Karakışta piyango Fransa’ya vurdu. Kış ortasında baharı (!) yaşıyor. Aşklar şehri Paris’in her tarafı yangın yeri. Sarı yelek giymiş uluslararası kadrolu göstericiler, yakıyor yıkıyorlar…
Dünya efendilerinin ilk beşi içinde yer alan Fransa’nın vetosu bu defa fayda etmiyor. Göstericiler tecrübeli, dingin… Fransa biraz karışacak…
Çünkü bu tür gösteriler genellikle Soros bağlısı vakıflar tarafından düzenliyor, sonrasında da o Ülke ’den bir daha pek hayırlı haberler gelmiyor.
Eşekten düşenin halini en iyi Eşekten düşen anlar. Arap Baharı, ucundan, kıyısından köşesinden Türkiye’yi de bulmuştu. Fransa’daki olaylara bu göz ile baktığımızda, Gezideki senaryo ile Fransa’da gösterime giren filmin tıpatıp aynı olduğunu fark ediliyor.
Göstericilerin yüzlerdeki maskeler, düşük belli pantolonlar, taşıdıkları pankartlar, uyguladıkları teknikler. Duran adam, yürüyen insan, kırmızılı kadın… Birde Başkanlık konutuna yürümeleri yok mu, tıp demiş bizdeki GEZİ’nin burnundan düşmüş ruh ikizi gibi. İnsan, İster istemez reenkarnasyon ile bizim GEZİ Fransa’da tezahür etmiş diye düşünüyor.
Gezi olayları, Gezi Parkındaki ağaçların kesilmesi bahanesi ile başlamıştı. Fransa’da ise akaryakıt zamlarının artışı bahane edilerek başladı. Anlaşılacağı üzere bunlar bahane… Fransa BM Daimi beş üyesinden biri. Solcu Cumhurbaşkanlarının Avrupa Ordusu kurulması ve ortak para birimine geçilmesi gibi küresel dolar baronların hoşuna gitmeyen talihsiz açıklamaları oldu. Bu nedenle de Fransa için motor denilerek son bahar filmi başladı…
Elinizi vicdanınıza koyup düşününüz… Türkiye’deki GEZİ’de Sırp tiyatro sanatçısı duran adamın, Alman kırmızılı kadının ne işi vardı. Aynı kişiler bugün neden Fransa’da… Bir birimiz suçlamak, aşağılamak yerine salim kafa ile bu soruların cevabını kendi içimizde aramak ve bulmak zorundayız
Bu soruların cevabını milli menfaatlerimiz içinde arayıp bulmak yerine komplo teorisi ile geçiştirme kolaylığına gitmeyin. Milli bir feraset ile sorunun üzerine gidelim. Dünya da bu ve buna benzer gösterileri organize ve finanse eden kişi ve vakıflar var. Bu finansörlerin maksatları böyle gösterileri düzenleyip, sonrasında bulanık suda balık avlayıp, kazançlarına kazanç katmak ve büyük devlet kurma gibi ham bir hayalleri var.
Demokrasi getirmek adına işgal ettikleri Irak’ın altınları Avrupa’ya, silahları da terör örgütlerine, petrol kuyuları da ABD adına baronlara gitti. Kayıp milyonlarca çocuk organ mafyasının elinde öldürülürken, şanslı olanlar devşirme iler terör örgütlerine paralı asker olarak zimmetlendiği saklanamayan gerçekler…
Küresel dünya dedikleri böyle bir şey… Yalancı baharlara ve bahar griplerine dikkat etmek, bir de ders almak gerek…