HER İNSAN BİR RENKTİR

paint-2985569_1920-1026x500

Dünyaya geldiğimiz günden bu yana her insan kendi karakter ve kişiliğinin farklılaştının farkındadır. Çocucukken olan masum duygular yaş sayacında ilerledikçe değişir. Bir gün bir psikolog çıkıp “çocukluğunuza inmeliyiz”der. O zaman anlarsınız aslında saflaşmış duygularınızın katilleri olduğunu. Hayatın sizde yer değişikliği yaptığının farkında olur ve sizde anlamak istemezsiniz.

Bazen bir köşe başında bir bankta oturup düşünmek istersiniz. Dinlenmek için bir omuz ararsınız. İnsanları anlamaya çalışmak daha zor gelir. Bedeller ödenir hesaplar yapılır. Bir insanın hayatında en değerli taşlar oynatılır. Her insan bir renk demiştim başlığımda ana renkler ve ara renkler dünyamızı renklendirir. Gördüğümüz genelde bu iki renk grubundan oluşur ya ara renklerin tonlamaları. Pasif olarak hayatta işlevsellik görürler. Yaşamak için yaşarcasına bir hayat sürerler. Her rengin ayrı bir güzelliği vardır şüphesiz. Ben ana ve ara renklerdense tonlamaları daha çok severim. Çünkü biraz daha masumlaşır renkler. İnsanlarıda bu şekilde tanımlamaktayım. Kime göre doğru neye göre doğru tartışılır.

Hayatta ana renk misiniz? Yoksa ara renk mi? Hiç biri değilim tonlamayım diyorsanız. Sanırım sizde benim gibi saflaşmayı tercih ediyorsunuz. Fakat hayat saflığı kabul edemeyecek kadar adil değil. Şimdi içinizden diyorsunuz ki ne saçmalıyor. Düşünmeyi yok ettiğiniz bir dünyada renksizleşir ve yok olursunuz. İnsan olmak önce düşünme eyleminden geçer. İnsan düşünebilen bir varlık olarak tanımlanır. Nedense biz düşünmeyi bıraktık. Sanırım artık biz bir renkte değiliz. Beyaz tüm renklerin yok oluşudur.

Exit mobile version