Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Dairesi Başkanlığı Müzeler Şube Müdürlüğü bünyesinde ücretsiz hizmet veren Bursa Göç Tarihi Müzesi, yılda yaklaşık 60 bin ziyaretçiyi ağırlıyor. Özellikle Bursa’nın göç tarihinin anlatıldığı müzede, göç yolculuklarının çilesine dair Balkan, Kırım ve Kafkasya’dan Bursa’ya yapılan göçlerin canlandırıldığı bölümün yanı sıra göç hakkında geniş bilgilere yer veren interaktif bölüm ve kütüphane bulunuyor.
Kara, deniz ve tren yoluyla gerçekleşen göçlerin anlatıldığı müze, “Bursa’daki ilk ayak izleri, ilk yerleşim yerleri”, “Bursa’da medeniyete doğru gerçekleştirilen çalışmalar”, “Bursa’nın ilk Göçmenleri, Bitinyalılar, Traklar, Ege Kolonileri”, “Osmanlı’dan Rumeli’ye Göçler”, “93 Harbi ve Balkan Göçmenleri-1913 Göçü”, “Cumhuriyet Dönemi Göçleri”, “1989 Balkan Soydaş Göçü”, “Kırım Göçleri” ve “Kafkasya Göçleri” bölümlerinden oluşuyor. Müzedeki eğitim ve konferans salonunda göçü anlatan çeşitli video ve kısa filmlerin gösterimleri yapılırken, müzede göç eden kişilerin bağışladığı kişisel eşyalar yer alıyor.
TREN, GEMİ, KAĞNI VE OTOMOBİLLE ANLATIM
Müze Sorumlusu Şaban Duman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarih öncesinden günümüze Bursa’ya yapılan göçleri detaylı şekilde her açıdan ele alarak canlandırmalar, bilgi panoları ve koleksiyonlarla anlattıklarını söyledi.
Kırım Tatar halkının lideri ve Ukrayna milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun da müzeyi ziyaret ettiğini ve bazı eşyaları ile kalpağını müzeye hediye ettiğini belirten Duman, eski milletvekillerinden Mümin Gençoğlu, iş adamı Ali Durmaz, Ali Osman Sönmez ve Şükrü Şenkaya’nın özel eşyalarının da burada yer aldığını kaydetti.
Duman, ilk yıllarda 40 bin olan ziyaretçi sayısının yıllık 60 bini bulduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Anlatımı canlı kılmak, dikkati çekmek amacıyla canlandırmalar oluşturduk. İlk dönem göçleri anlatırken tren figürü kullandık. Mübadele ve Kırım dönemini gemi ile anlatmaya çalıştık. Kafkas bölümünü kağnı ile anlattık. Bulgaristan’ın uyguladığı baskılar sonucu gerçekleşen 1989 soydaş göçünü ise 1978 model Lada marka otomobil ile anlattık. Bu otomobil, göçte kullanılmış ve göçen kişi tarafından müzeye bağışlandı. Otomobili zor şartlarda müzeye getirdik. Bu otomobil ziyaretçilerin çok ilgisini çekiyor. Göçteki yol durumuna göre dizayn ettik. Soydaş göçünü çok etkili şekilde anlatıyor.”
Müzeyi ziyaret eden her yaş grubuna yönelik etkinlikler düzenlediklerini anlatan Duman, “Kurulduğu günden bu yana 51 program gerçekleştirdik. Uluslararası ve ulusal projeler yaptık. Göçü anlatan film galası, konferans, atölye çalışmaları yapıyoruz. Ziyaretçilerimiz burayı gezerken duygulanıyor.” ifadelerini kullandı.
“GÖÇ ETMEK, ANANI BABANI KAYBETMEKTEN DAHA ZOR”
Bulgaristan’ın Eski Cuma kentinden 1978 yılında Bursa’ya göçen ve bazı kişisel eşyalarını müzeye bağışlayan eski milli güreşçi 67 yaşındaki Arif Çetin de Türkiye’den akrabalarının yaptığı istek üzerine göç ettiklerini söyledi.
Kendilerinin o dönemde göçe zorlanmadığını ama gidişatın her geçen gün zorlaştığını belirten Çetin, şöyle konuştu: “Trene eşyalarımızı yükledik, Edirne’ye geldik. Sonra Bursa’ya geçtik ve 40 yıldır burada yaşıyorum. Ben göçün zorluğunu çok yaşamadım. 1989 yılında göçenler çok çile çekti. Biz erken geldiğimiz için onlara hep yardımcı olduk. Tarihe önem veriyorum. Müzeye bağışladığım eşyalar arasında dedelerimizden kalan kişisel malzemeler de var. Bunların kaybolmasını istemedim, gelecek kuşaklara aktarılmasını istedim. Ondan dolayı müzeye bağışladım.”
Çetin, ara sıra Bulgaristan’a gittiğini ve doğup büyüdüğü toprakları ziyaret ettiğini dile getirerek, “Göç etmek, ananı babanı kaybetmekten daha zor. Bilmediğin bir yere gidiyorsun ve ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. Biz iyi ki Türkiye’ye geldik. Bir vatanımız var o da Türkiye, başka gidecek yerimiz yok.” diye konuştu.
“GEZERKEN ÇOK DUYGULANDIM”
Ziyaretçilerden Beyhan Karaca da Bursa Göç Tarihi Müzesinin çok iyi düşünülerek hazırlandığını anlatarak, “Ben zaten müzeleri çok severim ve gezerim. Burasını gezerken atalarımızın göçleri nasıl yaşadığını daha iyi anladım. Gezerken çok duygulandım.” dedi.
Hikmet Yıldırım da müzeyi gezince çok duygulandığını dile getirerek, “İnsanların memleketlerini bırakması çok zor. Ben Denizli’den Bursa’ya üniversite eğitimi için geldim. Yaklaşık 3 aydır memleketimden ayrıyım. Bu insanlar geçmişte vatanlarını bırakmış, zorluk çekmiş. Gerçekten duygulanmamak elde değil.” ifadelerini kullandı.