Ucundan, kenarından yazayım diyorum yine olmuyor.
Sosyal medyada, DM’den özellikle kadınlar, yazdığım üç beş satıra veryansın ediyor
Size hiç yakıştıramadım, Funda hanım.
Hani hep kadınların tarafındaydınız Funda hanım?
Kadına tacizi legal hale mi getiriyorsunuz, Funda hanım?
Bu hiç olmadı, Funda hanım.
Bundan sonra sizi takip etmeyeceğim, Funda hanım.
Tamam bacılarım.
Beni hiç anlamamışsınız.
Önce anlaşalım.
Ben kayıtsız şartsız kadınların yanında veya arkasında olmayacağımı, savaşmayacağımı çoktan söylemiş biriyim.
Sosyal medyada erkeklerin hoyratlık, palavra kabadayılık, hakaret, kadın uzvu üzerinden küfür, analık halinden küfür, belden aşağı vurma halleri maalesef biz kadınlara da fena bulaşmış.
Kadınlar neler yazmışlar, neler demişler, okudukça, aklım beynim uçtu.
Konumuz ne?
Yine Arda Turan.
Ben ne dedim.
Arda’nın, kadını taciz ettiğine kalbim inanmıyor, ama hikayenin diğer tarafı, ruhsatsız ya da ruhsatlı bile olsa tabanca, (ki değil) hastane basma hikayesi olacak gibi değil.
Bu konu tartışmaya çok açık bir konu değil ki, yargıya intikal etmiş ve yargının vereceği kararı beklememiz gereken bir konu.
Sadece çok üzücü.
Yahu gözünüzle gördünüz mu, kulağınızla duydunuz mu?
Hayır.
O zaman.
Nefretini kusmak için bahane arayan, eleştiri hastalığına tutulan onbinlerce mutsuz insan var.
Üstünüze vazife mi, adamı sosyal medyada lime lime linç ediyorsunuz.
Sanki, sizin hayatta hiçbir hatanız yok ve olmadı.
Adamlık dersi verenlerin hiçbirinin adam olmadığını iyi biliyorum ben.
Aynaya baksa kendi de bilecek.
Ahlak dersi verenlerin birçoğunun çok ahlaksız olduğunu bilirim ben.
Hani Arda, evimizin oğlu idi, milli gururumuz idi, yavrumuzdu, şahanemizdi, paşamızdı.
Yurt dışına transfer olduğunda, herkes gözleri dolu dolu, Allah yanında olsun Arda demişti.
Ne çabuk unuttunuz ne kolay sildiniz adamı.
Adamı karaladıkça, yerden yere vurdukça, sizin kara kalpleriniz, kendinizi aklanıyor mu sanıyorsunuz?
Arda hata yapmıştır, herkes gibi hepimiz gibi.
Ve mutlaka çok pişman olmuştur.
Olay, iki adamın, içkili bar ortamında, alkolün tesiriyle, birinin karısının o gürültülü patırtılı ortamda, kocası ayakta duramayacak kadar alkollü iken, söylememesi gereken bir şeyi, söylemesi ile bu hale gelmiştir.
Arda söylemedim diyor.
Özlem söyledi diyor.
Siz bu insanların arasından kafamızı uzatıp, konuya dahil olup, her birimiz sütten çıkmış ak kaşık gibi, söyledi söyledi, bu Arda’yı parçalayalım diyemezsin ki.
Dememelisiniz de.
Derseniz ne olur.
İki yüzlülügün dibi olur.
Funda’ya takılanlar…
… Televizyonda yemek programı izliyorum.
Oh be! diyorum.
Gelin kaynana kavgası olmadan, kaynanalar arasında sevimsiz ve arsız kavgalar olmadan bir yemek programı diyorum.
Yemek yapılırken seyretmek keyiflidir.
Oyuncu, sunucu, şarkıcı gibi ünlü konukları olan bir yemek programı bu.
Tam açtığım sırada çorba içiyor kızlar.
Yakın çekim var, kızlar çorba kaşığını ağızlarına uzatıyorlar, o da ne..
Ağızları kapanmıyor kızların.
O kadar kötü ki.
Dudakları öyle bir şişirtmişler ki.. O dudaklar insanın gözüne gözüne girerken, aynı zamanda sanki şımarıkça yemek yiyorlar gibi.
Dizilerde de durum farklı değil.
Kızlar oynadıkları o rollerde yanları kıvrık, şişik dudakları ile oyunculuğun feriştahını oynasalar ne fayda.
İnandırıcı görünmüyor.
Ben dizi yapımcısı olsam, dudak kontrolünden geçirmeden kimseyi oyuncum diye kabul etmem.
… Hani dün bir yazı yazmıştım ya.
Hani, kadınlar, ana gibi, eş gibi, sevgili gibi değil, sanki hiçbir şey değil gibi dedim ya..
Bu yazımı instagram story’e koydum.
Vay arkadaş ne kadar doğru anlayan kadınlar varmış.
İnanamadım, çok mutlu oldum.
Diğerleri.
Anlamayanlar.
Funda hanım, “GİBİ “olmayan kadınlara örnek verir misiniz, demişler.
Sizi mi kıracağım hemen tatlişler.
Sosyal medya paylaşımlarına, fotoğraflarına, röportajlarına, duruşlarına bakın.
Kadın gibi kadın, eş gibi eş kadın, evli kadın gibi kadın, anne gibi anne kadınlar.
Ve evlat gibi evlat kadınlar.
Ve işinin en iyileri kadınlar.
İnsan gurur duyuyor.
Müge Anlı
Esra Erol
Özge Özberk
Sedef Avcı
Pelin Karahan
Bergüzar Korel
Daha çok var.
Hepinizi çok öperim.
Funda ÖZKALYONCU 21 Eki 2018
Bu köşe yazısı Türkiye’nin en genç gazetelerinden Yeni Birlik’te yazılmıştır. Eğer köşe yazarının yazısıyla ilgili düşüncelerinizi paylaşmak istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından yazabilirsiniz.