Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü, Prof. Dr. Metin Ekici, Dede Korkut’un UNESCO Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi’ne alınmasını Aydınlık’a değerlendirdi.
19-25 ekim 2015 yılında yapılan 3. Türk Dünyası Kültür Kongresi “Dede Korkut ve Türk Dünyası” düzenleme kurulu başkanı Ekici, ‘’Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu’nun (UNESCO) Paris’te 29 Eylül-17 Ekim 2003 tarihleri arasında toplanan 32.Genel Konferansı, “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi”ni kabul etti. Sözleşme, TBMM’nin 19.01.2006 tarihli oturumunda oy birliğiyle kabul edildi. 2008 yılı itibariyle listeye kültürel miraslarımız girmeye başladı. Geçen yıl Azerbaycan ve Kazakistan’la birlikte sunduğumuz ‘Dede Korkut’un, Morityus Cumhuriyeti’nin başkenti Port Louis’de yapılan UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması 13. Hükümetlerarası Komite Toplantısı’nda temsili listeye alınmasıyla birlikte ‘UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Temsili Listesi’nde 17. unsurumuz da yerini aldı. Bu gelişme, popüler kültür tarafından erozyona uğratılan ulusal kültürümüzün korunması adına önemlidir’’ dedi.
YENİ ÇALIŞMALAR YAPILMALI
Dede Korkut’un kültür dünyamızdaki önemine dikkat çeken Ekici şöyle konuştu: Dede Korkut, 10, 12 yüzyılda Türklerin en büyük bilgelerinden biridir. Bugünki Kazakiskan, Özbekistan bölgesinde yaşadığı düşünülmektedir. Kazakistan’da Korkut Ata Üniversitesi var. Bizim de Osmaniye’de Korkut Ata üniversitemiz vardır. Bayburt’ta da Dede Korkut’un mezarının yer aldığına inanılan türbe bulunmakatadır. Kazakistan’da Azerbayca’da, Dede Korkut’un yaşadığı iddia edilen yerler de bulunmaktadır. Dede Korkut kopuzun mucididir, şairdir, ozandır, müzikle hastaları iyileştirendirendir. Atasözlerimizin yaratıcısıdır, Türk dünyasının ulu bilgesidir. Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkiye gibi Türk ülkelerinin ortak değeridir. Dede Korkut’u bir Türk ansikopedisi olarak görebiliriz. UNESCO’yla birlikte bu değerin öneminin daha da çok anlaşılacağını umuyorum. Özellikle Korkut Ata’nın genç kuşaklar tarafından tanınmaya başlayacağını düşünüyorum. UNESCO başarısının bir çıkarımı da, Dede Korkut’a ve Türk dünyasına ilişkin yeni çalışmalar yapmak olmalıdır. Tarih sadece geçmişi anlatmaz, geleceğe de yön verir. Kültürel değerlerimizi öğrenmeli ve genç kuşaklara aktarmalıyız.
Unesco listesindeki somut olmayan kültürel miraslarımız
1. Meddahlık Geleneği (2008)
2. Mevlevi Sema Törenleri (2008)
3. Âşıklık Geleneği (2009)
4. Karagöz (2009)
5. Nevruz (Azerbaycan, Hindistan, İran, Kırgızistan, Özbekistan ve Pakistan ile ortak dosya (2009) (2016 yılında dosya Afganistan, Azerbaycan, Hindistan, Irak, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Pakistan, Tacikistan ve Türkmenistan katılımı ile genişletilmiştir)
6. Geleneksel Sohbet Toplantıları (Yaren, Barana, Sıra Geceleri ve diğer, 2010)
7. Alevi-Bektaşi Ritüeli Semah (2010)
8. Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali (2010)
9. Geleneksel Tören Keşkeği (2011)
10. Mesir Macunu Festivali (2012)
11. Türk Kahvesi ve Geleneği (2013)
12. Ebru: Türk Kâğıt Süsleme Sanatı (2014)
13. İnce Ekmek Yapımı ve Paylaşımı Geleneği: Lavaş, Katrıma, Jupka, Yufka (Azerbaycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye ile ortak dosya) (2016)
14. Geleneksel Çini Sanatı (2016)
15. Bahar Bayramı Hıdırellez (Makedonya ile ortak dosya) (2017)
16. Dede Korkut Mirası: Destan Kültürü, Halk Masalları ve Müzik (Azerbaycan ve Kazakistan ile Ortak Dosya, 2018)
Türkiye’nin 17. Madde kapsamındaki Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine ise Islık Dili 2017 yılında kaydedilmiştir.
Kaynak : Aydınlık