Hakem Olayı ve Haricilerin Ortaya Çıkması

İslam tarihinde önemli bir dönüm noktası olan Hakem Olayı ve Hariciler’in ortaya çıkışı, son halife Ali ve Emevî Devleti lideri Muaviye arasındaki halifelik mücadelesinin sonucudur.

17213045871517198969

Giriş

Arap Yarımadası’nda Hz. Ali’nin döneminde kabileler arasında sık sık çatışmalar yaşanıyordu. Bu çatışmalar genellikle kaynak suları, ticaret rotaları veya topraklar gibi kaynakların kontrolü üzerine olurdu. Bu durum, kabileler arasında sürekli bir rekabet ortamı oluşturuyordu. Hz. Ali’nin döneminde, İslam’ın ortaya çıkışıyla birlikte bazı kabileler İslam’a geçmiş ve bu kabileler arasında bazı ittifakların oluşmasına ve de ayrılıklara yol açmıştır. Arap kabilelerinde zaman zaman şeref savaşları yaşanırdı. Bu savaşlar, kabile fertlerinin şerefini veya itibarını korumak için yapılan çatışmalar olabilirdi. Kan davaları ve intikam alma istekleri, kabileler arasında uzun süreli düşmanlıklara sebep oluyor ve ayrılıkların önü açılıyordu. Tabii toplumsal yapıları da bu kabile sistemi içerisinde sıkı bir ilişki içerisindeydi. Arap kabilelerinin toplumsal yapısı genellikle aile temelli ve klan/plemplem (plemplem: Arap toplumunda aile veya akraba birliği) odaklı bir düzen içerisindeydi. Bu topluluklar genellikle belirli liderler veya şefler tarafından yönetilirken, aile bağları, kabile üyeleri arasında güçlü dayanışma ve bağlılık hissi oluştururdu.

Sıffin Savaşı

İslam tarihindeki önemli olaylardan biri olan Sıffîn Savaşı, Ali’nin halifeliği ve Muâviye bin Ebu Süfyan’ın Suriye valiliği konusundaki çekişmenin doruğa çıktığı bir dönemde yaşanmıştır. Bu savaş, İslam toplumunu derinden etkileyen ve sonrasında mezhepler arası ayrılıkların da tetikleyicisi olan önemli bir olaydır. İki taraf arasında uzlaşma sağlanamaması, halife Ali’nin ordusunun Irak istikametine doğru hareket etmesine neden olmuştur. Muâviye ise Suriye’den ordusuyla Irak’a doğru yürümüş ve iki taraf arasında çatışma kaçınılmaz hale gelmiştir. Savaşın yapıldığı bölgeye ulaşıldığında, halife Ali’nin ordusu ile Muâviye’nin kuvvetleri arasında çatışmalar başlamış ve Ali’nin üstünlüğüyle sonuçlanmış, fakat tarafların arasında uzlaşma sağlanamamıştır. Her iki taraf da büyük kayıplar vermiş, çatışmaların şiddeti artmıştır. Savaşın ardından iki taraf arasında ateşkes ilan edilmiş ve barış arayışları başlamıştır. Ancak Muâviye’nin, halife Osman’ın katillerini teslim etmezse savaşacağını bildirmesi üzerine görüşmeler sonuçsuz kalmıştır. Ardından taraflar tekrar savaş hazırlıklarına başlamışlardır.

Halife Ali, savaşta taraf olmamaları kaçanları ve yaralıları öldürmemeleri konusunda talimat vermiş ancak askerleri arasında bölünmeler yaşanmıştır. Bu durumda Ali, çatışmaların durdurulması kararını almış fakat savaşın tamamen sonlandırılması konusunda taraflar arasında anlaşmazlık devam etmiştir. Savaşın son aşamasında, Ali’nin ordusu kesin bir üstünlük sağlamış ve Muâviye’nin çadırına kadar yaklaşmıştır. Ancak Muâviye’nin ordusu Kur’an’ın hükmüne başvurma teklifini getirerek savaşı durdurmuş ve bu durum iki taraf arasında anlaşmazlık yaratmıştır. Sonrasında iki taraf arasında hakemlerin seçilmesi ve halifeliğin Kur’an’ın hükmüne bırakılması kararı alınmıştır. Ancak bu süreç, iki taraf arasında daha da büyük ayrılıklara neden olmuş ve sonrasında Müslüman toplumun bölünmesine yol açmıştır. Bu süreçte Hâricîlerin ortaya çıkması da dikkat çekici bir gelişme olmuştur.

Sıffîn Savaşı, İslam toplumunun tarihindeki kritik dönemlerden biridir ve bu olay, farklı mezheplerin ve düşünce sistemlerinin oluşumunu etkilemiştir. Bu süreç, İslam dünyasında derin etkiler bırakmış ve tarih boyunca tartışma konusu olmaya devam etmiştir.

Sıffin Savaşı. /tarihportali.net[/caption]

Hariciler’in Ortaya Çıkışı

Hâricîler, İslam’ın erken dönemlerinde ortaya çıkan bir dini grubun ismidir ve “çıkmak, itaatten ayrılıp isyan etmek” anlamındaki bir kökten gelmektedir. Hâricîler, İslam toplumunda hakemlik meselesinin ortaya çıkmasına dayandırılır. Öncelikle, halife Osman döneminde yaşanan toplumsal rahatsızlıklar ve belirli idari tercihler Hâricîlerin ortaya çıkmasına katkıda bulunmuştur. Bazı eleştiriler halife Osman’ın yönetim tarzı, yakın çevresine olan muamelesi, valilerin ve Emevî ailesinin davranışları gibi konulara odaklanmıştır. Sıffîn Savaşı, Hâricîlerin oluşumunda kritik bir dönüm noktası olmuştur. Savaş sırasında hakemlik önerisiyle çözüm yoluna gidilmesi, bazı tarafların tepkisine yol açmıştır. Halife Ali’nin kabul ettiği hakemlik kararı, bazı grupların karşı çıkmasına ve sonrasında Hâricîlerin ayrılmasına yol açmıştır.

Savaş sırasında Eş‘as b. Kays gibi bir ismin Iraklılar arasında hakem olarak ilan edilmesi ve sonrasında yapılan anlaşmanın bazı kesimler tarafından reddedilmesi Hâricîlerin ilk oluşumunu tetiklemiştir. Bu kişiler, anlaşmaya karşı çıkarak savaşın durdurulmasını ve hakemliği reddetmeyi tercih etmişlerdir. Halife Ali’yi terk edip Harûrâ bölgesine çekilmişlerdir bu da ilk Hâricî grup oluşumunu temsil etmiştir. Hâricîlerin ortaya çıkışıyla ilgili olarak temel sebepler arasında toplumsal huzursuzluklar, idari tercihlerin ve adaletsizlik algısının yanı sıra Sıffîn Savaşı sırasında yaşanan hakemlik meselesi ve anlaşmazlıklar belirtilmektedir. Bu unsurların bir araya gelmesi Hâricîlerin ortaya çıkmasına yol açmış ve İslam toplumunda önemli bir ayrılık noktası olmuştur.

Savaş Minyatürü. / th.bing.com[/caption]

Halife Ali ve Abbâsîler Dönemi Hariciler

Hâricîler, İslam toplumundaki yönetim anlayışına karşı çıkan, kendi özgün yorumlarını savunan ve genellikle radikal eğilimleri olan bir mezheptir. Hâricîler, başlangıçta halife Ali’nin hilafetini kabul etmeyen ve ona karşı çıkan bir grup olarak ortaya çıkmıştır. Onların temel iddiası, halifeliğin salt İslam’a uygun olan kişilere verilmesi, yöneticilerin adaletle hareket etmesi gerektiği ve herhangi bir hükümdarın İslam hükümlerine uymaması durumunda devrilmesi gerektiğiydi. Hâricîler, salt İslam’ın özüne uygun davranmayan herkesi kâfir ilan etmişlerdir. Halife Ali döneminde Hâricîler, özellikle Sıffîn Savaşı’ndan sonra belirginleşmiştir. Bu dönemde Hâricîler, kendilerine imam ve lider seçerek bir otorite oluşturmuş ve İslami meselelerde şûra (danışma) yöntemiyle kararlar almaya başlamışlardır.

Halife Ali ve taraftarlarıyla yapılan görüşmeler sonuçsuz kalmış ve Hâricîler dar ve katı görüşlerini korumaya devam etmişlerdir. Halife Ali’nin ordusu ile Hâricîler arasında çeşitli anlaşmazlıklar sonucunda çatışmalar yaşanmıştır. Ali, bu dönemde Hâricîlerle mücadele etti ve çeşitli isyanlarla karşılaştı. Hâricîlerin etkisi sadece Halife Ali dönemiyle sınırlı kalmadı, Emevîler döneminde de sürekli isyanlarla kendilerini gösterdiler. Ancak Hâricîler, devletin zayıflamasıyla isyanlarını yaygınlaştırdılar ve çeşitli bölgelerde korku salmaya devam ettiler. Abbâsîler döneminde de Hâricîler, bazı isyanlar çıkardılar ancak devlet güçleri tarafından bastırıldılar. Bu dönem boyunca, Hâricîler İslam toplumunun çeşitli bölgelerinde çeşitli isyanlar başlatmış olsalar da devletin kararlı müdahaleleri sonucunda etkileri azaldı ve zamanla bu hareketler zayıfladı.

Halife Ali / live.staticflickr.com[/caption]

Hakem Olayı ve Hariciler

Hakem Olayı, Sıffin Savaşı’nın ardından yaşanan bir hakemlik sürecidir. Sıffin Savaşı, 657 yılında halife Ali’nin halifeliğini tanımayan Suriye valisi Muaviye ile halife Ali taraftarları arasında yapılan bir iç savaştır. Savaş, halife Ali’nin üstünlüğü ile devam ederken, Muaviye’nin askerleri mızraklarının ucuna Kur’an-ı Kerim sayfaları takarak halifelik sorununun Kur’an-ı Kerim’in hakemliğine bırakılmasını istemişlerdir. Ali, bu teklifi kabul etmek zorunda kalmıştır. Böylece her iki taraf da kendi hakemlerini seçmişlerdir. Halife Ali’nin hakemi, Abdullah b. Abbas, Muaviye’nin hakemi ise Amr b. As olmuştur. Hakemler bir yıl sonra 658 yılında Dümetü’l-Cendel’de bir araya gelmişlerdir. Burada hakemler halife Ali ve Muaviye’nin halifeliğini tanımayarak halifeliği Müslümanların seçimine bırakmışlardır. Bu karar, halife Ali’nin hakemini kabul etmeyen bir grup tarafından şiddetle reddedilmiştir. Bu grup, Hakem Olayında halife Ali’nin ordusundan ayrılan ve “Hariciler” olarak adlandırılan gruptur.

Hariciler, “La hükme illa lillah” (Hüküm ancak Allah’ındır) sloganıyla, halife Ali ve Muaviye’ye karşı çıkmışlardır. Onlara göre halifelik, sadece Allah’ın seçtiği ve günahsız olan kişiye verilebilirdi. Bu kişi de, kendileri gibi Kur’an-ı Kerim’in emirlerine sıkı sıkıya bağlı olan ve büyük günah işlemeyen bir Harici olmalıydı. Hariciler, bu görüşlerini benimsetmek için şiir, edebiyat ve münazara gibi yöntemler kullanmışlardır. Ayrıca, savaşçı ve devrimci bir tavır sergilemişler, halife Ali, Muaviye ve Amr b. As’ın öldürülmesini amaçlamışlardır. Ancak, 661 yılında sadece Ali’nin şehit edilmesiyle başlayan bu süreç devamında Dört Halife Dönemi sona ermiş, Emevîler Dönemi başlamıştır.

29.12.2023

Kaynakça

Yazar: Umut ÇETİNBAŞ
Diğer yazılar için TIKLAYINIZ
Instagram, LinkedIn
Exit mobile version