İSMAİL CEM ile MÜZİK SANATI ve ZANAAT

İSMAİL CEM

Röportajlarımı 6 yıldır siz değerli okurlarıma sunarken ‘’5 Soru 5 Cevap’’ şablonumu tasarlayıp, gazetecilikte klasik olarak kabul edilen ve geleneksel röportaj formatı olan bir yapı ile tamamlayıp paylaşıyordum.

Bugün bu klasik ile giriş ”takdim yazısı” yapmayı ve kendi görüşlerimle başında genel bilgilendirme ihtiyacı duymadığım ilk röportajımı sizlerle paylaşıyorum. Şablonum ile değil, duru akışa sahip, sade ve doğal anlatım dili ile sizlerle röportajı paylaşıyor olacağım. Sebebi ise röportaj yaptığım sevgili İSMAİL CEM’in karakterindeki  naif, mütevazı, samimi, kendine özgü ve sadeliğiyle etkileyici olmasından kaynaklanıyor. Bu özel niteleyicileri  sanatına, zanaatına mükemmel yansıtmış olması ise eserlerini keyifli kılan oluyor diye düşünüyorum. Bu röportaj ile birlikte İsmail Cem;

                       Sanatçının Spotify sayfası için fotoğrafa veya buraya tıklayabilirsiniz.

Müziğe olan yolculuğunun nasıl başladığını sorduğumda, İsmail Cem’in çocukluk yıllarına dayanan etkileyici bir hikayeyle karşılaşıyorum.

‘’13 yaşında babamı kaybettikten sonra müzik hayatıma girdi. Harçlıklarımı biriktirip bir gitar aldım ve tamamen kendi kendime çalmayı öğrendim. Lise döneminde rock müzikle tanışmam yeni bir kapı araladı. Üniversite yıllarında sahneye çıkmaya başladım, farklı türlerde müzik denedim. 2022 yılında yayınladığım “SIZI” adlı ilk single, müzik kariyerim de önemli bir dönüm noktası oldu.’’

Birçok mekânda sahne almış, üretken bir sanatçının müzikle ilişkisini dinlerken, zanaata yönelmesinin de aslında bir başka tutkuyla şekillendiğini fark ediyorum. İsmail Cem’in çalgı yapımına nasıl başladığını merak ettiğimde ise şöyle yanıtlıyor:

‘’2004 yılında, elektro gitarımı tamir edecek bir yer bulamayınca, tamir işlerini kendim yapmaya karar verdim. Küçük tamirlerden başlayarak zamanla bu tutkuya dönüştü ve şu an kendi gitarlarımı yapıyorum.’’

Elektrik elektronik eğitimi almış olması, bu teknik süreçte ona önemli katkılar sağlamış. Fakat her şeyden önce bu sürecin onun için bir öğrenme, deneme-yanılma ve tutkuya dönüşme hikâyesi olduğunu anlamak zor değil. Bir ustadan eğitim alıp almadığını sorduğumda ise büyük bir kararlılık ve azim hikayesi ortaya çıkıyor.

‘’Ne gitar çalmada ne de çalgı yapımında bir ustam olmadı. Babamı küçük yaşta kaybetmem ve maddi imkansızlıklar, birçok şeye erişimi zorlaştırdı. Bu yüzden hep kendi kendime öğrenmek zorunda kaldım. Disiplin ve özveriyle devam ettim.’’

Kendi çabalarıyla öğrendiği teknik bilgileri, Amerikan gitar yapım firmalarıyla kurduğu iletişimle daha da derin bir yapıya taşıdığı farkediliyor.. Gelecekteki projeleri ve yeni eserleri hakkında konuşurken, bir sanatçının üretim sürecindeki zorlukları ve karar alma anlarını da paylaşıyor.

‘’Bu aralar üretken bir dönemdeyim ve hangi şarkıyı yayınlayacağıma karar vermekte zorlanıyorum. Her biri benim için çok değerli. Ancak bir tanesi üzerinde yoğunlaştım ve bu yılın sonuna doğru yayınlamayı düşünüyorum. Şu an kayıt aşamasındayız, sonrası ise sürpriz olsun.’’

Sanatın her aşamasında disiplinli ve titiz bir süreç geçiren İsmail Cem, bu süreci sadece yüzeysel uygulamıyor; adeta yeniden ve yeniden derinlemesine keşfediyor. Her adımında, kendini eleştirip geliştiren bir sanatçı olarak, eserlerine verdiği önemi de her fırsatta dile getiriyor. İsmail Cem’in mütevazılığı ve her daim öğrenme sürecinde kalmayı başarması, şöhret ve başarının getirdiği rehavete kapılmamasında  yatıyor. Sanatıyla ve zanaat ile adeta iç içe geçmiş bu yolculuğu izlemek, onun dinleyicileri ve takipçileri için büyük bir bağ kurma aracı. SIZI nın aldığı olumlu tepkiler ve onun müzik kariyerindeki özel yeri de bu bağın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.


Exit mobile version