Çocukluk Anıları ve İletişimin Önemi
Çok küçük yaşlarımda, ortaokul sıralarında okulumuzda ayda bir veli toplantıları düzenlenirdi. Ben de bu toplantılarda şiir okurdum. Bir gece, ezberime güvenerek şiirimi yanımda götürmeden çıktım. Kalabalığı görünce, ne yazık ki dondum kaldım ve tek bir kelime bile aklıma gelmedi. Öğretmenim Zehra Hanım imdadıma yetişti ve bana ilk dizeyi söyledi. Şiiri tamamladım ama yaşadığım mahcubiyeti unutamam. Ertesi gün Türkçe dersinde öğretmenim bana yeni bir şiir verdi ve okumamı istedi. Bu olay, öğretmenimin beni küçültmeden, azarlamadan, var ederek bana nasıl dokunduğunu gösteriyor. O günden sonra her konuşmamda yanıma notlar almayı öğrendim.
Momentum ve İletişim
Momentum, fizikte cisimlerin hareketiyle ilgili bir kavram. Ben bir iletişimci olarak insanların ve toplumların etkileşimini, anlam paylaşımını inceliyorum. İletişim, günümüzde iktidar ve pazarlama için önemli bir araç haline geldi. Teknolojisi ve psikolojisiyle disiplinler arası bir alan olan iletişimi anlamak için birçok faktörü göz önünde bulundurmak gerekiyor. Anlam paylaşımı olan iletişim için ortak bir dil ve karşılıklı dinleme gerekiyor. Ancak, ötekileştirmeyi aşmadan gerçek iletişim mümkün değil. Cinsiyet, ırk, mezhep, statü gibi farklılıklar nedeniyle ötekileştirme, iletişimin önündeki en büyük engellerden biri. Farklılıkları derinleştirmek yerine, benzerlikleri çoğaltmalıyız. Bu da ancak ötekileştirmeyi bırakıp birbirimizi anlamaya çalışarak mümkün olabilir.
Algılar, İdeoloji ve Sanatın Gücü
Hepimizin kafasında, iyi, doğru ve düzen gibi kavramlara ilişkin şemalar var. Algıladığımız her uyaranı bu şemalarla ilişkilendiriyoruz. Uyanları kabul ediyor, uymayanları reddediyoruz. Ancak, “Ya doğruysa?” diye düşünüp anlamaya çalıştığımızda iletişim başlıyor. İletişimde uzlaşmak zorunda değiliz. Karşı tarafın düşüncesini anlamak ve saygı duymak yeterli. Bu sorgulama süreci, bizi ideoloji dünyasına götürüyor. İdeoloji, günlük hayatımızdaki her şeyi algılama ve değerlendirme biçimimizi etkiliyor. Bu dünyanın bize öğrettiği doğrular, medya ve siyasiler tarafından şekillendiriliyor. Bu doğruların farkına varıp sorgulayabilmek, farklı bir dünyanın kapılarını açıyor. Bu kapıları açmanın anahtarı ise sanat. Sanatın pasif bir tüketicisi olmak bile faydalı olabilir. Ancak, sanatla aktif olarak ilgilenmek, başka bir boyuta geçmemizi sağlar. Sanat, tıpkı bir kitap gibi, bize başka bir dünyanın ışığını sunar.
Umut, Direniş ve Varoluş
Hızla gelişen dünyada, kendimizi geri çekme, yalnızlaşma ve öğrenilmiş çaresizlik içinde yaşıyoruz. Buna başkaldırıp umudu kaybetmemeliyiz. Umut, birbirimizle birlikte olmaktan geçiyor. Sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, sanat oluşumları gibi platformlarda bir araya gelip birbirimizi anlayarak çoğalmalıyız. Hem birbirimizi anlayacağız hem de biricik olacağız. Biricik olmanın sorumluluğunu taşıyarak kendimizi var edeceğiz. Var olmak, hayatımızla ilgili sorulara cevap aramak demektir. Nereye gidiyoruz? Nasıl gidiyoruz? Hangi değerlerle kendimizi geliştiriyoruz? Ve tüm bunlar için ne yapacağız? Cesaret, merak ve yaşama arzusuyla bu sorulara cevap aramalıyız. İletişim, nasıl var olduğumuzla ilgili bir tarz. İletişimimiz ne ise biz oyuz. Dümenin başında olabilmek için ne yapmamız gerektiğini, kiminle neyi konuşmamız gerektiğini anlayarak, kendimizi geleceğe taşımalıyız. İletişim, anlam paylaşımıdır. Ancak, bu anlamları paylaşırken kendimize bakmalı, kendimizden yola çıkarak başkalarını anlamalı ve kendimizi üretmeliyiz.