Dunhuang: Doğunun yeni Dubai’si

2018123004173719_qbv1j0omhpdjm0hue6k7v2m3i11

Başlık Çin’de yaşayan duayen turizmci arkadaşım Semih Erken’den. Ben Dunhuang’dayken internette fotoğraflarımı görmüş, beni aradı. O da birkaç kere buraya gelmiş. Bana Çin’in bu kenti Dubai gibi yükseltmeye başladığını ve yakın zamanda Çin’in en önemli turizm merkezlerinden biri olacağını söyledi. Zaten tam da bu nedenle ben de diğer yabancı gazetecilerle birlikte Dunhuang’a davet edildim. Semih’in dediği doğru, Dunhuang yurtdışına açılmak isteyen turizmciler ve yatırımcılar için iyi bir seçenek. Kent, ülke içi ve dışı turizmi için görücüye çıkmış durumda.

Çin Hükümeti ülkenin her eyaletine, her kentine bir kişilik veriyor. Elbette bu planlamayla oluyor ve ülkenin batısında turizmin bayraktarlığını yapma görevi de Dunhuang’a verilmiş. Dunhuang’ın bağlı olduğu Gansu eyaleti Çin’in batısında kalan fakir eyaletlerden biri ama Dunhuang’ın bu durumu tersine çevirebilecek oldukça fazla şansı var ve bu konuda ciddi yol almaya başlamış.

Buradaki fuar için Gansu’nun başkenti Lanzhou’daki üniversitelerden öğrenciler mavi beyaz üniformalarıyla gönüllü olarak çalışmaya gelmişler ve attığımız her adımda yanımızdalar. Sadece gönüllü öğrenciler değil, güvenlik önlemleri de -biraz da abartılı şekilde- tavan yapmış durumda. Ancak kent yoğun olarak var olduğumuz biz yabancılar ve kalabalık Çinli gazetecilerle oldukça renkli.

ÇÖLLEŞMEYLE SAVAŞMAYA DEVAM

Gansu ile birlikte İç Moğolistan, Ningxia Hui Özerk Bölgesi, Sincian Uygur Özerk Bölgesi’nin ortak dertleri çölleşme! 10 küsur yıl önce de Ningxia’ya yaptığım bir ziyarette görmüştüm; çölün üzerinde devasa üzüm bağları kurulmuş, hem üzüm üretiliyor hem de bir yeni kurulmuş olan bir fabrikada da oldukça kaliteli şarap üretiliyordu. Yani Çin uzun zamandan bu yana bu bölgelere özgü alternatif ekonomik alanlar geliştiriyor. Başka bir zamanda da Dunhuang’ın bağlı olduğu Gansu eyaletine yaptığım bir ziyarette, kilometrelerce uzayan devasa elektrik nakil hatları ve güneş panelleri çok dikkat çekiciydi; Gansu eyaletine de Çin’e enerji üretimi yapma görevi verilmiş.

Gansu’nun çorak toprakları enerji üretimiyle Çin’e hizmet verirken, Çin’in batısına hakim olan çölleşme de buralara Arap diyarı görüntüsü sunuyor. Dunhuang’a Gansu’nun başkenti Lanzhou’dan 1 buçuk saat uçak yolculuğuyla ulaşılıyor ve kent eyaletin kuzeyinde Sincian Uygur Özerk Eyaleti’nin hemen yanında. Taklamakan çölüne giriş bir anlamda Dunhuang’dan yapılıyor. Gansu’ya yıllar önce bir belgesel çekimi için geldiğimde de doğada başıboş dolaşan develeri görünce şaşırmıştım. Çoğu Çinli, Çin’de doğada develerin yaşadığını bilmez. Ancak deve hem eyaletin hem de Dunhuang’ın kullandığı simgelerden biri. Ayrıca sadece deve değil esas olarak Dunhuang’ın simgesi kadim İpek Yolu. İpek Yolu’nun Çin içinden gelen yolları burada birleşiyor, sonra Kuzey, Güney ve Orta rotalarına yöneliyor. Dunhuang’a 90 kilometre uzaklıktaki Yeşim Kapısı adlı, şimdi sadece tek bir kalıntının olduğu diğer kavşak noktası da yakınlarda. Yeşim Kapısı’ndaki küçük müzede yemek çubukları görmüştüm; atalarımız yemek çubuğu kullanıyormuş! İpek Yolu’nun adı ve grafikleri çok sık kullanılır olsa da Xi Jinping’in, bu yüzyılın en büyük projesi olarak sunulan Bir Kuşak Bir Yol İnisiyatifi bu kentte de rüzgâr estiriyor. O nedenle de Dunhuang’da İpek Yolu Uluslararası Kültür Fuarı var ve o nedenle biz yabancılar davet edildik.

GERÇEK BİR VAHA

Kentin göze çarpan yeri ise çölde yer alan Hilal Göl adı verilen yarım ay şeklindeki göl ve yanındaki tapınak. Burası 200 binden az nüfuslu kentin en önemli kalıntısı. Bu vahaya daha önce geldiğimde sadece turistik deve yürüyüşleri yapılıyordu ama şimdi turistler planörlerle uçuruluyor, ATV’lerle gezidiriliyor. Dunhuang’a gelip de buraya gelmeyen yok. Buraya 120 RMB (92 lira) para verip giriliyor ve bu miktar hiç de az değil. Biz gazeteci olduğumuz için para vermedik ama sanıyorum koca çölün ortasındaki bu alana çevreden yürüyerek gelip para vermemek de mümkün olsa gerek. Çölün ortasında böylesi bir hava film gibi. Fotoğraf çekmek için çok uygun ama içeriye girdikten sonra size çok da çekici gelmeyebilir. Zamanı bol olanlar ve karda hiç kaymamış olanlar için kumulların üzerine çıkıp aşağıya kaymak da zevkli olabilir, ama tabi bu da parayla!

Bir gün otelden çıkıp Hilal Göl’e doğru yaptığım oldukça uzun bir yürüyüşte karşıma bir tapınak çıktı. Adı Leiyin (Şimşeğin Sesi) Tapınağı. Burası Hilal Göl’e bir kilometre kadar uzak ama yenilenmiş bir tapınak. Eskisi tamamen yok olmuş. Çin Budizm Derneği burayı 1989 yılında baştan aşağıya yenileyerek açmış. 3 bin metrekare büyüklüğünde. Giriş parası var ama kimse bilet almanız ya da mum alıp adakta bulunmanız için baskı yapmıyor. Hint Mahayana Buda heykellerinin bulunduğu bu tapınak karşıma birden çıktığı için sürpriz oldu.

Leiyin Tapınağı’nın olduğu caddenin tam karşısında da Shazhou Gece Pazarı var. Burası da oldukça lezzetli yemeklerin olduğu, doğaya uyumlu bir mimarisi olan bir alan. Alışveriş dükkanlarıyla, restoranlarıyla oldukça renkli bir bölge. Dışarda oturup harika bir çevirme yedik ama ilerleyen saatlerde çölün soğuğu vurdu ve içeriye taşındık. Gündüz güneş sizi yakarken haliyle gece de dondurucu bir soğukla karşılaşıyorsunuz.

Aynı cadde üzerinde kente daha yakın bir noktada da Dunhuang Müzesi var. Kalabalık bir ilkokul öğrencileriyle gezdim ve bilet ücretsizdi. Zamanı bol olanlar için sprial olarak yukarıya çıkan bu müze de Dunhuang’daki gidilebilir bir nokta.

Kentin diğer çok önemli simgesi ise Mogao Mağaraları. Buraya “Binlerce Buda Mağarası” da deniliyor. UNESCO’nun koruması altına girmeyi hak eden muhteşem bir heybeti var. Giriş parası oldukça fazla; 220 RMB (168.5 lira). Toplam 492 mağara var ve her mağarada bir ya da birden fazla Buda ve bu Budaların her birinin de bir öyküsü var. Budizm, İpek Yolu’nun bu önemli kavşağına birinci yüzyılda geliyor ve ilk mağaraların yapılış tarihi MS 366 yılı. Şimdiki bu devasa görünümüne ise bin yıl önce ulaşılmış. Tüm mağaraları hepsini gezmenin olanağı yok, birkaç tanesine girip çıktık ve nedense fotoğraf çekilmesine de izin verilmiyor. Flaş açmadan çaktırmadan cep telefonuyla sadece bir kare çekebildim. Bu alanın tam önünden kurumuş bir nehir geçiyor. Suyu olmayan nehrin üzerine kurulmuş köprülerden geçerek mağaralara ulaştık. Zaman yetersizliğinden ötürü fazla bilgi toplayamadım ancak Budist Uygur Türklerinin izlerini burada görmek mümkün. Daha önceki gelişimde Dunhuang’a çok da uzak olmayan bir noktadaki Atnalı Tapınağı’nda Uygur Budistlere rastlamıştım. Yani biz Türkler sadece Müslüman değiliz, Hıristiyan ve Yahudi Türklerden başka Gansu’da Budist Türkler de var. Uygurlar da Dunhuang’a Dukhan demişler.

Çevre düzenlemesi oldukça güzel olan ve yeşilin kum çölüyle canhıraç savaştığı kentte konferansların ve sergilerin yapıldığı yeni binalar topluluğu, Çin’in artık alıştığımız o muhteşem mimarisiyle göz kamaştırıyor. Binalarda farklı temalarda sergiler var. Xi Jinping’in Çin’i dışarıya açmada simge olarak kullandığı Çin çayı da burada. Hemen seyirttim, gelen konuklara çayları ben sunuyorum, hatta bir yabancı olarak gelen Çinlilere bile Çin çayı hakkında bilgi veriyorum. Tesadüf o ki geçen yıl -ki Aydınlık’ta da geziyi yazmıştım- Guizhou eyaletindeki sadece çayın olduğu Meitan kentindeyken bizleri çay toplatmaya götürmüşlerdi, işte o çay denizinin sahibi buraya gelip çay sergisi açmış! Gördüğünüz gibi sadece dünya çok küçük değil, Çin de çok küçük! Sergi haricinde akşam yapılan muhteşem gösteri için bir günde ikinci kez de buraya geldiğimiz de oldu. Kentteki sergilerde ve etkinlikler için gelen konuk ülkeler içinde Rusya’nın ağırlığı kendisini hissettiriyor. Sadece konuklar değil, etkinliklerde de Rusya’dan sanatçılar davet edilmiş. Rus-Çin ilişkisinin sıkılığı burada da kendisini gösteriyor.

Dunhuang’ın oldukça kötü bir kuru havası var ve haliyle başta dudak kremi ile el kremi önem kazanıyor. Yılda bir gün yağmur yağarsa o gün bayram oluyor! Tüm muslukların üzerinde suyun dikkatli kullanımıyla ilgili uyarı levhalarının büyüklüğü de insanın dikkatini çekiyor. Ancak kent oldukça temiz, yani kent kendisini turizme şimdiden hazırlamış durumda. Suyun çok titiz kullanıldığı bu kentin ortasında yapma bir ırmak var. Irmak boyunca her iki yandaki yapılar göz kamaştırıyor ve özellikle akşamları ışıklarla meydana gelen görüntü oldukça göz kamaştırıyor.

ÇİN TANITIMA PARA HARCIYOR

Bu gezi de benim son bir kaç yıl içinde davet alarak yaptığım Çin içi gezilerden biri. Xi Jinping ekibi Çin’i dünyaya açmak, önyargıları kırmak için olabildiğince çalışıyor. Projelerin bazısı yurtdışına yönelik bazısı yurtiçine yönelik. İşte yurtiçine yönelik olarak Çin’deki biz yabancı gazetecileri elden geldiğince kullanmaya çalışıyor. Bize düşen de Çin’in bu çabasına katkıyı bu yazıyla yapmak. Bundan sonra Çin ve Çin markalarını daha fazla duyacaksınz ve göreceksiniz. Bu gezimiz bunun bir parçasıydı. Southern Airlines Çin’in Türkiye’ye uçmaya başlayan yeni havayolu. Yeni rotası aktarmasız Pekin-İstanbul arasında ama birkaç yıl önce durdurduğu eski rotasında Sincan Uygur Özerk Bölgesinin başkenti Urumçi’den aktarma yaparak İstanbul’a uçuyordu. Eski rota yeniden açılabilir diye duyuyoruz. Eğer uçuşlar tekrar başlarsa ve Türkler rahat turist vizesi alabilirse, Çin’in Batı bölgeleri özellikle biz Türkler için köklerimizi keşfetmek açısından turizm açısından son derece çekici merkezler. Gelinirse Dumhuang’ın es geçilmeyeceği kesin!

 

Exit mobile version