FETÖ’cü AYİM üyesi anlattı: ‘Zeyd’ kod adlı abi Tuncay Opçin

tuncay-opcin

FETÖ’nün darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeleri ile askeri hakimlerin yargılanmasına devam edildi.

İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu’nda görülen duruşmaya, tutuksuz sanık Demiralay ile avukatı katıldı.

Duruşmada sanık hakkındaki iddianamenin özeti okundu

İddianamede, darbe girişiminin ardından tutuklanan sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak, itirafçı olduğu, örgütle bağlantılı kişilerin isimlerini vererek, teşhis ettiği anlatıldı.

ByLock kullandığını da kabul eden sanığın darbe girişimini yapanlar tarafından hazırlanan sıkıyönetim direktifindeki görevlendirme listesinde “göreve devam edecekler” arasında bulunduğu kaydedildi.

İddianamede, AYİM’de kurmay subay üye olarak görev yapan sanığın, öğrencilik yıllarından bu yana örgüt toplantılarına katıldığı, örgütün gizli haberleşme uygulaması ByLock kullandığı, örgütün stratejisi, amaçları, faaliyetleri doğrultusunda sıkı bir disiplinle hareket ettiği bildirildi.

Savunma için söz verilen eski AYİM üyesi Hamdi Demiralay, darbe girişiminin ardından tutuklandıktan sonra etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini ve bildiklerini anlattığını hatırlattı.

Bu nedenle adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını ifade eden Demiralay, darbe girişiminin ardından açılan pek çok davada tanık olarak ifade verdiğini söyledi.

Deniz Harp Okulundan mezun olduktan sonra 2003’te Deniz Harp Akademisinde eğitim gördüğünü, bu süreçler boyunca “abi” denilen örgütün sivil imamlarıyla sohbetlere katıldığını anlatan Demiralay, seyir subaylığı, komutanlık, plan proje subaylığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Personel Plan Şube Müdürlüğü görevlerinin ardından 19 Haziran 2015’te, Cumhurbaşkanının onayıyla AYİM üyeliğine atandığını dile getirdi.

Deniz Harp Okulundan 1994’te teğmen rütbesiyle mezun olduğu bilgisini veren Demiralay, meslek hayatının büyük bölümünün denizlerde seyir halinde geçtiğini, bu nedenle örgütün sohbet toplantılarına fazla katılamadığını, meslekte aldığı terfilerde ve girdiği sınavlarda örgütün etkisinin olmadığını ileri sürdü.

Sanık Demiralay, İstanbul’da Deniz Harp Okulunda eğitim gördüğü dönemde, 1992’de devre arkadaşı aracılığıyla örgütle tanıştığını, ev sohbetlerine gidip geldiğini ifade etti.

Devre arkadaşının, kendisini, İstanbul Kocamustafapaşa’da gerçek adını sonradan öğrendiği “Zeyd” kod adlı Tuncay Öpçin ile tanıştırdığını aktaran Demiralay, “Benim tarihe merakımı bildiklerinden önce tarihle ilgili sohbetler etmeye başladık. Sonra yavaş yavaş dini konulara girdiler. Burada namaz kılıp, sohbetler ediyorduk. FETÖ kitapları ve Risale-i Nur kitapları okunuyordu.” dedi.

Bu toplantılara Harp Okulundan devre arkadaşı, FETÖ sanığı eski Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreteri Serkan Saral’ın da katıldığına değinen Demiralay, “Zeyd kod adlı şahıs, Harp Okulu son sınıfta, aynı okulda okuduğumuz Mustafa Erceylan ve Hüseyin Demirtaş’la tanıştırdı. Onlar da bu eve gidip geliyordu. Daha sonra 1994’te mezun olup Gölcük’e tayin oldum. Burada Serkan Saral ile aynı evde kalıyordum. Gölcük’te de bir cemaat abisi gelirdi, namaz kılıp sohbet ederdik ama tedbir amaçlı Gülen kasetleri dinlenmiyordu. Ev denizaltıcı bir subayındı. Alt katta da başka subaylar vardı. Deşifre olmamak için bu tedbiri uyguluyorduk.” diye konuştu.

 

Exit mobile version