CUMHURİYETİN EKONOMİ-POLİTİĞİ

YIMG_C4CE4B-7269F2-F07B1E-CEA834-D511F9-EE546F-8

Tarihin ilerleyen dönemlerinde alt gelir grubunun orta gelir grubuna heves ettiği ve rejimlerin değiştiği görüldü. Örneğin Fransa’daki cumhuriyet talebi bu şekilde gelişti. (Bu dönemde Ahilik sistemi üzerinden KOBİ biçimi üretim ve ticaretle, vakıf ve zekat mekanizmalarıyla en geniş orta gelir grubuna sahip bulunan Osmanlı’daki refahın diğer ekonomilerde insanları nasıl etkilediği incelenmelidir.)

Cumhuriyet devrimini gerçekleştiren batılı ekonomilerde genişleyen orta gelir grubu diğer ekonomilerde insanları cezbetmeye başladı. Orta gelir grubunda olmak yani kendisi ve ailesinin refahını yükseltmek talebi toplumları içine çekti. Bu noktada etkin bölüşüm temel mesele olsa da kapitalizmle birleşen rejim herkesin kendisini kurtarmaya çalıştığı bir yozlaşma üretti. Bu yozlaşmanın siyasete yansıması ise temel sorun oldu.

Türkiye’de de cumhuriyetin ekonomi politiği aynı çerçeve de gelişti. Cumhuriyet etrafında örgütlenenlerin orta gelir grubu talebi olduğu ortaya çıkan geçişkenlik ile görülmüş oldu. Kuruluşun devamında ise aynı güçlü talep partiler etrafında örgütlendi. İlk dönem sosyal-demokratların ve seleflerinin toplumun orta gelir grubunda yer almayı sürdürdüğü uzun bir dönem ortaya çıktı. Düzeni büken ise önce Anavatan Partisi’nin ve sonra Refah Partisi’nin başarısı oldu.

Anavatan Partisi’nin başarısından alınacak mesaj esas olarak orta gelir grubunun toplumun farklı sosyolojik grupları tarafından keşfedilmiş olduğudur. Bu gelişmede tarımla ilgilenen bu sosyolojik katmanların sanayileşme karşısında refah kaybına uğramaları da belirleyicidir. Bu katmanlar orta gelir grubundan alt gelir grubuna düştüklerini fark etmişlerdir. Bu fark ediş Refah Partisi’nin başarısını farklı bir okunma biçimidir. Orta gelir grubuna toplumun muhafazakar katmanlarının hevesinin büyüdüğü anlaşılmıştır.

Partiler içinde dava ve menfaat ayrışması da bu şekilde anlaşılabilir.  Yalnız kemik seçmen milli menfaatleri öncelerken geçişken seçmen kişisel menfaatleri öncelemektedir.

Refah Partisi’nin orta gelir grubunun muhafazakarlar için de mümkün olduğunu ispatlaması ise AK Parti’nin başarısını oluşturdu. Toplumun en geniş kesimi orta gelir grubunda yer almak için örgütlendi. Sayısız seçim başarısını besleyen etken böylece oluştu.

Türkiye Cumhuriyeti kutsaldır. Bir gazinin kurduğu son ve tek devlettir. 95. Yılı kutlu, mutlu olsun.

Rejimin ekonomi politiğini tartışmak onu yıpratmaz bilakis güçlendirir. Fakat kapitalizmle rejimin doğal birlikteliği güçlendikçe yozlaşma tehdidi vardır. Amacım bunun farkındalığını sağlamaktır. Öncelikler kutsal ve milli hedefler üzerine örgütlenmelidir.

Çünkü orta gelir grubu kapitalizmin sanal vaadidir. Bu sanallık uğruna değerlerimizi feda edemeyiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu anlamda uzun zamandır orta gelir grubunda yer almak için göz ardı edilen değerleri temsil etmektedir. İlelebet siyaseti değerler etrafında örgütlemeliyiz. İlk defa konjonktürün fevkalade sıkıştığı bir dönemde hükümetin düşmemesi bunu göstermektedir.

Başka ülkelerde siyasetin temel belirleyicisi ekonomi olabilir. Ama Türkiye’de olamaz. Bundan sonra olmamalıdır.

Yoksa onlarca sektöre milyarlarca dolarlık getirisi olan, binlerce insana istihdam sağlama potansiyeli bulunan yeni havalimanı gibi projeler hiçbir zaman gerçekleştirilemez. Yollar, köprüler, okullar, fabrikalar, teknoparklar, hastaneler, limanlar yapılamaz. Hiçbir insanımızın layığı olmayan alt gelir gruplarına sıkışır kalırız.

Yusuf DİNÇ 30 Eki 2018

Bu köşe yazısı Türkiye’nin en genç gazetelerinden Yeni Birlik‘te yazılmıştır. Eğer köşe yazarının yazısıyla ilgili düşüncelerinizi paylaşmak istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından yazabilirsiniz.

Yeni Birlik Gazetesi’ni Gazete Bayilerinden Temin Edebilirsiniz.

Exit mobile version