FETÖ’nün ‘mahrem imamları’ iddianamesi tamam

feto-nun-mahrem-imamlari-iddianamesi-tamam

Ayrıca, sadece müdürlerin kullandığı tablet ve telefonlara “panik buton” adında bir uygulama yüklendiği, bu butona basınca cihazın tüm hafızasının silindiği ve bir daha bilgilerin geri getirilemediği vurgulandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosunca FETÖ’nün Hava kuvvetleri Komutanlığındaki “mahrem imamları” ve örgüte üye askeri personel hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Soruşturma sonucunda hazırlanan 596 sayfalık iddianamede, 76’sı “mahrem imamı”, 81’i askeri personel olmak üzere toplam 157 kişi şüpheli olarak yer aldı. İddianamede, örgütün mahrem hizmetlerini yürüten müdür, müdür yardımcıları ve öğretmenlerin yapısı hakkında bilgiler verildi. HER KOMUTANLIĞA BİR “MÜDÜR” ATANMIŞ Her komutanlığın bir müdürünün bulunduğu, bu müdüre bağlı müdür yardımcıları, müdür yardımcılarına bağlı öğretmen gruplarının bulunduğu, müdür yardımcılıklarının 4-7 arasında, öğretmenlerin ise 2-6 kişilik gruplardan oluştuğu belirlendi.

Müdürlerin tüm sorumluluk bölgesini denetleme ve kontrol etme yetkisinin bulunduğu, müdür yardımcılarının haftalık toplantılar düzenlediği, bu toplantılara tüm öğretmenlerin katıldığı, öğretmenlerin öğrenci subaylardan aldığı aidat (himmet) ve bilgileri müdür yardımcısına verdiği, öğretmenlerin her ay bulundukları örgüt evlerinde yarım gün kamp yaptıkları, okulların yarıyıl tatili dönemlerinde 5, yaz tatillerinde ise en az 7 gün kamp yapıldığı, kamplara müdür yardımcılarının da katıldığı ve sorumluluğun bunlarda olduğu, bu kampların yapılış sebebinin, öğretmenlerin maneviyatının ve motivasyonunun artırılması olduğu, zaman zaman il dışı kamp programlarının da yapıldığı tespit edildi. MAHREM İŞLER BİRİMİNDE GİZLİLİK ÜST DÜZEYDE İddianamede, örgüt içerisinde özellikle mahrem işler biriminde tedbirin her zaman üst düzey olduğu, bu nedenle kod isim kullanma zorunluluğunun bulunduğu, deşifre olunmaması için her türlü gizlilik faaliyetini yürütüldüğü vurgulanarak şunlar kaydedildi: “Toplantıya katılan sorumlu düzeydeki şahıslarda kırmızı ve mavi kodlu iki ayrı SD kartı ile üçüncü bir kartın daha bulunduğu; kırmızı kodlu olanında askerlerin telefon numaraları ve görev yaptıkları yerlerle alakalı yazdırdıkları gündemler ile örgüt tarafından onlara iletilen gündemlerin bulunduğu, Mavi kodlu kartta askerlerin kod isimleri ile çetelelerinin olduğu, bu çetelelerde haftalık kaç gün geldiği, kaç sayfa Kur’an, meal, cevşen, oruç, dua kitabı okuduğu, teheccüt kıldığı, ne kadar sadaka, aidat, kurban ayı ise kurban verip vermediği, yatılı program yapıp yapmadığı, verilen CD’nin açılıp açılmadığı gibi bilgilerin bulunduğu, ayrıca müdür tarafından müdür yardımcılarına, müdür yardımcılarının da öğretmenlere verdiği sohbet konularının olduğu, bu sohbet konularının genellikle Fetullah Gülen’in yazılarından ya da örgütün üst düzey abilerinin köşe yazıları, röportajlar gibi şeylerden oluştuğu, üçüncü kartın ise sadece bilgisayarı açıp kullanabilmek için sistem denilen Linux tabanlı programı çalıştırmak için bulundurulduğu, kullandıkları laptop bilgisayarların hiç birinde HDD bulunmadığı, bu nedenle sistemi açabilmek için bu kartı abilerin yanlarında taşıdıkları tespit edilmiştir.” OYUN CD’Sİ GÖRÜNÜMLÜ FETULLAH GÜLEN SOHBETLERİ İddianamede, sohbete gelen askerlere dağıtılan CD’lerin olduğu, bu CD’lerin oyun CD’si olarak göründüğü ancak bu CD’lerin içerisinde şifrelenmiş vaziyette bulunan Fetullah Gülen’e ait videolar, Kur’an-ı Kerim meali gibi şeylerin bulunduğu, CD’yi herhangi bir bilgisayara takıp bakıldığında içerisinde oyun programı olduğunun görünmesinden dolayı bunu yakalamanın çok zor olduğu tespiti yapıldı. İddianamede, “CD’yi açmaya çalışıldığında da oyun açıldığı, ancak belli bir süre mevcut görüntüyü izledikten sonra karşınıza şifre çıktığı, sistemin bu şifreyi girdikten sonra tekrar başka bir sayfaya geçip tekrar 64 haneli farklı bir şifre istediği, şifreyi açınca aranan her şeyin o CD içerisinde bulunabildiği, bir örgüt mensubunun izlemesi veya görmesi gereken her şeyin bu şekilde şifrelendiği, bu şifreleme işlemini yapan özel bir ekibin bulunduğu, bu ekibin sürekli bu şifreleme işlemlerini geliştirmek için çalışmalar yaptığı, yani bilmeyen biri için bir oyun CD’si gibi görünen dijital materyalin, aslında örgüt tarafından şifrelenmiş ve elamanlarına servis edilmiş örgütsel bilgiler içeren CD olduğu tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi. Her öğretmende örgüt adına kullandıkları başkalarının adına kayıtlı cep telefonu bulunduğu, bu telefonların eski telefonlardan oluştuğu kaydedildi. Bu telefonların öğretmenlerin kendi aralarında ve müdür yardımcısı ile haberleşmesi için istisna olarak da müdürle iletişim kurmak için kullanıldığı aktarılarak, öğretmenlerin kullandığı telefon numaralarının öğrencilere yani subaylara verilmesinin kural olarak söz konusu olmadığı, istisnai olarak öğretmen ile öğrenci arasındaki kişisel ilişkiden kaynaklı olarak bu kuralın ihlal edilerek numaranın öğrenciye verilmesi halinde öğrencilerin bu telefonları marketlerde veya büfelerde bulunan kontörlü telefonlardan aradıkları, nadir olarak da “şarjım bitti” bahanesiyle, taksiciden, vatandaştan yardım alarak onların telefonlarını kullanmak suretiyle irtibat kurdukları kaydedildi. İddianamede, “Müdür yardımcılarında ise bu telefonun yanında ayrıca yine başkaları adına hat takılı bir tabletin bulunduğu, bu tablette örgüt tarafından kullanılan internet tabanlı kriptolu haberleşme programlarının bulunduğu, müdür yardımcılarının kendi aralarında haberleşmelerinin ve müdürleri ile haberleşmelerinin bu tablet içerisinde kurulu programlar ile sağlandığı, ayrıca müdür yardımcılarının birinde ise buna ilave olarak bir telefon daha bulunduğu, bu telefon ile askeri kanatta bulunan öğrencilerin okul, dershane, izdivaç gibi ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla örgütün diğer sivil kanadı ile irtibat kurduğu, daha çok izdivaç konusunda ağırlıklı görüşmeler yapıldığı” tespitlerine yer verildi. MÜDÜRLERE “PANİK BUTON” UYGULAMASI 2014 yılından itibaren örgütsel faaliyetlerde akıllı telefonlar ve tabletler kullanıldığı, bu telefon ve tabletlerde data hatların kullanılmaya başlandığı ve son zamanlarda müdürlerin iletişimi tamamen tabletler üzerinden yaptıkları ifade edildi. Sadece müdürlerin kullandığı tablet ve telefonlara “panik buton” adında bir uygulama yüklendiği, bu butona basınca cihazın tüm hafızasının silindiği ve bir daha bilgilerin geri getirilemediği vurgulandı. İddianamede, müdürlerin bir dönem “shu” adlı program kullandıkları, bu program üzerinden hiçbir konuşmayı şifrelemeden çok rahatça konuştukları, her şeyi alenen açık açık birbirlerine anlatıp bilgi paylaşımı yaptıkları, tabletlerde özel mesajlaşma programlarının kullanıldığı yer aldı. Daha alt kadrodaki örgüt elemanlarının ise ByLock, Tango, Kakao Talk, Eagle, Tik tok, Skype, Ovo gibi sosyal medya mesajlaşma programlarını kullandıkları bilgisi verilerek, bu ismi belirtilen programların ikonlarının aynı görünmekle beraber içeriği örgüt tarafından kodlanmış özel programlar olduğu, ayrıca kullanılan bütün bilgisayar, tablet ve telefonlarda VPN programları kullanıldığı, VPN’yi çalıştırmadan belirtilen mesajlaşma programların çalışmadığı, müdürlerin özel VPN programlarını kullanırken, müdür yardımcıları ve öğretmenlerin ise tunnel, bear, golden frock, hotspot gibi VPN programları kullandıkları kaydedildi. Abdullah Sarıca

Exit mobile version