Küçük yaşlarda savaşın acımasız yüzüyle karşılaşan, aileleriyle birlikte canlarını kurtarmak için Türkiye’ye gelen çok sayıda Suriyeli genç, lise eğitimlerini tamamladıktan sonra girdikleri sınavda başarılı olarak üniversite hayallerini gerçeğe dönüştürmenin mutluluğunu yaşıyor.
Türkiye iç savaş, terör örgütleri YPG/PKK ve DEAŞ’ın baskılarından kaçarak kendisine sığınan Suriyelilerin barınma, gıda ve sağlık gibi temel ihtiyaçları kesintisiz karşılarken, çocuk ve gençlerin eğitimine de ayrı önem veriyor.
Ülke genelinde 600 binin üzerinde savaş ve terör mağduru Suriyeli çocuk, kendi dillerinde ve müfredatlarına uygun eğitim alıyor.
Eğitimlerinden geri kalmamaları için her türlü imkanın seferber edildiği Suriyeli gençler de gelecekte iyi bir mesleğe sahip olarak ülkelerinin yaralarını sarmanın hayalini kuruyor.
Suriyelilerin en yoğun yaşadığı kentlerin başında gelen Şanlıurfa’daki Harran Geçici Barıma Merkezi’nde yaklaşık 7 yıldır yaşamlarını sürdüren ve lise eğitimlerini de burada alan çok sayıda misafir öğrenci, Türkiye’deki farklı üniversitelerin değişik bölümlerinde eğitimlerini sürdürmenin sevincini yaşıyor.
“Anne olup okula gitmek çok zor”
Deyrizor kentinden yaklaşık 7 yıl önce Türkiye’ye sığınan 22 yaşındaki Duha Sahaf, AA muhabirine yaptığı açıklamada, liseye devam ederken savaş nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kaldığını ve Şanlıurfa’ya geldiğini söyledi.
Savaş nedeniyle liseyi yarıda bırakmak zorunda kaldığını vurgulayan Sahaf, tüm zorluklara rağmen eğitim mücadelesini sürdürdüğünü ifade etti.
Duha Sahaf, kız kardeşiyle birlikte Siirt Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu İlk ve Acil Yardım Bölümü’nü kazandıklarını belirterek, şöyle konuştu:
“Deyrizor’da yaşamak imkansız hale gelmişti ve 15 yaşında ailemle Türkiye’ye geldik. Yaklaşık 7 yıldır Türkiye’deyiz. Suriye’de 10’uncu sınıfa kadar okudum, buraya geldikten sonra da liseden mezun oldum. Daha sonra ise Türkçe öğrenip sınavları kazandıktan sonra, üniversite sınavına girdim. İlk ve Acil Yardım Bölümü’nü kazandım. Evlendim, iki çocuğum var ve bu yıl son sınıftayım. İki yaşındaki büyük kızımı burada annemin yanına bıraktım. Küçük kızım ise benimle. Hem anne olup hem de okula gitmek çok zor ama ben ailem için okuyorum. Bu aynı zamanda çok güzel bir duygu. Çünkü biz savaştan kaçmıştık ve hayatımızdan endişe ediyorduk. Okul, hayalimizde bile yoktu. Fakat Türkiye bize her türlü olanağı sağladı, gurbette olduğumuzu hiç hissetmedik. Sonuçta şu anda ben ve birçok vatandaşım Türk akranlarımız gibi eğitimimizi sürdürüyoruz. Ne kadar teşekkür etsek, Allah’a ne kadar şükretsek azdır.”
“Türkçeyi öğrendikten sonra birçok şey kolaylaştı”
Zor da olsa Türkçeyi öğrendiğini ve bu sayede hayatında birçok şeyin kolaylaştığını belirten Sahaf, “İnşallah eğitimimi tamamladıktan sonra savaş de biterse ülkemize dönmek istiyoruz.” dedi.
Malatya Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanan 20 yaşındaki Muhammed Halebi de 6 yıl önce Hama’dan Türkiye geldiklerini dile getirdi.
Küçüklüğünden itibaren doktor olmak istediğini vurgulayan Halebi, şunları kaydetti:
“Ortaokulu Suriye’de bitirmiştim ama savaş nedeniyle liseye gidemedim. O günleri iyi hatırlıyorum çok acı çektik. Hayatta kalabilmek için buraya sığındık. Buraya geldikten sonra bizi bu konteyner kente aldılar. Burası artık bizim evimiz oldu. Sonbaharda pamuk toplayıp okul harçlığımı çıkarmaya çalıştım. Liseyi de burada okudum, dil sınavına girdim ve başarılı oldum. Bu sayede hayalimdeki meslek olan doktorluğa adım attım. Malatya Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kayıt yaptırdım. Bu yıl hazırlık yapıyorum gelecek yıldan itibaren derslere başlayacağım. Doktorluk çok kutsal bir meslek onun için çok mutluyum. Ağabeyim de Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyor. Bize bu imkanı sağlayan Türkiye’den Allah razı olsun. İnşallah eğitimimi bitirip başarılı bir doktor olurum. Savaş bittikten sonrada umarım evimize döneriz.”
“Eğitimimi tamamlayamama korkusu vardı”
Deyrizor kentinden gelen 21 yaşındaki Sece Yunus ise yaklaşık 7 yıldır bu konteyner kentte yaşadıklarını ve üniversiteye gittiğinde burayı çok özlediğini anlattı.
Üniversite hayalini gerçekleştirebildiği için çok mutlu olduğunu ifade eden Yunus, “Uzun süredir bu konteyner kentteyiz, liseyi de burada okudum, sonra bir yıl hazırlık yaptım ardında ise ablamla Siirt Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nu kazandık. İlk ve Acil Yardım Bölümü ikinci sınıftayım. İnşallah okulumu bitirdikten sonra çok sevdiğim sağlık mesleğini yapabilirim.” dedi.
Yunus, Türkiye’ye ilk geldiklerinde eğitimini yarıda bırakmış olmanın üzüntüsünü yaşadığını dile getirerek, “Ama hem sağlanan imkanlar hem de benim mücadelemle bu korku yerini umuda bıraktı. Okuluma devam edebildiğim ve istediği bölümü okuduğum için çok mutluyum.” diye konuştu.
İbrahim Umar ise Suriye’deki çatışmalarda babasının hayatını kaybettiğini ve bu yüzden ailesiyle zorlu bir sürecin ardından Türkiye’ye geçtiklerini söyledi.
Liseyi konteyner kentte okuduğunu dile getiren Umar, “Çok şükür Siirt Üniversitesi Hemşirelik Bölümü’nü kazandım. Şu anda tatil için ailemin yanına geldim. Küçüklüğümden itibaren hayalim sağlıkçı olmaktı ve bunu gerçekleştireceğim için heyecanlıyım.” ifadelerini kullandı.