Havaların soğumasıyla gribal enfeksiyonlarda artış yaşanıyor. Bu anlamda uzmanlar her yıl farklı türlerinin ortaya çıktığı gribe karşı uyarılarda bulunuyor.
En sık sonbahar sonu, kış ve ilkbahar aylarında görülen ve influenza virüslerinin neden olduğu bir solunum yolu hastalığı olan gribal enfeksiyonun belirtilerinin soğuk algınlığına benzemekle birlikte farklı ve çok daha şiddetli olduğunu vurgulayan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Baş Boyun ve Yüz Estetiği Cerrahisi Anabilim Dalı Uzmanı Op. Dr. Remzi Tınazlı şunları ifade etti: “Soğuk algınlığı genellikle yavaş gelişirken, gribal enfeksiyon aniden ortaya çıkar. Soğuk algınlığı sadece kişiyi yorgun bir hale getirirken, gribal enfeksiyon kişiyi genelde çok daha kötü hissettirir. Gribal enfeksiyonda genellikle ateş, titreme, baş ağrısı, kas ağrıları, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve yorgunluk olur. Hastalık geliştikçe belirtiler soğuk algınlığı belirtilerine benzeyebilir, ancak gribal enfeksiyon durumunda belirtiler daha şiddetlidir. Ani bir ateş, özellikle 38 C veya daha yüksek ise, kuru ve göğüsten gelen bir öksürük var ise, baş ağrısı, yorgunluk, titreme, kas ağrısı, ekstremite veya eklem ağrısı, ishal veya karın ağrısı, mide bulantısı ve kusma, boğaz ağrısı, burun akıntısı veya tıkanması, hapşırma, iştah kaybı, uyku zorluğu gibi bulgular var ise gripal enfekisyondan şüphe edilmelidir. Gribal enfeksiyon, tipik olarak iki hafta sürmektedir. En şiddetli belirtiler iki veya üç gün sonra düzelmekte ancak gribal enfeksiyona bağlı yorgunluk haftalarca sürebilmektedir. Soğuk algınlığı kişiyi oldukça yorabilir, ancak gribal enfeksiyon kişinin yataktan çıkmasını bile engelleyecek kadar kötü olabilir.”
HER YIL 300 BİN İLE 600 BİN KİŞİ ETKİLENİYOR
Virüslerin genelde öksürük veya hapşırma yoluyla yayıldığını, bazen kirli bir yüzeye dokunduktan sonra ağzına veya burnuna dokunan bir insanın da enfeksiyondan etkilenebildiğini hatırlatan Op. Dr. Remzi Tınazlı, sağlıklı yetişkinlerin belirtiler gelişmeden bir gün içinde, yani hasta olduğunu bilmeden önce hastalığı başkalarına bulaştırabildiğini, hasta olduktan sonra ise yedi güne kadar bulaşıcı olmaya devam edebildiğini söyledi.
“Gribal enfeksiyonlar sadece belirli bir alanda veya dünya çapında salgınlara neden olabilir” diyen Op. Dr. Remzi Tınazlı, “Kış salgılarının her yıl 300 bin ile 600 bin kişiyi etkilediği, yaklaşık 200 bin kişinin ise hastaneye kaldırıldığı ve 3 bin ile 49 bin arasında kişinin öldüğü yapılan araştırmalarla bilinmektedir” açıklamasında bulundu.
“GRİBE KARŞI KORUNMAK İÇİN EN İYİ YOL AŞI YAPTIRMAK”
Gribe karşı korumanın en iyi yollarından birinin her yıl aşı yaptırmak olduğunu belirten Op. Dr. Remzi Tınazlı, gribal enfeksiyon aşısının İnfluenza H3N2, İnfluenza H1N2 ve B virüsünden oluşan üç influenza virüsünü içerdiğini bildirdi. Korumanın, aşı yapıldıktan yaklaşık 2 hafta sonra başladığını, tavuk yumurtasına karşı şiddetli alerjisi olanlar, geçmişte gribal enfeksiyon aşısına vücudu şiddetli tepki gösterenler, gribal enfeksiyon aşısı alındıktan sonra 6 hafta içinde Guillain Barre Sendromu gelişen bireyler ve 6 aylıktan küçük çocuklar için gribal enfeksiyon aşısı öncesi bir doktora başvurulması gerektiğini ifade eden Op. Dr. Remzi Tınazlı, orta ve şiddetli ateş ile hastalık geçiren tüm bireylerin aşı olmadan önce düzelene kadar beklemesi gerektiğini de ifade etti.