Obezite dünya genelinde hızlı bir biçimde artış gösteriyor. Obezite genellikle genetik ve egzersiz eksikliği gibi çeşitli faktörlerden kaynaklansa da, bir kişinin yediği yiyecek miktarının belirleyici bir faktör olduğu inkar edilemez. Genelde insanların yemeğinin tadını aynı şekilde aldığı varsayılırken, ABD’daki Iowa Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırma, obez bireylerin yemekten aldığı tadın diğerlerinden daha fazla olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar, bu yüksek hassasiyeti, obez bireylerin aşırı yemek yeme alışkanlığı geliştirmesine neden olabileceği teorisini ortaya koyuyor. Araştırma yazarlarından Dr. Linnea A. Polgreen “Tat algıları aşırı yemeye yol açabilir. Obeziteye sahip kişilerin obez olmayan insanlardan farklı tadı algıları varsa, obezitenin daha iyi anlaşılması ve obezitenin önlenmesi için muhtemelen yeni yaklaşımların tasarlanmasına yol açabilir’’ ifadelerini kullandı. Uzmanlar insanların, yemek yerken daha çok duyusal doygunluk olarak adlandırılan, marjinal tat algısına sahip olduğunu tespit etti.
Marjinal tat algısı bir besini ne kadar fazla tüketirsen o kadar az tadını çıkarabileceğini iddia ediyor. Bu nedenle, araştırmacılar bu algını normal kilolu, aşırı kilolu ve obez kişiler arasında farklılık gösterip göstermediğini belirlemek için yola koyuldu. 290 yetişkinle yürütülen araştırmada her katılımcıya bir parça çikolata verilerek devamını getirmeleri istendi. Düşük kilodaki insanlar çikolatadan aldıkları tadın giderek azaldığını söylerken obez katılımcılar aldıkları tadın giderek arttığını belirtti. Araştırma başkanı Aaron C. Miller yaptığı açıklamada “Çalışmada obeziteye sahip insanlar, her ek çikolata parçası için obez olmayan insanlara göre daha yüksek bir tat memnuniyeti bildirdi. Bu nedenle, lezzet tercihleri belirgin şekilde farklı gösterdiğini söyleyebiliriz’’ ifadelerini kullandı.