Türkiye’nin enflasyonu son birkaç aydır hızlı bir düşüş trendine girdi. Haziran ayı verilerinde de düşüş kaydedilince gözler Merkez Bankası’na çevrildi. Haziran ayında yıllık enflasyonun yüzde 16’nın altına gevşemesiyle Merkez Bankası’ndan faiz indirim beklentisi arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, haziran ayı itibarıyla 12 aylık ortalamalar dikkate alındığında, tüketici fiyatları yüzde 19.88, yurtiçi üretici fiyatları yüzde 32.81 yükseldi.
Geçen yılın aralık ayına göre de tüketici fiyatları yüzde 5.01, yurtiçi üretici fiyatları yüzde 8.09 yükseliş kaydetti. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), haziranda mayıs ayına göre yüzde 0.03, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 15.72’ye ulaştı. Yİ-ÜFE de mayısa göre yüzde 0.09, Haziran 2018’e kıyasla da yüzde 25.04 oldu.
Ekonomist Haluk Bürümcekçi, haziranda enflasyonda lehte baz etkisinin çok güçlü olduğunu söyledi. Geçen ay ki gerilemede, meyve-sebze fiyatlarında yüzde 11’i aşan aylık sert düşüşün etkili olduğuna dikkati çeken Bürümcekçi, enerji grubunda yüzde 1 ile geçen yılın tersine düşüş izlendiğini belirtti.
Bürümcekçi, kurlara ve talebe hassas olan bazı gruplarda (mobilya, ev içi tekstil, ev aletleri, görsel-işitsel sistemler vb) fiyat artışlarının ılımlı kaldığını söyledi. Ancak otel-lokanta, kişisel bakım, ayakta tedavi gibi bazı gruplarda belirgin artışlar görüldüğünü ifade eden Bürümcekçi “Giyim fiyatları mevsimlik azalışının ise yüzde 1.57 ile geçen yılki indirimin üzerinde olması da yıllık enflasyonu hafif aşağı çekti. Böylece, yıllık TÜFE de önceki ayki yüzde 18.71 seviyesinden yüzde 15.72’ye düşüş gösterdi” dedi.
Bürümcekçi, gelecek dönem seyri açısından gıda fiyatlarının belirsizliği ve oynaklığı dışında, ham petrol ve diğer emtia fiyatlarının görünümü, döviz kuru hareketleri ve kamu fiyat/vergi ayarlamalarının enflasyon üzerindeki risklerin yönünü belirleyeceğini söyledi.
Kısa vadede, geçici KDV ve ÖTV indirimlerinin haziran sonunda uzatılmaması nedeniyle TÜFE’ye yukarı yönde 1 puan etkinin beklendiğini belirten Bürümcekçi, elektrik, şeker ve çay gibi kamuya ait ürün ve hizmetlerde gözlenen fiyat artışının etkisinin de yaklaşık 0.6 puan düzeyinde olacağını ifade etti. Bürümcekçi, Merkez Bankasının bu ay ki faiz kararına ilişkin “Son dönemde yerel seçim belirsizliğinin geride bırakılmasının ve S-400 konusundaki geçici rahatlamanın risk primlerinde kısmi gerilemeye yol açtığı izlenmekte. Bu doğrultuda, 25 Temmuz’daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizlerde indirim sürecinin 100 baz puanlık indirimle başlatılması olası görünüyor” değerlendirmesinde bulundu.
‘200 TL’NİN ALIM GÜCÜ 55 LİRAYA DÜŞTÜ’
Analist Murat Kubilay “Aylık veya yıllık enflasyon yanıltıcı olabilir. Bu nedenle 2004’ten bu yana 15 yıllık birikimli enflasyonu kullanmakta fayda var ki o da yüzde 264. 200 TL’nin satın alma gücü bu sürede 55 TL’ye düşmüş. Resmi 4.5 milyon işsizi de hesaba katarsak mutfaktaki yangını ancak anlarız” dedi. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ekonomi Bölümünden Dr. Baki Demirel “Haziran ayının son haftası temel tüketim mallarına gelen zamlar, ÖTV indirimlerinin kalkması, yüksek dolarizayon, kur belirsizliğinin yüksekliği, petrol fiyatlarında yukarı yönü artış olasılığı ve en önemlisi bütçe açığının artıyor olması, kredi kartı faizlerinin düşürülmesi, kredi kullanım kolaylıkları gibi enflasyonu yukarı itecek faktörler kalıcı enflasyon üzerinden kalıcı etkiye sahipler” diye konuştu.
‘FİYAT ALMADAN ÖNCE İNDİRİM YAPTIRIYORLAR’
CHP’li Faik Öztrak ise rakamların gerçek enflasyonu yansıtmadığını ifade ederek “TÜİK’in diğer verileri ve enflasyon analizleriyle ilgili olarak kalite konusunda çok ciddi iddialar gündemde” dedi. Öztrak, bazı üst düzey yetkililerin, fiyat toplanan sınırlı sayıdaki marketleri önceden arayarak “Bugün anketörlerimiz fiyat almaya gelecekler, şunda bu kadar indirim yapacaksınız” dediği iddialarını gündeme getirdi. Öztrak, bu iddiaların TÜİK’teki yönetim değişikliğinden sonra ‘ayyuka çıktığına’ dikkati çekti.
GIDA FİYATLARINDA MEVSİM ETKİSİ
Deniz Yatırım Stratejisti Orkun Gödek TÜFE’de gıda ve baz etkisinin ön plana çıktığını belirtti. Enflasyon gelişmelerinin genel olarak piyasa beklentilerine paralel eğilim gösterdiğini ifade eden Gödek “Özellikle gıda fiyatları üzerinden aşağı yönde baskı kurulması ve yıllık enflasyonun gerilemesi beklenmekteydi. Nitekim, işlenmemiş gıda kalemi yüzde 5.61, taze meyve ve sebze ise yüzde 11.26 geriledi. Ancak, çekirdekteki yükselişin korunması yıllık baz etkisinin aşağı yönde etkisine rağmen dikkati çekici. Dayanıklı mallar (altın hariç) kalemin yüzde 0.53 artması ve hizmet kalemlerindeki yukarı yönlü eğilimin korunması hali hazırda enflasyon açısından ehemmiyetin elden bırakılmaması gerektiğini gösteriyor” diye konuştu.
EN YÜKSEK ARTIŞ YEME İÇME VE KONAKLAMADA
Ana harcama grupları itibarıyla haziranda, aylık bazda en yüksek artış yüzde 2.65 ile lokanta ve otellerde görülürken, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 1.86, eğitimde yüzde 1.5, sağlık ve ev eşyasında yüzde 0.57 artış kaydedildi. Haziranda ana harcama grupları itibarıyla endekste en çok düşüş gösteren grup yüzde 1.65 ile gıda ve alkolsüz içecekler olurken, bunu yüzde 1.57 ile giyim ve ayakkabı takip etti. TÜFE’de yıllık bazda en yüksek artış, yüzde 26.88 ile çeşitli mal ve hizmetler grubunda görüldü. Bunu yüzde 22.51 ile ev eşyası, yüzde 20.84 ile lokanta ve oteller ve yüzde 19.24 ile alkollü içecekler ve tütün izledi. Geçen ay endekste kapsanan 418 maddeden 51’inin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 264’ünün ortalama fiyatlarında artış, 103’ünün ortalama fiyatlarında ise düşüş görüldü.
‘EKONOMİDEKİ DARALMA ORANLARI AŞAĞI ÇEKTİ’
Altınbaş Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Seçil Yıldırım Karaman “Enflasyonda özellikle gıda ve alkolsüz içecekte düşüş yaşandı. Geçen ay bu grupta yıllık enflasyon yüzde 28.44’tü. Bu ay yüzde 19.20’e düştü. Enflasyondaki düşüşün en önemli sebebi budur. Çünkü enflasyondaki en büyük ağırlık bu gruptadır. Gıda grubunda da baz etkisi var. Geçen yıl Haziran ayında gıda fiyatlarındaki enflasyon yüzde 11’den 18.89’a çıkmıştı.
Taze sebze meyve enflasyonu da geçen sene yüzde 2.8’den yüzde 33’e sıçramıştı. Bu haziranda fiyatlarında bir önceki aya yüzde 1.65’lik gerileme görüldü. Gıda fiyatlarındaki düşüşte hasat mevsiminde olmamız ve liranın geçen ay değer kazanması da etkili olmuş olabilir” dedi. Talep daralmasına da dikkat çeken Dr. Karaman “Düşüşün en önemli nedeni, baz etkisi. Geçen yıl haziran ayında enflasyon yüzde 11.5’ten yüzde 15.39’a yükselmişti. Dolayısıyla bu ay geçen yıla göre önemli bir baz etkisi gördük.
Enflasyondaki düşüşün ikinci nedeni talep daralmasıdır. Son iki çeyrekte Türkiye ekonomisi yüzde 3 ve 2.6 daraldı. Tüketim ve yatırımlar bu dönemlerde daralmada önemli rol oynadı. İşsizliğin de yüzde 14’ün üzerinde olduğunu düşünecek olursak ekonominin resesyonda olduğunu söyleyebiliriz. Talepteki daralmaya bağlı olarak enflasyonda aşağı yönlü ivmelenme görüyoruz” diye konuştu.
‘CAN YAKAN RAKAMLAR GÖRECEĞİZ’
CHP’li Aykut Erdoğdu, dar gelirlinin en çok etkilendiği gıda ve ulaşımdaki zamlar ortadayken, ücretlere yapılan yüzde 5-6’lık artışı eleştirdi. Erdoğdu şunları söyledi: “TÜİK’in açıkladığı veriler geniş toplum kesimlerinin tüketim alışkanlıklarını tam olarak yansıtmadığı için çalışanlara ve emeklilere yapılan zammın kayıpları karşılaması da hiçbir zaman söz konusu olmaz. Enflasyonun ücretlere zam yapılacağı aylar beklentilerin altında çıkması da büyük tesadüf. Temmuz ayında memur, emekli ve işçiye enflasyon farkı ödenecek. Ne kadar düşük enflasyon, o kadar az enflasyon farkı demek. Enflasyonla mücadele hayat pahalılığını önlemek için yapılır ama Türkiye’de ise ücretlere düşük zam vermek için ayarlanır oldu. Şeker ve çay fiyatlarına da İstanbul seçimi sonrası yüzde 15 ila 16 oranlarında zam geldi. Elektrik 1 Temmuz itibarıyla yüzde 14.98 zamlı tarifeyle fiyatlanıyor. BOTAŞ, konut doğalgaz fiyatlarını değiştirmedi ancak santrallere satılan doğalgaz fiyatlarını yüzde 6.5 oranında artırdı. Benzine zam geldi, ete de kısa süre içince zam gelmesi bekleniyor. İç pazarı canlandırmak için uygulamaya konan mobilya, beyaz eşya ve otomobildeki vergi indirimleri bitti, bütün bu sektörlerde zamlar gelecek. Bu nedenle enflasyonda düşüş eğilimi, sonbaharda da devam edecek baz etkisine karşın kalıcı olmayacak, yıl sonunda yine can yakan rakamlar göreceğiz.”
Memur, memur emeklisi ve emeklilerin temmuz ayında alacakları zam oranları belli oldu. Buna göre SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarına temmuz ayında yüzde 5, memur ve memur emekli aylıklarına ise yüzde 6 oranında zam yapılacak. Haziran ayı enflasyon rakamları açıklandı. Bu ayda Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık yüzde 0,03, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) de yüzde 0,09 arttı.
Açıklanan enflasyon rakamlarıyla memur, memur emeklisi ve emeklilerin alacakları zam oranları da belli oldu. Toplu sözleşme gereği memur ve memur emeklisinin temmuz ayında yüzde 5 zam alması ve 6 aylık enflasyon oranlarında oluşacak fark kadar ekleme yapılması kararlaştırılmıştı. Yılın ilk yarısında oluşan enflasyon oranının yüzde 5’e ulaşmasıyla oluşan yüzde 1’lik fark memur ve memur emeklisinin alacağı zam oranına eklendi. Böylece memur ve memur emeklisinin temmuz ayında alacağı zam oranı yüzde 6 olarak saptandı.
SSK ve BAĞ-KUR emeklileri ise temmuz ayında maaşlarını yüzde 5 zamla alacaklar. 2000 öncesi emeklilerde en düşük SSK aylığı bin 888 liradan bin 983 liraya, 2000 sonrası emeklilerde en düşük SSK aylığı bin 125 liradan bin 181 liraya; en düşük BAĞ-KUR aylığı bin 690 liradan bin 775 liraya, en düşük tarım BAĞ-KUR’lu aylığı da bin 190 liradan bin 250 liraya yükselecek. En düşük memur maaşı 3 bin 512 liradan 3 bin 723 liraya, en düşük emekli memur aylığı da 2 bin 379 liradan 2 bin 522 liraya çıktı. Öğretmen maaşı 4 bin 737 liradan 5 bin lira seviyesine ulaştı. Polis memuru maaşı ise 5 bin 375 liradan 5 bin 700 lira oldu.