Rus askeri polisinin konuşlandırılması deneyimine sahibiz. Sözkonusu tampon bölge için de bu hâlâ mümkün. Ancak bir kez daha vurgulamak isterim: Askerler Şam ve Türkiye’nin pozisyonlarını göz önünde bulundurarak konuyla ilgili detaylar üzerinde anlaşmaya çalışıyor” dedi.
‘TÜRKİYE İLE KÜRTLERİN SURİYE’DEKİ EYLEMLERİ KONUSUNDA FARKLI YAKLAŞIMLARIMIZ VAR’
Lavrov açıklamalarına şöyle devam etti: “Suriye’nin büyük bölümünde ateşkes rejimi var. Yapıcı muhalifler ve teröristlerin birbirinden ayrılması gereken İdlib’de ve elbette ABD’nin Arapların topraklarına yerleşmeye başlayan Kürtler üzerine oynayarak yarattığı sorunlar var. Belki de Washington daha sonra süreci istediği gibi yönetebilmek için olabildiğince sorun yaratma planı vardı.”
Kürtlerin eylemlerinin Türkiye’nin endişelenmesine yol açtığını belirten Lavrov, Soçi’de Rusya, Türkiye ve İran liderleri arasında yapılan üçlü zirvede Suriye-Türkiye sınırındaki sorunun ve Ankara’nın bu bölgenin terörist unsurlarca kullanılmasına yönelik endişesinin konuşulduğunu hatırlattı.
‘BUĞDAY İLE SAMAN BİRBİRİNDEN AYRILMALI’
Lavrov, “Türkiye ile hangi Kürtlerin terörist sayılması konusunda ortak bir anlayışa varılamadı. Türkiye’nin farklı bir tavrı var. Endişelerini anlıyoruz, ancak yine de buğday ile saman birbirinden ayrılıp, gerçekte hangi Kürt grupların aşırıcı olduğu ve hangilerinin Türkiye’nin güvenliği için tehdit oluşturduğunun görülmesi gerek” dedi.
‘RUSYA, TÜRKİYE VE İRAN SURİYE’DE ORTAK ASKERİ OPERASYONLAR PLANLAMIYOR’
Lavrov sözlerini şöyle sürdürdü: “Rusya, Türkiye ve İran arasında Suriye toprakları üzerinde ortak askeri operasyonlar planlanmıyor. Rusya ile İran, Suriye’de Şam’ın daveti üzerine faaliyet gösteriyor. Türkiye de kendi güvenliğine yönelik endişelerini belirtti. Şam ise Türkiye askerlerinin Suriye toprakları üzerinde olmasına karşı çıkıyor. Şam yine de kimsenin başaramadığını, yani Suriye’nin büyük bölümünde ateşkes ve hükümetle silahlı muhalefet arasında diyaloğu sağlayan Astana formatının kurulmasını destekledi.”
‘ASTANA SAYESİNDE SİLAHLA BİRBİRİNE KARŞI KOYANLAR MASAYA OTURDU’
Daha önce muhaliflere kimsenin siyalog çağrısı yapmadığını söyleyen Lavrov, “Batılı ülkeler Suriye’den çıkan ve sınırdışında, ya Basra Körfezi ülkeleri ya da Avrupa’da yaşayan, yani göçmen muhaliflere bel bağladı. Ancak Astana formatı durum üzerinde kaliteli bir değişim sağladı. Sahada birbirine ellerinde silahlarla karşı koyan tarafları masaya oturttu. Bu önemli, zira nihayetinde sahadaki gelişmeler, Suriye ordusu ve silahlı muhaliflere bağlı” ifadelerini kullandı.