İktidarın gözüne uyku girmemelidir!

391_b-5

Uluslararası ilişkiler çıkarların, zekâların, kestirimlerin ve trendlerin okunması işidir. Oluşturulan stratejiye göre de tedbirlerin alınması, taktiklerin belirlenmesi ve adımların zamanında atılması sorunudur. Nihayet bu bağlamda ülkelerin sınırlarını bilme, rakipleri tanıma, çıkarları tanımlama, olanı biteni anlama, önleme ve çözme işidir.

                Irak ile İran savaşıyla başlayan, ABD’nin Irak’a müdahalesiyle zirveye tırmanan ve nihayet Suriye’ye uluslararası müdahaleyle çığrından çıkan gelişmeler Türkiye tarafından yeterince anlaşılamamıştır.

                Büyük Orta Doğu’da “demokratikleştirme, özgürleştirme ya da kimyasal/biyolojik silahlardan arındırma” adıyla başlatılan her projenin hedefinde şu veya bu ölçüde Türkiye ve İran vardı.

                Emperyalist güçler daha doğrusu ABD, Orta Doğu’yu dizayn ederken Türkiye gibi ülkeleri darbe, darbe girişimi, terör ve iç çatışmalarla meşgul etmişlerdir.

Türkiye, ABD ile kurduğu ilişkiler ve yönlendirmeler nedeniyle Orta Doğu’dan gerçek anlamda hep uzak tutuldu. Türkiye ülke çıkarlarını merkeze koyan siyasetler izlemeye başladığında darbelere muhatap oldu.

                Türkiye’de TSK’ya yönelik olarak gerçekleştirilen Ergenekon/Balyoz davaları, PKK terörü ve 15 Temmuz darbe girişimi doğrudan doğruya Türkiye’yi iç kargaşayla içine kapatarak, kendi kendisiyle meşgul ederek sınırlarını, çevresini dizayn etmekle ilgiliydi. ABD ‘en iyi müttefikimiz’ dediği Türkiye’ye karşı PKK/YPG’yi düzenli ordu haline getirdi. Teçhiz etti, donattı, eğitti ve sınırda konuşlandırdı.

İran’ı kuşatma ne anlama geliyor?

Önce şu tespiti yapmamız gerekiyor: İran her şeyden önce dünyada ikinci en büyük Türk nüfusunu barındıran komşu bir ülkedir. İran’a ABD’nin bu müdahalesinin ne anlama geldiğini çok iyi düşünmek gerekir.

                Orta Doğu’daki her küresel operasyon bölgenin her kesimiyle yakından ilişkilidir. Bu anlamda Suriye’ye, Irak’a ya da İran’a müdahale sonuçları itibarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye’ye müdahaledir.

                Bu bağlamda İran’a uygulanacak ambargoyla ülkede oluşacak kargaşa doğrudan Türkiye’nin başına bela olacaktır.

İran’a yönelik ambargonun oluşturacağı mülteci akımı, İran PKK’sı PJAK’ın kazanacağı mevziler, ekonomide yaşanacak kriz, ilişkilerin kötüleşmesi Türkiye’yi ve Azerbaycan’ı sanılanın çok ötesinde sıkıntıya sokacaktır.

Bu anlamda İran’da oluşacak boşluk bölge ülkelerinin hepsinde toplumsal, siyasal ve ekonomik anaforların oluşmasına neden olacaktır.

İran’a yönelik ABD ambargosu sonuçta Yemen’de İran yanlısı Husi’ler, Lübnan’da Hizbullah, Irak’ta Haşdi Şabi güçlerinin etkinlik kaybetmesine neden olacaktır. Onlardan oluşacak boşluğu ABD/İsrail’in desteklediği milisler doldurmaya kalkacaktır.

ABD’nin İran’a yönelik müdahalesi gerçekte Orta Doğu’nun fiilen ABD/İsrail merkezli küresel sisteme eklemleme faaliyetidir. Bu müdahale sonrası bölgenin jeopolitiği, teopolitiği, hidropolitiği, petropolitiği İsrail/ABD çıkarları doğrultusunda yeniden şekillenmiş olacaktır. 

ABD’nin İran için yeniden yürürlüğe koyduğu ambargodan Türkiye’yi geçici bir süre için muaf tutması tam bir aldatmacadır.

Ambargolarla İran’a diz çöktürmeye çalışan ABD bu arada bir yandan Kandil’deki terörist başları için ödül koyarken diğer yandan ABD’li askerler PKK’nın Suriye uzantısı YPG ile birlikte sınırda ortak devriyeye çıkmaktadır.

ABD bu tavrıyla resmen Türkiye’ye Fırat’ın doğusunda Suriye hakimiyetinin kırıldığını ve artık o bölgede PYD/PKK hâkimiyetinin bulunduğu mesajını vermektedir.

ABD’nin Fırat’ın doğusunda kalan coğrafyada toplam 20 yerde askerî varlığı bulunuyor. Fırat’ın hemen batısında kalan Menbiç bölgesini de dahil edersek toplam 22 yerde ABD ordusu güç bulunduruyor.

ABD’nin 22 askerî karargâhının yarıdan fazlası kuzeyde Türkiye sınırına yakın mesafelerdedir. Bazıları sınıra bitişiktir. Akçakale’nin karşısındaki Tel Abyad, Suruç’un karşısındaki Ayn El-Arab (Kobani), ABD askerlerinin konuşlandığı yerlerden bazılarıdır.

Dikkat edilirse ABD, bölgede bütün güçlerini Türkiye hedefli olarak konumlandırıyor.

Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD butik devleti kurma girişimine ABD devam ettiği sürece Türkiye’de yöneticilerin gözüne uyku girmemelidir!

Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz. 

Exit mobile version