İbrahim Balaban’da renk sonsuzluğu

İbrahim Balaban’da renk sonsuzluğu

Mezarlığın yeşil renk çeşitliliğine dalmışken , yanımda sürekli taşıdığım kitap ve gazete çantasını açıp okumaya koyulacaktım ki, İbrahim Balaban’ın ölüm haberi karşıladı beni. Bir dostu, asker arkadaşım Hasan Nâzım’ın babasını yitirmiştim. 1977’lerden Ankara’dan başlayan tanışmışlık sonlanmıştı. Ben uzaklardaydım o uzaktaydı. Ekmek kavgasının koparılmışlığı duruyordu ortada.

Yeşil rengin renklere dönüşümünü izlerken Balaban’ın devreye girmesi, bir anlamda onun da bir renk sonsuzluğu ressamı olmasındandır. İnsanlar bir gün Balaban’ın öz yaşamını merak edip okurlarsa bu renk sonsuzluğunun nereden geldiğini anlarlar. O yaşamının resmini yaparken yeni yaşamlar kuruyordu. Çünkü Usta’sından aldığı bilinç onu bu yapıya taşımıştı. Sıcaktı, sevecendi ve gülümseyen gözlerinde bir yüzyıla yaklaşan ömrünün acılarını saklamasını bilendi. Hüzün, bir anlamda Balaban’ın Seç Köyü’nden başlayan, hapishane hapishane süren ve yeniden Seç Köyü’nün toprağında sonlanan ömrünün kayıt altına alınan sözcüğüdür.

Yaşamın resim yayını yaşatırken, yaşanmışlığının yazıya dökülmesi gerekenleri de unutmadı. “Kalıba Sığmayanlar”, “Tahliyeci Yusuf”, “Dağda Duruşma”, “Tek Bıyık”, “Nâzım Hikmet’le Yedi Yıl”, “İz” ve “Şair Baba ve Damdakiler” bu alanda yayımlananlardan bazıları. Yaşanmışlık, Balaban Sanatı’nın asıl gücü olarak vurgulansa hiçte yanlış olmaz. Yaşanmışlık gözlem olarak çoğaldıkça, üretim alanı da genişleyecek ve gelecek daha bir zenginleşecektir. Bu gerçek sanatçılar ve insan için her zaman böyledir. Tanıklıklarımda Balaban’ı hep bu yaşamı tanıma yolculuğunun içinde gördüm.

Balaban’ı usta çırak ilişkisi içerisinde değerlendirirsek, el almanın bilincini el verme olarak sürekli olarak aktardığını görürüz.

“Beni, adım adım izleyen, Şair Baba’ma en yakın olan Şair Hasan Hüseyin Yalvaç’a, Balaban, 3.Haziran 2003 diyerek “Nâzım Hikmet’le Yedi Yıl” kitabını imzalayacak ve beni gittiğim yolda onurlandıracaktır. Bu davranış gittikçe çürütülen insanlık adına bir aydınlık penceredir.

Ustanın önünde saygıyla eğilirken, onun renk sonsuzluğuna bir kez daha tanıklık ettiğim mezarlıktan ağır ağır ayrılıyorum.

İlgili İbrahim Balaban’da renk sonsuzluğu haberiyle ilgili sizde görüşlerinizi yazarak gündeme dahil olabilirsiniz. 

Exit mobile version