Soylu, trafik hizmetlerinde kullanılmak üzere satın alınan 284 motosikletin Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın emrine tahsis edildiğini söyledi.
Bir birey olarak Türkiye hayali, İçişleri Bakanı olarak da ulaşmak istediği bir hedefi olduğunu aktaran Soylu, “Hedefim, hiç kimsenin, her ne sebeple olursa olsun burnunun kanamadığı, eline iğne dahi batmadığı bir Türkiye tablosuna ulaşmaktır. Ne terörle, ne bir kavgayla, ne bir trafik kazasıyla, ne de başka bir sebeple… Herkesin dikkatli, tedbirli olduğu, güvenlik kurallarına uyduğu, elbette ki devletin üzerine düşen sorumlulukları eksiksiz şekilde yerine getirdiği; en son güvenlik teknolojilerinin kullanıldığı; insan hayatı söz konusu olduğunda ne devlette ne de insanın kendisinde bir ihmalin olmadığı bir Türkiye hayal ediyorum.” diye konuştu.
Soylu, Ankara’da arka kapağı açık şekilde seyreden kamyonun ölümüne yol açtığı üniversiteli kızın durumunu hatırlatarak, “Basit hatalar, basit ihmaller diyoruz ama giden can, asla basit değil. Allah kimseye vermesin, kimseyi böyle imtihan etmesin. İhmal basit, ama anne babanın yüreğindeki yangın basit değil. Dışarıya çıksa belki dünyayı yakar. İşte onun için, insan hayatına mal olacak hiçbir şeyi ihmal edemeyiz, etmemeliyiz. Biz bu duygu ve bu motivasyonla çalışıyoruz. Hükümet olarak, İçişleri Bakanlığı olarak, insan hayatının söz konusu olduğu her durumda hem aldığımız tedbirleri, hem de kapasitemizi arttırıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Sakin ve mülayim konuşamam”
Soylu, terör, uyuşturucu, şehir ve trafik güvenliği konularında özellikle büyük bir gayret ve sorumluluk içinde olduklarını dile getiren Soylu, “Bazen sert tedbirler alıyoruz. Bazen sert sözler de söylüyoruz. Bize kızıyorlar. Bazen kınıyorlar. Ama kimse kusura bakmasın, ülkemde geçen yıl 941 gencim uyuşturucudan hayatını kaybetmişse, ben sakin konuşamam. Bu ülkede yılda 7 binden fazla insanımızı trafik kazalarında kaybediyorsak, sakin ve mülayim konuşamam. Bu ülkede evlatlarımızı teröre şehit verirken birileri kalkıp onlara destek veriyorsa, sakin konuşamam. Elbette ki mesele sadece konuşmakla çözülmüyor.” dedi.
“Üç noktaya dikkat ediyoruz” diyen Soylu, şöyle konuştu:
“Birincisi kararlılık. Biraz önce belirttiğim gibi bir ilkemiz ve hedefimiz var. Bakanlığımızın diğer sorumluluk alanlarında olduğu gibi trafik alanında da ‘Kara Yolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı’nı hazırladık. Bu planda 2020 yılında trafik kazaları neticesinde ölümleri yüzde 50 oranında azaltmayı kendimize rakamsal hedef olarak belirledik. Dikkat ettiğimiz ikinci nokta, yasal mevzuat adımlarıdır. Kanunsuz, hukuksuz yapılan hiçbir işin sürekliliği olmaz ve o işten verim de alınmaz. Onun için yasal düzenlemelere, protokollere ağırlık verdik. Okul servis araçlarından, yaya öncelikli trafik anlayışına geçişi sağlayan yasal düzenlemelere; taksilere yönelik talimatları içeren genelgelerden, slalom, abarth eksoz gibi kusurlu hareketleri ceza kapsamına almaya kadar birçok konuda mevzuat düzenlemeleri gerçekleştirdik. Ve üçüncü nokta olarak da kapasitemizi arttırıyoruz. Hem personel hem ekipman ve araç gereç hem de dijital teknoloji anlamında önemli yatırımlar yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Çünkü, aldığımız kararlar ne kadar isabetli olursa olsun, bunu sahada uygulayacak insan ve ekipmana ihtiyacımız var.”
“Motosikletlerden alınan verim fazladır”
Olaylara daha hızlı müdahale etmeleri ve trafik hizmetlerinde kullanılması amacıyla emniyet ve jandarmaya 284 adet araç teslim ettiklerini dile getiren Soylu, şu bilgileri verdi:
“Bu bizim üçüncü serimiz. Asayişe yaklaşık olarak ekstra yıllık milli bütçeden aldıklarımızın yanı sıra 60 veya 100 tane emniyet alıyor. Onun ötesinde bu yaklaşık 750 motosikleti emniyet ve jandarmaya teslim edeceğiz. 250 tanenin daha siparişler verildi. Çok yakın zamanda gelecek 1000 yeni motosikletle hakikaten çok önemli bir adımı hep birlikte atmış oluyoruz. Bunların 60 tanesi, daha önce motosikletli ekipleri olmayan jandarma trafik birimlerimizde kullanılacak. Şimdi diyeceksiniz ki, ‘Bu araçların alımı böyle bir tören yapacak kadar önemli mi?’ Evet önemli. Çünkü hem ciddi bir rakam, hem de vatandaşımıza sunduğumuz hizmetin kalitesine doğrudan etki eden bir yatırımdır. Şu noktaya da ayrıca dikkatleri çekmek isterim; motosikletlerden aldığımız verim, normal polis araçlarından aldığımız verimden fazladır. Kişisel bir şey değil, teknik bir sebep. Çünkü; motosikletli ekipler, olay yerine daha hızlı ulaşabiliyor. Keza normal araçların giremediği yerlere girebiliyor. Özellikle trafik kazalarında, kaza sebebiyle yol da tıkandığı için, normal ekip araçlarının kaza yerine ulaşabilmesi zaman alıyor. Oysa motosikletli timler, aralardan, kaldırımlardan, bir şekilde olay yerine hızlıca gidebiliyor.”
Motosikletlerle dar ve ara sokaklarda suçlu takibinin daha kolay yapıldığına dikkati çeten Soylu, “Dolayısıyla emniyet teşkilatımızın her biriminde motosiklet sayısını elimizden geldiğince arttırmaya, bir yandan da araçlarımızın ortalama yaşını gençleştirmeye gayret ediyoruz. Bugün aldığımız araçlarla bakanlığımız bünyesindeki motosikletlerin yaş ortalaması 5’ten 4’e düştü. Ayrıca araçların kalitesi, gücü ve teknolojisi de giderek artıyor. Trafik hizmetlerinde tüm Türkiye’de kullanılan araç sayısı 6 bin 242 olup, bugün aldıklarımızla birlikte bunun bin 568 tanesi, yani yaklaşık yüzde 25’i motosiklettir. Önümüzdeki yıllarda bu sayıyı inşallah daha da arttırmayı hedefliyoruz. Aynı şekilde gerek insanlı-insansız hava araçlarımızla, gerekse kameralarımızla da trafikteki izleme kabiliyetimizi sürekli arttırmaya gayret ediyoruz. Bu sayede hem kural ihlallerini hem de olası kazalara müdahale zamanımızı en aza indiriyoruz. Eylül ve Ekim aylarında ölüm sayılarında yüzde 6, yaralamalı trafik kazalarında yüzde 9 oranında bir azalma kaydettik. Bunu daha da fazla azaltmalıyız. Bunu hep birlikte yapmalıyız.” şeklinde konuştu.
“Personel ve ekipman sayısı artıyor”
Soylu, trafik personelinin sayısını arttırma ve uzmanlaşmalarına ağırlık verdiklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Arkadaşlarımıza özel eğitimler veriyoruz. Trafikte görevli arkadaşlarımızı, başka birimlerde görevlendirmemeye gayret ediyoruz. Bildiğiniz gibi; sürücü belgesi ve pasaport işlemlerini nüfus müdürlüklerine, araç tescil işlemlerini de noterlere devretmiştik. Bu birimlerden boşa çıkan arkadaşlarımızı da trafik hizmetlerinde görevlendirmek suretiyle, bu birimimizdeki personel sayımızı önemli ölçüde arttırdık. Önümüzdeki günlerde emniyet teşkilatına 6 bin 600 personeli daha emniyete katılacak. Bunun bin 500’ünü tekrar trafiğe vereceğiz. Özellikle İstanbul’a 400-500 trafik polisi vereceğiz. Bin 200 bekçiyi İstanbul’da göreve başlattık. Ocak ve şubat aylarında iki aylık bir dönemde eğitimden geçirilerek şubatın sonunda var olan 2 bin 800 bekçimize ek olarak bin 200 bekçi göreve başlamış olacak. Hedefimiz İstanbul’da şehir içi trafiği belediye ile birlikte zabıtalarla eş güdüm içerisinde ilk başta yürütmek daha sonra onlara devretmektir. Jandarmamızda da 2016 yılında 2 bin 712 olan trafik personeli sayımızı, bugün alımını yaptığımız motosiklet ekipleriyle beraber toplamda yüzde 81’lik artışla 4 bin 918 personele çıkarmış oluyoruz. Bir taraftan emniyetten diğer taraftan jandarmada personel sayımızı artırıyoruz.”
Soylu, trafik meselesinin ancak vatandaşla el ele verilerek çözülebileceğini onun içinde toplumda duyarlılığın artırılması gerektiğini hatırlattı.
“Vatandaşlarımızın duyarlılığına muhtacız” diyen Bakan Soylu, “Burada, aramızda küçük kardeşlerimiz var. Onları da aslında bunun için çağırdık. Biz her arabaya binemeyiz ama arabadaki küçük çocuklarımız belki bu ikazları yapmayı başarabilirler. ‘Kırmızı Düdük’ kampanyasının çıkış mantığı işte buydu. Hem geleceğin bilinçli yaya ve sürücülerini yetiştirmek, hem de araç kullanan anne babalara etkili bir uyarı verebilmek, bu meseleye farkındalığı arttırmak istedik. Kampanyayı Kurban Bayramı’nda yapmıştık ama bitirmedik. Netice almadan da bitirmek istemiyoruz.” şeklinde konuştu.
“Trafikte kimse efsunlu değil”
Bakan Soylu, bugüne kadar trafik konusunda attıkları küçük büyük her adımdan mutlaka bir netice aldıklarını, bir kazayı önlemiş ve bir can kaybının önüne geçmiş olmayı kazanım olarak gördüklerini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye’de kazaların en çok yaşandığı ilk 20 noktada aldığımız tedbirlerle, geçmiş bayramlarda bu noktalarda yaşanan ortalama can kaybını yüzde 10’dan yüzde 1’e indirdik. Maket trafik polisi uygulamasında, kullandığımız yerlerdeki kazalarda yüzde 17,5 azalış elde ettik. Otoyollarda ortalama hız koridoru uygulamasına geçtik. Bu uygulamaya geçtiğimiz ilk bir yıl verilerine göre otoyollarda geçen yıla oranla araç yoğunluğu yüzde 26 artmasına rağmen kazalarda yüzde 7, can kayıplarında yüzde 6 azalış elde ettik. Trafik meselesinde kimse efsunlu değil. Artık bu acıları yaşamayalım. Emniyet kemeri takmak, dünyanın sonu değil ama emniyet kemeri takmamak hayatın sonu olabilir. Bugün dünya engelliler günü. Engelleri vatandaşlarımızın çoğu, maalesef trafik kazaları yüzünden engelli hale geldi. Bazı insanlar emniyet kemeri takınca sıkıldığını söylüyor. Allah göstermesin, herhalde ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkum olmak kadar sıkıcı değildir. Biz bir gayret içindeyiz ve bu gayreti gösterirken bütün vatandaşlarımızı yanımızda görmek, yanımızda hissetmek istiyoruz.”
Törene, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Korgeneral Salih Karataş, İBB Başkanı Mevlüt Uysal, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, İstanbul Jandarma Komutanı Tuğgeneral Nuh Köroğlu ile polis ve askeri yetkililer katıldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya kask hediye edilen tören, 284 öğrencinin “Kırmızı Düdük” çalmasıyla sona erdi.