Herkes kendi yoluna

hereks8

ERDOĞAN: Uyuşturucu baronlarıyla torbacılık yapanları ayrı değerlendirmek anlaşılır gibi değil. 50 binin üzerinde uyuşturucu mahkumu var. Bunlara mı, katillere mi kader mahkumu diyeceğiz.

BAHÇELİ: MHP’yi yüzeysel ve üstünkörü bir şekilde uyuşturucuyla, uyuşturucu suçuyla yan yana getirmek şayet art niyet değilse, kesinlikle isabetsiz ve itibarsız bir isnattır.

ERDOĞAN: İstiklal Marşı dışında ant tanımıyoruz. Siz Türkçülük yaparsanız Kürt vatandaşımızın Kürtçülük hakkı doğar. Bu da ayrımcılığı getirir.

BAHÇELİ: Türküm demek ayıp mı. Bize kırmızı çizgi hatırlatması yapan gafiller unutmasın ki MHP’nin kırmızı çizgisi Türklüğün varlığıdır.

ERDOĞAN: Milletimizin emaneti olan ittifakın ruhuna zarar verecek hiçbir işin içinde olmadık. Cumhur İttifakı’nın devamından yanayız. Ancak yerel seçimde kendi adaylarımızla çıkacağız.

BAHÇELİ: Cumhur ittifakı duruyor ama yerel seçime yönelik beklentimiz kalmadı. Hiçbir ittifak bir tarafın reddedilmesiyle ayakta kalmaz. Her bölgede seçime kendi adaylarımızla katılacağız.

Cumhur İttifakı’nın iki üyesi AK Parti ile MHP arasındaki kriz, yerel seçimler öncesinde ayrılığa neden oldu. Af tartışmasıyla başlayan, Andımız ile süren gerilim yerel seçimlerdeki ittifak arayışının sonunu getirdi. MHP lideri Bahçeli’nin “Bizim için ittifak arayışı sona ermiştir” açıklamasına Erdoğan da “Herkes kendi yoluna” diye yanıt verdi. Ancak iki Genel Başkan sona erenin yerel seçimlerde işbirliği arayışı olduğunu vurgulayarak “Cumhur İttifakı” sürecek mesajını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP ile üç başlıkta ayrı düştüklerini belirterek “ Madem ‘Yerel seçimlerde
biz yolumuza’ diyorlar,  biz de herkes kendi yoluna deriz” diyerek 31 Mart için ittifak defterini kapattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ‘Af tartışması’ ve ‘andımız’ gerilimini gerekçe göstererek yerel seçimlerde ittifak arayışını sonlandırma kararına yanıt verdi. Erdoğan “MHP ile af, Öğrenci Andı ve erken emeklilik konusunda farklı düşündüğümüz görülüyor. Biz bu farkları yapıcı bir dille ifade etmeye çalıştık. Kimseyi kişisel olarak hedef almamız söz konusu değil. Madem yerel seçimlerde biz yolumuza diyorlar, biz de herkes kendi yoluna deriz” dedi. Grup toplantısı sonrası konuşan Erdoğan “Cumhur İttifakı noktasında sıkıntımız yok. Yerel seçimde kendi adaylarımızla meydanlarda olacağız” mesajı verdi. Erdoğan’ın yerel seçimlerde ittifak arayışına son noktayı koyduğu konuşmasının başlıklara şöyle oldu:

AF KONUSUNDA İLKEMİZ NET: MHP ile af, and, emeklilik konusunda farklı düşündüğümüz görülüyor. Biz bu farkları yapıcı bir dille ifade etmeye çalıştık. Politikalarımızı sonuna kadar savunuruz ama kimseye saygısızlık etmeyi aklımızdan geçirmeyiz. Teklife sıcak bakmadığımızı anlatmaya çalıştık. Temel ilke devlet kendisine karşı işlenen suçları af yetkisine sahip olabilir ama kişiye karşı işlenen suçları af yetkisine sahip değildir. Uyuşturucu baronlarıyla, torbacılık yapanları bir pakette toplamayı getirmeyi anlamak mümkün değil.

EYT’DE SON KARAR TBMM’NİN: Aynı şekilde emeklilikte yaşa takılanlar diye ifade edilen meselede ülkemizin kaldıramayacağı bir yükün fotoğrafı çıktı. Bunun kararını Meclis verecektir. Bizim kimseyi ne kurum ne de isim olarak hedef almamız söz konusu değildir.

İSTİKLAL MARŞI DIŞINDA ANT TANIMIYORUZ: Andımız konusunda Türkiye’yi haketmediği bir tartışmaya sürükleyen bu karar bazı hastalıkların hala yaşadığını gösteriyor. Bize göre milletimizin en büyük ve en etkili andı İstiklal Marşımızdır. İstiklal Marşımız dışında bir ant tanımıyoruz, tanımayacağız. Ben Türküm. Ama Türkçü değilim. Sizin Türkçülük yapma hakkınız varsa o zaman benim Kürt vatandaşımın Kürtçülük yapma hakkı doğar.

YOL ARKADAŞIMI FEDA ETMEM: Ben ayrımcı değilim diyeceksin, yıllarca bakanlık yapmış arkadaşımıza bir taraftan hakaret bir taraftan tehdit savuracaksın. Benim bakanımın arkasında bizler varız. Doğrusu bakanımıza yönelik bu tehdidi ve hakareti gerçekten bir genel başkana yakıştıramadım. Yol arkadaşımı feda edemem. Kökeni Kürt olabilir, bu millete hizmet etme aşkını yaşamış bir arkadaşımızdır.

BİZ DE HERKES KENDİ YOLUNA DERİZ : Görüş farklılıklarımızın cumhur ittifakına gölge düşürmesine izin vermemeliyiz. Gördük ki MHP kendisi için çok farklı bir tercih yaptı, saygı duyarız. Söyleyeceğimiz tek şey yerel seçimlerde madem biz yolumuza diyorlar biz de herkes kendi yoluna deriz.

CUMHUR İTTİFAKI KONUSUNDA SIKINTIMIZ YOK: Cumhur İttifakı noktasında sıkıntımız yok. Yerel seçimde kendi adaylarımızla meydanda olacağız. Bahçeli ile görüşme şu anda gündemde yok. Ama olmaması için de bir gerekçe de yok.

18 SUUDi iSTANBUL’DA YARGILANSIN

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan yönetimine Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili tutuklanan 18 kişinin İstanbul’da yargılanması çağrısı yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’deki gurup toplantısında Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülen Cemal Kaşıkçı cinayetine dair önemli detayla da paylaştı:

KAMERALARIN HARDDİSKİ SÖKÜLDÜ

Cemal Kaşıkçı ilk olarak 28 Eylül Cuma günü konsolosluğa gidiyor. Bu ziyaretin cinayeti planlayan ekibe haber verildiği anlaşılıyor. Bir planlama ve yol haritası burada çalışmaya başlıyor. 1 Ekim’de 16.30’da 3 kişilik bir ekip İstanbul’a geliyor. Başkonsolosluktan başka bir ekip de Belgrad Ormanı ve Yalova’da keşif çalışması yapıyor. Üçüncü ekip de İstanbul’a tarifeli uçakla geliyor. Aralarında generallerin olduğu diğer ekip özel uçakla İstanbul’a geliyor. Toplam 15 kişilik ekip başkonsoloslukta buluşuyor. Konsolosluk kamerasındaki hard disk sökülüyor.

KAŞIKÇI’NIN DUBLÖRÜ RİYAD’TA

Cinayet günü kıyafeti, gözlüğü, sakalıyla Cemal Kaşıkçı’ya benzetilmeye çalışan kişinin de akşam Riyad’a hareket ettiği görülüyor. Kayıp iddialarının ardından Suudi Arabistan Kaşıkçı’nın öldürüldüğü iddialarını reddediyor. Başkonsolos 6 Ekim’de Reuters muhabirini içeriyle davet ederek dolapları açarak lakayıt bir havada kendini savunmaya çalışıyor.

BAŞKONSOLOS GÖREVDEN ALINDI

Riyad’tan ülkemize 11 Ekim’de gelen bir heyet geldi. Suudi Arabistan Kralı ile yaptığımız ilk görüşmede meseleyi anlattım. Kralın talimatı üzerine binaya giren ekipler incelemeler yaptı.Konuşmamızdan bir gün sonra başkonsolos görevinden alındı, ülkesine döndü. 17 gün sonra Suudi Arabistan yönetimi Kaşıkçı’nın binada öldürüldüğünü kabul etti.

VİYANA SÖZLEŞMESİ MANİ DEĞİL

Bu cinayet Suudi Arabistan toprağı sayılan konsolosluk binasında işlenmiş olabilir ama burası Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindedir. Viyana Sözleşmesi böyle bir cinayetin diplomatik dokunulmazlık zırhıyla korunmasına izin vermez.

CEVAP BEKLEYEN SORULAR

Bundan sonra tüm sorumluları açık bir şekilde ortaya çıkararak hukuk önünde cezaya çarptırmalarını bekliyoruz. Cinayetin anlık değil planlı olduğuna yönelik emareler var. Bu 15 kişi cinayet günü neden İstanbul’da toplanmıştır? Bu kişiler kimden emir alarak oraya gelmiştir?  Başkonsolosluk binası neden hemen değil de neden günler sonra incelemeye açılmıştır? Cinayet ortadayken onca tutarsız açıklama neden yapılmıştır? Ceset neden hala ortada yok? Cesedin yerli işbirlikçiye verildiği ifadesi doğruysa bu yerli işbirlikçi kimdir? Sıradan bir kişi bahsetmiyor bundan. Bu yerel işbirlikçiyi açıklamaya mecbursun.

BU MESELE KAPANMAZ

Kimse sorular cevaplanmadan meselenin kapatılacağını aklından geçirmesin. Güvenlik birimlerinin elindeki bilgiler hadisenin planlı olduğuna işaret ediyor. Böyle bir meseleyi, birkaç güvenlik ve istihbarat elemanının üzerine yıkmak kamuoyunu tatmin etmez. Kral Selman’ın samimiyetinden şüphe duymuyorum. Türkiye olarak meselenin sonuna kadar takipçisi olacağız. Bugün buradan bir çağrı yapıyorum; çağrım Kral ve üst yönetime… Olayın cereyan ettiği yer İstanbul’dur. 18 tutuklunun yargılanmasının İstanbul’da yapılmasını teklif ediyorum.

ARTIK BEKLENTİMİZ KALMADI

MHP lideri Bahçeli, “Parti olarak 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri’ne yönelik herhangi bir ittifak
beklentimiz, ittifak arayışımız, ittifak niyetimiz geldiğimiz bu aşamada artık kalmamıştır’’ dedi.

Cumhur İttifakı’nın yerel seçimlerle yol ayrımına gelişinin işaret fişeğini de MHP lideri Devlet Bahçeli attı. Bahçeli’nin gündeminde de süreci bitiş noktasına getirdiğini ima ettiği Af ve Andımız tartışmaları vardı:

AF TEKLİFİMİZİN ARKASINDAYIZ: Teklifimizin tartışmasız yanındayız, arkasındayız. Gevşeme yok, vazgeçmek yok, geri dönüş yok. Bizim cezaevlerini boşaltmak için böylesi bir teklifi yaptığımızı dile getirenler ya ne dediğimizi anlamıyorlar ya da safa yatıp havayı bulandırmak, keçeyi suya atmakla oyalanıyorlar. Milliyetçi-ülkücü hareketi uyuşturucu konusunda tartışmaya açmak hiç kimsenin harcı, hiç kimsenin haddi değildir. Biz bu musibetle kıran kırana mücadele ettik, ediyoruz.”

KENDİ GÖBEĞİMİZİ KESMEYE KARARLIYIZ: MHP olarak bundan böyle kendi göbek bağımızı kendimiz kesmeye hazırız, kararlıyız. Önemle diyorum ki hiçbir ittifak bir tarafın reddedilmesiyle, geri adıma zorlanmasıyla, yok sayılmasıyla, tez ve önermelerinin görmezden gelinmesiyle ayakta kalamayacaktır. Hiçbir ittifak diğer tarafın tahakküm ve dayatmasıyla, üstten bakmasıyla, parmak sallamasıyla yaşayamayacaktır.
Hiçbir ittifak pozisyon hatırlatmasıyla, devamlı çatladı çatlıyor ihbarlarıyla, zamana oynamayla, şartların kollanmasıyla varlığını devam ve idame ettiremeyecektir.

İTTİFAKI DİNAMİTLEYENLER VAR: Adalet ve Kalkınma Partisi içinde ittifak çabalarını dinamitlemek için sürekli faaliyet içinde olanlar sevinç taklaları atabilirler. Heyetler görüştü görüşmedi, oldu olmadı, yasal zemin vardı yoktu tartışmalarına son vermenin vakti gelmiştir. Bu kronikleşmiş süreci uzatmanın anlamı ve alemi yoktur. Parti olarak 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri’ne yönelik herhangi bir ittifak beklentimiz, ittifak arayışımız, ittifak niyetimiz geldiğimiz bu aşamada artık kalmamıştır. İşin tadı kaçtığından zoraki görüşmelerle bir yere varmanın imkanı olmayacaktır.

İSTANBUL’A DA ADAY ÇIKACAK: Kendi yolumuzu sadece kendimiz çizeceğiz. 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri’ne kendi adaylarımızla, kendi amblemimizle katıacağız. Cumhur İttifakı duruyor, yerel seçimde ittifak yok. Yerel seçimde İstanbul’da da aday çıkaracağız.

PAPAZ’A SERT ÇIKARMAYANLAR: Elbette Türk’üz, Türkçüyüz, Türk milletinin ebedi sevdalılarıyız. Danıştay 8. Dairesi’nin “çözülme sürecinin kötü bir hatırasını söküp attı. Malum şahıslar diyor ki ‘Öğrenci Andı’nın okutulması veya okutulmaması yargının değil, yasama veya yürütmenin işidir. Bu nasıl bir saptırmadır Nasıl bir şuur kaybıdır.

Papaz kararına ses çıkaramayanlar, Andımızın okunacağını duyunca ayağa kalkmışlar, kanundan, hukuktan bahsetmeye başlamışlardır. Türk’üm demek ayıp mıdır Doğruyum demek yanlış mıdır Çalışkanım demek çarpıklık mıdır?

 

Exit mobile version