FETÖ ile değil muhalefetle mücadele ediyor

FETÖ ile değil muhalefetle mücadele ediyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın FETÖ ile mücadele yerine muhalefetle, gerçekleri yazan gazetecilerle ve sivil toplum örgütleriyle mücadele ettiğini savundu. Kılıçdaroğlu’nun, partisinin grup toplantısındaki açıklamaları özetle şöyle:OHAL’İ NİYE GETİRİYORSUN: (OHAL’in bir kez daha uzatılması kararı) OHAL’i yeniden getiriyorlar. Niye getiriyorsun kardeşim? FETÖ ile mücadele ise yap mücadeleni. Sen mücadele ettin de karşı mı çıkıldı? Tam tersini yapmak istiyorlar. FETÖ ile mücadele değil, muhalefetle mücadele ediyorlar, kendilerinin aleyhine yazan ya da gerçekleri yazan gazetecilerle mücadele ediyorlar, sivil toplum örgütleriyle mücadele ediyorlar.11 BİN YAŞ MI OLUR?: (Mor Beyin tahliyeleri) ByLock uygulaması dolayısıyla 11 bin kişiyi boşu boşuna hapishanelerde tuttular ve işlerine son verdiler. Dediler ki, ‘ByLock kullananların tamamı FETÖ’cüdür’. 11 bin kişinin FETÖ’cü olmadığı gerçeği çıktı. ‘Kurunun yanında yaş da yanar’ diyorlardı, 11 bin yaş olur mu? Şimdi biz söylüyoruz, 11 bin ByLock kullanıcısının da Ergenekon, Balyoz davalarından mağdur olanların da itibarlarını iade edin. SARAYDA BİR ODAYA YERLEŞİN: HSYK, görevini sağlıklı yapamıyor. Saraydan talimat alıp karar verecekseniz, o görevden ayrılın. Çünkü yargıya ihanet ediyorsunuz. Kapatın orayı gidin sarayda bir odaya yerleşin biz de kurtulalım, siz de kurtulun.ELİN PARASIYLA KALKINMA: 2017’de yüzde 11.1’lik büyüme gerçekleştirildiği açıklandı. Normalde bu olağanüstü bir rakam. Çin’i de attık geriye, Hindistan’ı da attık geriye ama bu büyük bir heyecan yaratmadı, çünkü vatandaş cebine baktı büyüme yok. Çiftçi baktı yok. Sanayici, memur baktı, yok. Peki nerede bu büyüme? Eğer gerçek bir büyüme olsa işsizlik azalır. Milyonlarca genç, özellikle de üniversite mezunları işsiz. Büyüme üretime dayalı bir büyüme değil. Dışarıdan ithalat. Elin parasıyla, aldığın borçla ülkeyi yönetiyorsun. Elin parasıyla kalkınma olmaz. Bugün icra dairelerinin sayısı iki katına çıktı. Her iki vatandaştan biri icralık. Vatandaşın bankalara borcu 499 milyar liraya çıkmış. FRANSA’DAN ET: Tarım öldü. Fransa’dan et getirtiyor şimdi. Türkiye’de et yok, hayvancılık da yok, çiftçi de yok, besicilik de yok. 2010’da başladı dışarıdan et getirmeye, hala getiriyorlar. Ben, ‘besmelesiz et getiriyorsunuz’ dediğimde, ‘biz bunu Sırbistan’ın Müslüman kesiminden alıyoruz’ demişlerdi. Şimdi merak ediyorum, Fransa’nın hangi kesiminden alıyorsunuz?‘İŞÇİLERİN YANINDAYIZ’İzmit’te sendika üyesi oldukları için çalıştıkları paslanmaz çelik fabrikasından çıkarılan Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işçilerimiz de salonda. Siyasetin bir amacı vardır, ülkeye hizmet etmek. Hem ‘siyasetçiyim’ diyeceksin hem ‘işçiler örgütlensin’ diyeceksin, işçiler örgütlenince de kapı dışarı koyacaksın. Bütün işçi kardeşlerime seslenmek isterim, şundan emin olun, sizin haklarınızı sonuna kadar savunan bir parti vardır, o da CHP’dir. Buraya gelen işçi arkadaşlarımız. Sendikalaşmak, haklarını savunmak istiyorlar, anayasal haklarını istiyorlar ama başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere işçilerin haklarını teslim etmemek için her türlü numarayı çekiyorlar. Ama işçi kardeşlerim sakın merak etmeyin biz sonuna kadar yanınızdayız.ÇİFTE STANDART: (KHK ile yapılan taşeron düzenlemesi) 1 milyonu aşkın insan köle düzeninde . Bunları ilk kez Türkiye’nin gündemine biz taşıdık, siyasi kimliklerine bakmadık, mücadelesini yaptık. Sonunda parlamentoya kanun getirmek yerine bir KHK ile taşeron işçilerin sorunlarını çözmeye çalıştılar ama çözemediler. Haksızlık yaptılar. İki türlü çifte standart yaptılar. Bütün taşeron işçisi kardeşlerime sesleniyorum, önümüzde 2019 var, benim için önemli, tüyü bitmemiş yetim için de senin için de önemli. 2019’da yetkilendir sen de diğer işçiler gibi toplu sözleşme hakkına kavuşacaksın, onlar hangi haktan yararlanıyorsa sen de kuruşu kuruşuna aynı haklardan yararlanacaksın.BEYLERİN CANI ÖYLE İSTEMİŞ: Hükümet, bir ayrımcılık daha yaparak, 50 bine yakın taşeron işçisine kadro vermedi. 26 KİT’te ve 26 özel bütçeli kamu kuruluşunda çalışan taşeron işçilerine kadro vermediler. İşçi değil mi bunlar niye kadro vermiyorsunuz? Çünkü Ankara’daki beylerin canı öyle istemiş.YILDIRIM’A GÖNDERECEĞİM: Sadece taşeron işçilerin değil kamyoncuların ve diğer şoförlerin sorunlarını da dile getirdik. Kocaeli’de dertlerini aktaran bir şoförün söylediklerini bütçe görüşmelerinde gündeme taşıdık. Bunun ardından Sayın Yıldırım çıktı kürsüden, ‘Sen kamyon şoförlerinin durumunu bilmezsin, onların durumu çok iyidir. Keyfi yerindedir, sen nasıl eleştirirsin’ dedi. Ben de buradan bütün kamyon şoförü kardeşlerime sesleniyorum, keyfiniz yerindeyse, aldığınız mazottan, gittiğiniz yoldan keyif alıyorsanız, dünyanın en pahalı köprülerinden sizi zorla geçirtiyorlarsa siz o zaman isyan etmeyin. Sayın Yıldırım rakamlar da vermişti, bir de ulaştırma bakanlığı yaptı, yolun kaç kilometre olduğunu bilmemesi gerçekten beni şaşırttı. Arkadaşlarımız bindiler bir tıra Ankara’ya geldiler kaç lira para ödediler; yol parası, köprü, benzin, mazot parası hepsini çıkardılar. O belgeleri yazıyla Sayın Yıldırım’a göndereceğim.‘KEÇİ ADASI KİMİN?’(Ege adaları) En son Keçi Adası’na çıktılar. Türkiye’den 4 mil uzaklıkta. Ben Erdoğan’a sordum, bu adalarla ilgili bizim bir hakkımız, hukukumuz var mı? Tık yok. Erdoğan’a soruyorum; bu Keçi Adası kimin? Bizim değilse, ‘bizim değil’ de. Ben merak ediyorum, bu adaları siz sattınız mı? Birilerine peşkeş mi çektiniz? Ne oldu bu adalar?

 

Exit mobile version