Geç Kalanlar

2018103122595819_15a9cler2r4dl8pm8li8pi7ve21

Psikoloji bilimi hapishaneleri dolduran suçluların yetiştikleri aile ve toplumu baz alarak olayı incelerse varacakları sonuç çoğu kez suçluların lehine olur. Çocukluklarla iletişimleri yanlış olan ailelerden oluşan toplumların, varacakları sonuç suçluluk ve hüzündür. Oysa hukuka karşı yaptığınızla ‘’suçlu’’sunuz. Sizi bugüne taşıyan suçlar ise bir çeşit ‘’kader’’ sözcüğü ile geçiştirilir. Dününüzü bugün yaşarken suçlu ya da suçsuz mutlu ya da mutsuzsunuz. Aileden siyasete, okuldan iş yerine bireysel dostluklardan toplumsal ilişkilere iletişim yanlışları bireyin çilesi olur ve birey bu çileyi çekerken ait olduğu toplumu da aşağılara taşır.

2018-2019 Tiyatro sezonunu İstanbul Şehir Tiyatrolarının Kadıköy Haldun Taner sahnesindeki Pervin Ünalp’ın ‘’Geç Kalanlar’’ oyununu izleyerek açtım. Pervin Ünalp, yıllardır Devlet Tiyatrosu’ndan tanıdığım başarılı bir oyuncu. Bu nedenle tiyatro sezonunu kendi payıma ‘’Geç Kalanlar’’la açmayı istedim. ‘’Geç Kalanlar’’ her başarısız evlilikte ya da sallanan her evlilikte ana nedenin iletişim zaafı olduğunu sergileyen, bu temel yanlışa ayna tutan bir öğretiyi aktarıyor. Yazar bu belirlemesinde gözlemci, sorunu yakalamış ve ramp ışıklarına taşımış. Derim ki; tüm ergenlik çağına giren gençlerimize bu oyunu izletmeli, sonrasında da panellerle ‘’evlilik öğretisini’’ topluma akıtmalıyız. Konuşurken, hele hele tartışırken, sözcük seçmenin, kelimeleri bir sustalı çakı gibi karşımızdakine saplamamanın bilincini yakalamalıyız.

‘ARKASINDA DURAMAYACAĞIMIZ KELİMELERİ ASLA ETMEMELİYİZ’

Aile, toplum, çocuklarımıza yanlış örneklerse, siyasette ülkeyi yönetenler aynı yanlışın birer ürünüyse, çocuklarımızın hangi yanlışını nasıl değerlendi.

receğiz. Hele hele hapishaneleri dolduranlara dün ne yanlışlar yapıldığını anlamak gibi bir çabamız yoksa, bugün toplumsal suçluluğumuzu o biçarelerin üstüne yıkmıyor muyuz? Bir ülkeyi erk sahibi hırsızlar yönetiyorsa tavuk çalanı kim ne hakla hapse atıyor. Ülkenin cahillerinin, ödleklerinin yalan dolanla oylarını devşirerek , saraylarda, özel uçaklarda, son model otomobillerde keyif çatarken aynı safları şu ya da bu yolla dolandıranların hapislerde suçlu olarak yatmaları toplum vicdanını rahatlatıyor mu? Pervin Ünalp’ın ‘’Geç Kalanlar’’ oyunu duru yalın bir anlatımla bu toplumsal çelişkiye de taşıyor bizi . Sanırım tiyatronun da işlevi seyircisini düşündürerek tüme vardırmak değil mi?

OYNANIŞ

Geç Kalanlar oyununun dört kişilik kadrosunda iki perdelik oyunun ilk perdesinde izlediğim Elçin Atamgüç ve Zafer Kırşan olağanüstü başarılılar.

Oyunu sevmişler ve bu ikili sahnede en küçük bir aksama olmadan başarıyla seyirciye oyunu aktarıyorlar. Rolleri sunmuyor, yaşıyorlar. İkinci perdede Zafer Kırşan’ın olmayışı birinci perde de ki akışı biraz donduruyor. İkinci perde de metnin sonuç çözümlemesinde niçin bir trafik kazası sonrası ölüm kurgulanmış? Yaşarken birbirini anlayamamış çiftlerin ölüm sonrası bir gerçeğe çakılmaları birinci perdedeki analitik gelişmeyi zedelemiyor mu ? Evliliklerin iletişim yanlışlarının altını çizerken, eşlerden diğerini de sahnede konuştururken çözümlemek oyunun ana temasını daha bir güçlendirmez miydi? Hele ölüm sonrası annenin kızına verdiği öğütler oyuna ne kattı ki? Her evlilik düşünen, her evlilikte aradığını bulamadığını sanan, bu oyunu mutlaka izlemeli. Geç Kalanlar, rejisi dekoru ile İstanbul Büyükşehir Belediye Tiyatroları’nın sezona armağanı bir çalışma olmuş. Kotaranların ellerine sağlık.

Kaynak : Aydınlık

İlgili Geç Kalanlar haberiyle ilgili sizde görüşlerinizi yazarak gündeme dahil olabilirsiniz. 

Exit mobile version